GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:11.10.2017

MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime 10 Ekimde barış, emek ve demokrasi için toplanan ve katledilen o güzel insanları anarak başlamak istiyorum.

10 Ekim 2015'te Ankara'nın göbeğinde ülkemizin en büyük katliamı yaşandı. Bir zamanlar iktidarın da besleyip büyüttüğü IŞİD terör örgütü Ankara'da 102 insanımızın canını aldı. Patlama sonrası polisin orada yaralılara TOMA ve biber gazıyla müdahale ettiğini hepimiz büyük bir üzüntüyle görmüştük. Katliamdan tam iki yıl sonra dün polis yine aynı şekilde insanlara plastik mermi ve gazla müdahale etti. Aynı zihniyet ne yazık ki bugün de devam ediyor. İki yıl önce gar meydanında yaralılara saldıran insanlık dışı zihniyet, iki yıl sonra yine gar meydanında bu kez yakınlarını kaybetmiş insanlara saldırdı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, size soruyorum: 10 Ekim 2015-10 Ekim 2017 değişen bir şey var mı? Aynı zulüm, aynı baskı, aynı TOMA'lar, aynı biber gazı devam ediyor değerli arkadaşlar. Dün İnşaat Mühendisleri Odasının içine biber gazından girilmiyordu. Dünyanın neresinde 102 insanın ölümü için düzenlenen bir anma etkinliğine saldırılır? Dün acılı ailelere aynı acıyı yeniden yaşattınız. Bu insanlık dışı tutumunuzdan bir an önce vazgeçiniz. İnsanların, en azından kaybettiklerini anmalarına saygı gösterin.

Değerli milletvekillerim, sizin iktidarınızda en başta işçiler ve emekçiler mağdur edildi. Sosyal devlet, işçinin haklarını gözeten devlettir. Ama bu tasarıda bırakın işçileri korumayı, kazanılmış hakları tümden gasbediyorsunuz. "İş uyuşmazlıkları önce zorunlu ara buluculara götürülsün." diyorsunuz. İşçilerin ödenmeyen alacakları konusunda yandaş patronlarınızın elini güçlendiriyorsunuz. Bu tasarıyla, patronlarınız, ödemedikleri mesai ücretlerine, yatırmadıkları sigorta primlerine, kıdem tazminatlarına yasal olarak el koyacaklardır. Üstelik işçilerin buna karşı dava açmaları geciktirilecektir.

Değerli milletvekilleri, iktidar bu tasarıyla işçi alacaklarına göz dikmiştir. Bu tasarıyla birlikte işçilere zorunlu ara buluculuk getiriliyor. Pazarlık, hak arama yolu değildir. Pazarlığın olduğu yerde yasaların ve hakların yeri yoktur. Eli güçlü olan her zaman kazanır. Ücret alacakları, kıdem tazminatları bu tasarıyla artık pazarlık konusu olacaktır. Ara bulucunun işçilerin sorunlarını çözeceğini söylüyorsunuz. Bu sistemde ara bulucu işçiye "Git, patronun elini öp, sana para da verecek, dava açarsan kazanamazsın." diyecektir. İşçinin ara bulucuyla görüştüğü şeyleri açıklaması da suç sayılacaktır. İşçi diyelim ki ara bulucuyla anlaşamadı, yargı yolu açık ama Yargıtay yolu kapalı olacaktır. Değerli milletvekilleri, bunun adı açıkça bir hak gasbıdır, işçilerin kazandığı hakları bu tasarıyla bir anda yok olacaktır.

Değerli milletvekilleri, sizler iktidara geldiğiniz günden bu yana mazlumlara, işçilere, köylülere, emekçilere hep zulmettiniz, haklarını gasbettiniz; yetmedi, OHAL'i bahane ederek 120 binden fazla emekçinin haklarını tümden elinden aldınız, gasbettiniz. Seçim yaklaşınca "Taşerona kadro vereceğiz." diye övündünüz. Seçimin üzerinden iki yıl geçti ama sözleriniz yalandan öteye geçmedi.

"OHAL'le tüm sorunlar çözülür." dediniz. OHAL'le intiharlar arttı, iş cinayetleri arttı, işsizlik arttı, mağduriyet arttı, insan haklarını askıya aldınız. Bu ülke, ne 27 Mayısta ne 12 Martta ne 12 Eylülde böyle zulüm ve baskı görmedi. Tarihte, işçi düşmanı iktidarınız asla unutulmayacaktır. Bu topraklarda emek, barış ve demokrasi mutlaka kazanacaktır.

Nazım Hikmet diyor ki: "Sana düşman, bana düşman/ Düşünen insana düşman/ Sevgilim, vatan ki bunların evidir/ Bunlar vatana da düşman." diyor.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)