GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:10.10.2017

HDP GRUBU ADINA AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, tabii konu Meclisin çalışma takvimi olunca Meclisin ne kadar tam toplandığı konusunda, Meclis Başkanlığının ve Başkanlık Divanının üzerine düşen görevleri ve sorumlulukları ne kadar yerine getirdiği hususunda bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Şu Parlamentonun 10 üyesi, 2'si eş genel başkan ve diğerleri milletvekili 10 üyesi, çoğunluğu üç yüz kırk gündür yani on bir ay altı gündür tutuklular. Bugüne kadar bu Parlamentonun 15 üyesi tutuklandı, 10'u hâlâ tutuklu, 23 milletvekili ise şimdiye kadar gözaltına alınıp bırakıldı. Bizim Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın bir gece senkronize bir şekilde 5 ayrı ildeki savcılıklarla birlikte gözaltına alınıp sonra tutuklanmasından sonra kendi dava dosyalarının görüldüğü mahkeme illerine en uzak cezaevine nakledildi, ondan sonra o günden bugüne bu duruşmalara çıkarılma garabeti yaşanıyor.

Şimdi, tutuklu olduğu dosyadan bugüne kadar hâlâ yargı önüne çıkarılmamış, eğer herhangi bir engel olmaz ve yeni bir garabet ertelemeyi siyasi iktidar bu ülkeye ve bu Meclise yaşatmazsa tutukluluğundan üç yüz doksan dokuz gün sonra yani 7 Aralık günü mahkeme karşısına çıkacak. Sayın Demirtaş'ın tutuksuz olarak yargılanması mümkün değil miydi? Tabii ki mümkündü. Çünkü, üç yüz doksan dokuz gündür mahkeme karşısına çıkarmayan bir mahkeme demek ki acele sahibi değildir. Ama, acelesi olan, yargıyı siyasallaştırmış olan siyasi iktidardır. Ve Sayın Demirtaş'ın onların, siyasi iktidarın yanlış politikalarını teşhir eden en etkili siyasetçi olması hasebiyle bugün tutuklanmış olması ve bir siyasi rehine olarak tutulması söz konusudur. Ama, şimdi, onu tutuklayanlar, dört yüz gün boyunca mahkeme karşısına çıkarmayanlar yaşlı bir annenin, Hatun Tuğluk annenin cenazesini mezardan çıkarmaya yeltenecek kadar gözü dönmüşlerin iddianamesini yirmi günde hazırlıyor; kamuoyu baskısından ötürü göz boyamak ve kamuoyunun gazını almak üzere tutuklanmış olan birinin yirmi gün içerisinde iddianamesi tamamlanıyor, mahkeme önüne çıkarıyor ve tahliyesini sağlıyor. Göstermelik tutuklayan da siyasi iktidardır, bıraktıran da siyasi iktidardır. Yine, Adalet Bakanlığı Anayasa Mahkemesinin görüş istemesi üzerine şunu yazıyor, diyor ki Anayasa Mahkemesine: "Milletvekili olmaktan kaynaklanan tüm hakları tutuklu vekiller kullanmaktadır ve yasama faaliyetlerine katılımlarının engellenmesinde herhangi bir hak kaybı yoktur." Bu ne anlama gelir? Tutuklu milletvekilleri bütün yasama faaliyetlerine katılabiliyorlar anlamına gelir.

Şimdi bunun neresinden tutacağız? Buna dair şunu ifade etmek isterim ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Sayın Başkan, yeni sürece intibak adına bir dakika, bir dakika...

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, diğer arkadaşlara da vermedim haksızlık olmasın diye.

Tamamlayın bu seferlik ama dikkat edelim bundan sonra lütfen.

AHMET YILDIRIM (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, hak kaybı olmayan milletvekilleri tutuklandığından beri bu Parlamento 107 birleşim, 614 oturum yapmış, 271 kanun çıkarmış, rejimi değiştiren bir anayasa paketini buradan geçirmiş, 22 grup toplantısı yapılmış; bunların hiçbiri buna katılamamışlar ama yasama faaliyetleri konusunda bir hak kaybının olmadığı konusunda akla zarar bir yanılsamayı Anayasa Mahkemesine Adalet Bakanlığı yaşatabiliyor. En hafif deyimle bu, Adalet Bakanlığının Anayasa Mahkemesini yanıltması ve toplumla alay etmesinden başka bir şey değildir. Bu konuda eksik toplanan ve eş genel başkanımızın, tutuklu vekillerimizin dilekçelerine cevap vermeyen Meclis Başkanlığı töhmet altındadır bu Meclisin yasama faaliyetlerini tam işletemediği hususunda.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)