| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2017 |
MHP GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bugün fındık üreticilerinin sorunlarının araştırılmasına yönelik bir araştırma önergesi verdik, şimdi onun gerekçesini açıklayacağım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Fındık, hepimizin bildiği gibi, Karadeniz Bölgesi için çok önemli bir ürün. Karadeniz'de zaten bir çay var, bir fındık var; onun dışında sanayi çok sınırlı, turizmle ilgili de yeni yeni bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Dolayısıyla Karadeniz açısından çok önemli fındık, aslında Karadeniz açısından önemli olduğu kadar Türkiye açısından da önemli. Tabii, dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini, ihracatının yüzde 75'ini Türkiye olarak biz yapıyoruz. 8 milyon kişi üretimden ihracata kadar bu zincir içerisinde bu işten bir şekilde ekmek yiyor. 2 milyar dolar civarında da bir ihracat var ve burada hiçbir şekilde de; hemen hemen neredeyse girdilerin tamamı yerli diyebileceğimiz, belki gübre, ilaçta bir miktar yabancı girdi var ama onun haricinde tamamen katma değer yurt içerisinde kalan bir ürün.
Şimdi, fındıkla ilgili bana göre en büyük sorun; fındığın bir sürü yapısal sorunu var ama fındık meselesini biz hep yumurta kapıya gelince konuşuyoruz. Yani hasat ortaya çıkıyor, fındık fiyatları düşüyor, üretici mağdur oluyor, bu fındıkla ilgili neler yapılacak, neler yapılması gerekir hususu... Hâlbuki fındığın yapısal sorunları var ve bu yapısal sorunların çözülebilmesi için de bu dönemde değil de bunun -işte, o yüzden araştırma önergesi verdik- etraflı bir şekilde bu konunun çalışılması lazım ki bu sorun çözülsün. Yani stratejik bir ürünün... Yani elimizle fındık meselesinde ciddi bir şekilde hem üretici mağdur oluyor hem de ülke olarak yeteri kadar döviz girdisi elde edemiyoruz. O yüzden bunu, bu meseleyi etraflıca konuşmak lazım, o sıcak iklimin dışındaki vakitlerde konunun konuşulması lazım, dolayısıyla kalıcı çözümleri konuşmamız lazım.
Şimdi, bir defa, ilk önce fındık üreticisi yoksullaşıyor. Fındıkta verim düşük. Mesela verimin artırılması için alınması gereken tedbirler var. Hem dünya ortalamasına göre düşük verimimiz hem de verim giderek düşüyor, bunu bir görmek lazım. Çok dalgalı, iklime çok duyarlı hâlde. Belki bunu bir miktar buradan çıkarmak lazım. Fındık ağaçlarının gençleştirilmesi ihtiyacı var. Önümüzdeki dönem için ciddi riskler sunuyor bu. Yani bugün 2 milyar dolar ihracat falan diyoruz, eğer bu şekilde giderse, bu tedbirler alınmazsa önümüzdeki dönemde ihracatın çok daha fazla düşme ihtimali var.
Girdi fiyatları, ilaçlamadan, gübrelemeye kadar, toplatmaya kadar girdi fiyatları yüksek. Özellikle bu yıl fındık üreticisi fındığını maliyetinin altında vermek durumunda kaldı ve bunun da tek sorumlusu Hükûmettir. Niye Hükûmettir? Çünkü zamanında tedbirler alınmadığı için fındık üreticisi mağdur olmuştur. Bir monopson var, tek alıcılı bir piyasa var ve o da yabancı. Bir tane yabancı firma Türkiye'deki yurt içerisindeki bütün fındık fiyatlarını belirliyor, o zincir bir şekilde geliyor ve üreticiyi mağdur ediyor, maliyetinin altında bir fiyatla üretici ürününü satmak durumunda kalıyor. Dolayısıyla, ilk önce yapmamız gereken şey, bir defa bir garanti fiyatın uygulanması lazım. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde bu var yani fiyat garantisi vermemiz lazım. Bunu düzenleyecek de düzgün çalışan bir müdahale kurumunun olması lazım piyasada. Yoksa yani yüzbinlerce satıcı var, üretici var; tek bir tane alıcı var. Onun karşısında zaten bir örgütlenme imkânı da yok. Dolayısıyla fiyatı o yabancı firmanın -ismini vermek gerekmez- istediği gibi belirlemesine imkân verilmemesi lazım, devletin bu konuyu düzenlemesi lazım.
TMO bu işi maalesef başaramıyor, TMO piyasaya geç giriyor, randevu sistemiyle çalışıyor; 10 lira fiyat açıkladı, 8 liradan fındık satılıyor. Alım merkezlerinin daha fazla kalıcılaştırılması lazım. Fide hakkıyla ilgili yüzde 10'dan yüzde 3'e düşürüldü, buralar da problemler var.
Şimdi, dolayısıyla bu tekelleşmenin önüne geçecek tedbirlerin Hükûmet tarafından mutlaka alınması lazım.
Diğer yapılması gereken bir şey: Depolama imkânı yok. Emanete fındığını vermek durumunda kalıyor üretici, parasını da aldığı yok yani fındık üreticiden çıkıyor, çikolata olarak biz bunları yemeye başlıyoruz, bütün dünya yiyor ama hâlâ ne ortada bir fiyat var ne de parasını alabilmiş. Depolama imkânı olsa ürünü arz etmediği zaman piyasaya istediği fiyatların bir miktar yükselmesi gibi bir sonuçla mutlaka karşılaşabiliriz. Dolayısıyla, fındığın işlenmesi çok önemli. Karadeniz'e özel teşvikler vermemiz lazım. Fındık işleme ünitelerinin kurulması için çok özel teşviklerle fındığın katma değerini yükseltmemiz lazım. Dolayısıyla, fındık ihracat fiyatlarını, bu da biraz fantezi geliyor, yani yurt içi fiyatlarını bile bir yabancı firma tabii tescil ederken ihracat fiyatı Türkiye'de nasıl tespit edersin? Ama, bunun da mutlaka yapılması gereken bir şey olarak görüyoruz.
Son söz olarak, fındığa sahip çıkılsın. Bu, bizim için altın değerinde bir üründür. Bunu, fındığı, kambur olarak görmemek lazım.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)