| Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2017 |
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının 6'ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Öncelikle, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bu maddenin gerekçesinde hukuki yönden birtakım uyarlamalar yapılıyor olsa da görüştüğümüz maddedeki düzenlemeler ileride bazı hak kayıplarına neden olabilecek sıkıntıları da doğurabilecektir. Eğer iş hayatında düzenlemeler yapılması isteniyorsa mevcut çalışma sistemimize, çalışma hayatımıza da kısaca bir göz atmamızda yarar olacaktır. Bugün hâlen devam eden güvencesiz çalışma biçimlerine maalesef son verilememiştir. Yine tüm taşeron işçilerimiz iktidar tarafından yıllar öncesinde söz verilen kadrolarına da maalesef yine kavuşamamışlardır. Kayıt dışı istihdam oranı son açıklanan, bu geçtiğimiz haziran rakamlarına göre bir yılda 0,7 puan artarak yüzde 34,7 oranına ulaşmıştır. Sendikasız çalışma artarak devam ederken sendikal haklarda henüz ILO standartları da yakalanamamıştır.
Değerli milletvekilleri, iş hayatında bu sorunlar devasa boyuttayken çalışanlarımızın ekonomik ve sosyal şartları da giderek ağırlaşmaktadır. Son açıklanan enflasyon rakamlarına bakarsak, ki bunlar eylül ayı rakamları, bu tespitimizi doğrular nitelikte bulgularla karşılaşırız. Eylüldeki tüketici enflasyonu 0,65, yurt içi üretici enflasyonu 0,24 artmış ve bunların kümülatif, bir yıllık artışları TÜFE'de yüzde 11,2, ÜFE'de de yüzde 16,3 olmuştur. Demek ki, özellikle tüketici fiyatlarındaki artışlar 2004 yılından bu yana rekor seviyede artışlara denk gelmektedir. Yıla yüzde 6,5'lik enflasyon hedefiyle başlayan ekonomi yönetimi bu yeni açıklanan, geçtiğimiz günlerde açıklanan OVP'yle enflasyonun yüzde 9,5 olacağını kabul etmiş durumdadır kendi belgelerine göre. Ancak önceki yılların eylül, aralık aylarına baktığımız zaman gerçekleyen enflasyon yaklaşık yüzde 2'ler civarında. Demek ki, bugündün ileriye doğru baktığımız zaman, 2017'nin tamamında maalesef ıskalanmış bir hedefle karşı karşıya kalacağız ve bu yılı da yine çift haneyle bitireceğimiz anlaşılmaktadır. Çalışanlarımıza, iş hayatımıza, açıklanan OVP'yle müjdeli bir haber de yoktur. İçine baktığımız zaman, bunun yerine dolar bazında gerileyen bir millî gelirle karşı karşıyayız, yüksek enflasyon, işsizlik ve yüksek vergi zamlarıyla sonuçta geçim mücadelesinin de ağırlaştığı bir üç yıl vadedilmektedir. Üstelik yeni OVP, iktidarın bir zamanlar ağzından düşmeyen 2023 hedeflerini de neredeyse yerle yeksan etmiş ve hedefler ortadan buharlaşmış, kaybolmuştur. 2020 yılında kişi başına gelir 13 bin dolarken, öngörülenler yani sadece üç yıl sonra, 2023 yılında 20 bin dolar seviyesine nasıl ulaşacağımız konusunda da maalesef, elimizde bir veri ve done bulunmamaktadır.
Sayın milletvekilleri, bu OVP'yle birlikte açıklanan vergi zamları bütün gözleri Maliye Bakanlığına çevirmiştir. Maliye Bakanlığı bütçesini hesaplı bir şekilde kullanamayıp yılın sekiz ayında yine yaklaşık 25 milyar lira açık vermiştir. Bu açıkları da vergi ve diğer zamlarla kapatmayı düşünenler ülkemizin şu gerçeğini de görmezden gelmektedirler: Maalesef, yine baktığımız zaman, en zengin kesim ile en fakir kesim arasında yaklaşık 7,6 katlık bir fark vardır ve nüfusumuzun 30 milyonu iki günde bir sofrasına et, balık, tavuk götürememektedir.
Ve de hâl bu vaziyetteyken politikaları sadece zam yapmaktan yana değil, hayat ve geçim mücadelesini kolaylaştırmak yönünde uygulamamız gerekir diye düşünüyorum ve Genel Kurulu bir kez daha saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)