| Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2017 |
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerine grubum adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Her ne kadar adı "İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı" olarak söylense de iş hukukundan oldukça uzak bir yasa tasarısını görüşüyoruz. Kamuoyunda da "Arabuluculuk Yasası" olarak bilinen bu yasayla 15 milyon işçimiz AKP'nin OHAL düzenlemeleriyle hak arama mücadelesinden yoksun olacaklar. Ara buluculuğun zorunlu hâle gelmesiyle zayıf konumdaki işçi, durumuyla ölçüşemeyecek derecede güçlü olan işveren karşısında ara bulucu huzurunda bir araya gelecekler. Her ne kadar başvuru sonrasında çözüm zorunlu olmasa da bu sürenin, zayıf konumdaki işçi aleyhine işleyerek işçinin hak kayıplarıyla sonuçlanması kuvvetle muhtemeldir.
Türkiye'de binlerce uyuşmazlık konusu varken iş uyuşmazlıklarının zorunlu olarak ara buluculara devredilmesi, havale edilmesi, Hükûmetin yıllardır uyguladığı sendikasızlaştırmanın politikasının bir sonucudur. Anayasa'mızda da belirtildiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir ve sosyal devletin de gereği olarak zayıf durumdaki işçimizi korumak zorundadır. İşçi hukuku da işçi koruma felsefesine göre düzenlenmiştir. Yapılacak olan yeni düzenlemenin lafzi olarak da, ruhuyla da işçilerin haklarını koruması anayasal bir zorunluluktur. Dolayısıyla güçlü işveren karşısında zayıf işçinin korunmaya muhtaç olduğu ya da farzımisal, silahların eşit olmadığı iş hukuku uyuşmazlıklarında zorunlu ara buluculuğa gidilmesi kabul edilecek bir durum değildir. "OHAL'i iş dünyamız rahatça çalışsın diye yapıyoruz." diyen AKP Genel Başkanı, iktidarın kimin tarafında olduğunu zaten açıkça belirtmişti. "OHAL'den 1 kişi bile mağdur olmamıştır." deseler de 15 milyon işçinin bu yasayla mağdur olacağı kesindir.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumunun yayımlamış olduğu gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre, 2016'da, bir önceki yıla göre en zengin yüzde 20'nin millî gelirden aldığı pay 0,7 puan artarak yüzde 47,2'ye ulaştı. Bu rapor zenginin daha da zengin, fakirin daha da fakir hâle gelmesinin AKP'nin politikası olduğunu açık ve net gösteriyor. Büyümeden sadece işçi ve emekçiye pay vermeyen Hükûmet, bu politikalarıyla hem işçileri hem de Türkiye'yi mağdur ediyor.
Uluslararası arenada da iktidarın işçi ve sendikal haklarından yana politikaları eleştiri konusu oldu. OHAL süresince yaşanan haksız tutuklamalar, ihraçlar, açığa alınmalar, sendikal hakların engellenmesi nedeniyle, birçok sendikanın kapatılması nedeniyle ILO'nun Onuncu Avrupa Bölge Toplantısına uluslararası birçok sendika katılmayarak AKP'yi protesto etti. Maalesef, AKP Hükûmeti politikalarıyla ülkemizin saygınlığını yurt dışında da götürmek için elinden geleni yapıyor.
Değerli arkadaşlarım, iktidarı, en azından bu konuyla ilgili işçilerimizi mağdur etmeyecek bir düzenleme yapmaya davet ediyorum. Hâlihazırda 15 milyon civarında işçinin bulunduğu ülkemizde, 1950 yılından beri yürürlükte olan İş Mahkemeleri Kanunu'nun yeni gelişmelere, ihtiyaç ve düzenlemelere uygun şekliyle güncellenmesi en doğrusu olacaktır.
İşçinin korunması ilkesi ile işletmenin korunması anlayışının arasında yeni bir denge arayışını anlayışla karşılamak elbette mevcut. İşçinin korunması ilkesinin göz ardı edilmesi ise asla kabul edilecek bir durum değildir.
Genel olarak ifade etmek gerekirse, ara buluculuk gibi alternatif uyuşmazlık yöntemleri tarafların eşit olduğu hâllerde yapılır. Eğer bu eşitsizliği giderecek ve işverenle tarafları bir araya getireceğinizi düşünüyorsanız çalışma hayatının etkin bir şekilde ve yeterince denetlenmesi gerekir. Etkin bir sendika ve toplu sözleşme düzeninin kurulması gerekir. Bunun gibi bir ara buluculuk, yargının iş yükünü zaten azaltacak ve ara buluculuklara ihtiyaç kalmayacaktır. Bu düzenleme, bu hâliyle ülkedeki toplumsal adaletsizliğe ve yargının sorunlarına çözüm olmayacağı gibi işçilerin ve emekçilerin aleyhine yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Hepinize saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)