| Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2017 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi öncelikle sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
491 sayılı İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı üzerine görüşmeler yapmaktayız. 2'nci maddesinde yapılmasını istediğimiz değişiklik önergesiyle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım.
Önergemiz iş mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin bir değişikliğin yapılmasına ilişkindir. İş mahkemelerinin kamu düzeninin sağlanmasında işveren-işçi arasındaki hem diyaloğun pekişmesinde hem barışın sağlanmasında hem de bu yönde oluşan haksızlıkların giderilmesinde çok önemli bir rolü vardır. O nedenle kamu düzeninin en iyi bir şekilde sağlanabileceği ve bu iki kesim arasındaki itilafların çabuk bir şekilde, ivedi bir şekilde giderilebileceği bir iş mahkemesi yapısının oluşturulmasının elbette ki çok büyük faydası olacaktır. Eğer bir dava açılıp günlerce, aylarca, yıllarca mahkemede sürünüyorsa, davalar hızlı bir şekilde görülemiyorsa, haklar zamanında alınamıyorsa, şimdi bu alanlarda gerekli olan mahkemeler kurulamıyorsa zamanında, hâkimler atanamıyorsa ve buradaki fiziki şartlar yerine getirilemiyorsa, personel desteği yapılamıyorsa elbette ki o yargının yavaş işleyeceği bir gerçektir. Bir kere, yargımızı bu alandan, bu yapıdan kurtarmak zorundayız. Ara buluculuğa havale etmek suretiyle sorunları çözmek yerine, devletin asli görevi olan adalet anlayışını, görevini iş mahkemeleri kanalıyla sürdürmenin, yerine getirmenin çok büyük faydası olacaktır.
Tabii, mahkemeler görevlerini yaparken bağımsız olmalıdır, tarafsız karar vermelidir. Eğer tamamen Bakanlığa bağlı, yine Hakimler Savcılar Kurulunun inisiyatifinde ve siyasetin inisiyatifinde yürütülen bir yargı yapısı varsa yine o yargı yapısı içinde de gerçek anlamda tam anlamıyla adaletin gerçekleşmesi kesinlikle mümkün değildir. Onun için, öncelikle yargının tarafsız olması ve bağımsız hâle gelmesi noktasında çalışmaların yapılması ve bu Anayasa değişikliğiyle getirilen yanlışlıktan hızla geri dönülmesinin çok büyük faydası olacaktır.
Değerli arkadaşlarım, ayrıca, yargımızın yapısı öyle bir noktaya gelmiştir ki -bir hukukçu olarak, bir işveren olarak- gerçekten hiçbir işverenin bugün hak aramak için adliyelere gitmediğine ve birçok anlaşmazlıkları kendi arasında çözmeye çalıştığına, hatta alacaklarından da vazgeçtiğine tanık olmaktayız, bunları da görüyorsunuz. Şimdi siz yargıyı çalışacak bir noktaya getirmezseniz, kadrolarınızı bu şekle sokamazsanız gerçekten hak ve adaletin gerçekleşmesine engel olmuş olursunuz.
Değerli arkadaşlarım, bunun için yargıda ihtisaslaşmaya çok büyük ihtiyaç var. Eğer iş mahkemelerinde çalışacak hâkimleri aynı alanda başından sonuna kadar çalışacak bir hukuk hâkimi olarak, bir iş mahkemesi hâkimi olarak yetiştirip onu değerlendiremezseniz yine iş mahkemelerinde gerçek anlamda beklediğiniz sonuçları alamazsınız. Onun için, hukuk mahkemesinden ceza mahkemesine, ceza mahkemesinden hukuk mahkemesine atanacak hâkimlerle yargıda bir sonuç da alamazsınız Sayın Bakanım, kesinlikle hâkimler kurulunu ve savcılar kurulunu ayırarak iki ayrı kurul hâlinde ve savcıları ancak ceza mahkemelerine atamak yine, ceza mahkemelerindeki hakimleri de savcı yapmak suretiyle yargıyı daha hızlı, daha iyi bir şekilde sürdürebilirsiniz diye belirtmek istiyorum. Çünkü bu adaletsizliklerin temelinde gerçekten yargının yavaş işlemesi vardır, yargıda gerçek anlamda adaletin gerçekleştirilememesi vardır, yargıdaki bağımlılık vardır, yargıda verilen işaretlere göre verilen kararlar vardır, yargıya müdahale vardır, kesinlikle siyasi iktidar olarak bundan vazgeçmelisiniz.
Bu sebeple hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)