GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:11.10.2017

KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Bugün, TÜPRAŞ'ta 4 işçinin ölümü bizleri derinden üzdü. Ölen emekçilere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Tabii, bugün İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı'nın -yani Arabuluculuk Yasası'nın- 23'üncü maddesinde söz almış bulunmaktayım.

Ben de bir işveren olarak işçinin aleyhine olan yasa değişikliğini doğru bulmuyorum. Ceza ve hukuk yargılaması aleni olduğu hâlde, ara buluculuk görüşmeleri tam tersine gizlidir. Ara buluculuk büroları, yakın kişilere kazanç sağlamaya, ticari müesseselere dönüşmeye ve büro tekelleşmelerine yol açacaktır. Ara bulucunun, taraflar arasından biriyle yakınlığı olmamalıdır. İşçi ve işveren arasındaki sorunları aza indirmek istiyorsanız: İşverenin vergi ve sigorta prim yükü hafifletilmelidir. Hukuki sorumluluk sigortası kabul edilmelidir. İş Teftiş Kurulu bağımsız hâle getirilmeli, işçi ve işveren temsilcileri korunmalı, kurumlarda yer verilmelidir.

Çıkarılan kanunlar, uyuşmazlıkların azaltılması yerine daha çok çoğalmasına neden olacaktır. Ara buluculuk, iki tarafın gönüllülük ilkesine göre olmalıdır. Sosyal devlet, sorunları azaltıcı, taraflara cazip gelebilecek avantajları sağlamalıdır. Taraflar süreci yürütürken eşit olduklarını, eşitliği hissettikleri zaman olumlu sonuçlar elde etmek mümkündür. İşçinin, işverenin karşısında ekonomik olarak güçsüz olduğu yaşamımızın bir gerçeğidir.

On beş yıldır, mevcut hükûmetlerin iş ve sosyal hayatta adalet yapısını büyük bir ölçüde bozması mahkemelerin yükünü daha çok artırmıştır. Yerel yönetimlerin en hukuksal alanları da ara bulucular olarak muhtar ve köy ihtiyar heyetleriydi. Mahkemelerin iş yükünü bir şekilde azaltıyor, köydeki anlaşmazlıklarda taraflar arasında ara buluculuk yapabiliyorlardı. Mahkemelere sorunlar intikal etmeden çözülebiliyordu. Mahkemelerin yükü daha az oluyordu. Ne yazık ki on beş yıllık siyasal iktidar ve Hükûmet, yerel yönetimlerde, bütünşehir yasasıyla muhtar ve köy ihtiyar heyetinin yetkilerini almasıyla büyük uzlaşmazlıkların çoğalmasına neden olmuştur.

Bu kanun tasarısı, aynı zamanda, Hükûmetin emeğe ve çalışana olumsuz bakışının yansımasıdır. Taşeron işçiliği yaygınlaştırdınız ve geçici çalışanları iş hayatına soktunuz. Sosyal güvenliğin kapsamını yaptığınız her yasayla daraltıyorsunuz. İktidarlarınız döneminde, rantçıyı, zengini daha zengin, işsizliği daha çok artıran politikalarla, emekçiyi de bulunduğu işte köle, bir lokma ekmeğe muhtaç hâle getirmeye çalışıyorsunuz. İktidarlarınız döneminde, işçiye sosyal bir baskıyla ve devletle olmadık olayları yaratıp çalışmaları tıkadınız, adaletin önünü tıkadınız, hukuksal alanlarımızı daralttınız, mahkemelere daha çok yük getirdiniz. Bu anlayış, bugünkü siyasal iktidarın, ideolojinin görüşüdür; faturasını da işçiye çıkarmak istiyorsunuz. İşçi dünyanın her yerinde emekçidir. Emeğe saldırmak, onun iş gücünden kazanmak insanlığa ihanettir, lokmaya ihanettir. O yüzdendir ki bu tasarının işçi lehine olmadığını ve işçinin aleyhinde bir yasa tasarısı olduğunu, işçiyi daha çok köleleştireceğini düşünüyoruz ve bu sözlerimle Hükûmetin yanlış yaptığını söylemek istiyorum.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)