| Konu: | Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 18.10.2017 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 497 sıra sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 11'inci maddesinde Milliyetçi Hareket Partisi adına verilen önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Hâlen Kimlik Paylaşımı Sistemi'ne bağlanarak hizmet veren kurum ve kuruluş sayısı 2.020'dir. Bu tasarıyla kamu kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin, noterlerin ve bankaların nüfus kayıt örneği, yerleşim yeri belgesi ve kimlik kartı örneğini vatandaştan talep etmeyip Kimlik Paylaşımı Sistemi üzerinden temin etmesi öngörülmektedir. Netice olarak, Kimlik Paylaşımı Sistemi'ne bağlanarak hizmet yürüten kurum ve kuruluş sayısının artırılması amaçlanmaktadır. Bu konuda vatandaşın zaman kaybına, gereksiz bir koşuşturmaya ve kâğıt israfına yol açan bürokratik işlemlerin tamamen ortadan kaldırılmasının hedeflendiği ifade edilmektedir. Hatta "Devletin bir cebindeki bilgiyi öbür cebine koyması için vatandaşı koşturması gibi anlamsız bir uygulama artık son bulacaktır." denilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler de devletin kendi içerisindeki işlemlerde kâğıt israfına, zaman kaybına neden olan, vatandaşlarımızı gereksiz yere yoran bürokratik işlemlerin ortadan kaldırılmasını sonuna kadar destekliyoruz. Ancak tasarının bu maddesinde hizmet sunumunda doğrudan adres bilgilerini esas alarak işlem tesis eden elektrik, doğal gaz şirketleri gibi, altyapı kuruluşları ile bankalar, sigorta ve emeklilik şirketleri gibi finansal kuruluşlarla da adres paylaşımına imkân sağlanmaktadır. Kişisel verilerin içinde özel sektörü de barındıran, kamu kurumu dışında kalan finansal kuruluşlar gibi kuruluşlara da verilmesini sağlayan bu düzenleme birçok riski barındıran bir düzenlemedir. Özellikle kişisel verilerin korunması başta olmak üzere, millî güvenlik ve istihbarat açısından bu bilgilerin kimlerle paylaşılacağı daha da önem arz etmektedir. "Bu düzenlemeyle kırtasiyeciliği bitireceğiz. Vatandaşlarımız artık ikametgâhla, nüfus cüzdanı suretiyle uğraşmayacak." deyip insanımızın kişisel verilerinin korunması kapsamında, özel hayatın gizliliği, can ve mal güvenliği tehlikeye atılmamalıdır. Söz konusu ciddi bilgilerin kimlerle paylaşılacağına ilişkin karar verecek olan Veri Paylaşımı Kurulunun, Genel Müdürlük bünyesinde değil, Bakanlık bünyesinde ve Müsteşar başkanlığında kurulması ve kurula hukuk müşavirinin ve Bilgi İşlem Daire Başkanının da muhakkak dâhil edilmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maddeyle ilgili görüşlerimizi açıkladıktan sonra, Türkiye'de başka bir problem olan Suriyeli mülteciler konusuna girmek istiyorum. Türkiye'de belediyelere nüfusa göre para gönderilmektedir. Yalnız, 3 milyon Suriyelinin yaklaşık 2 milyonunun yaşadığı Antep, Urfa, Hatay, Kilis, Mersin ve Adana'da yüz binlerce Suriyeli yaşamakta, belediyeler buradaki Suriyelilere de hizmet götürmektedir. Yalnız, belediyelere gönderilen bu paranın içerisinde Suriyeliler yoktur. Bakanlığınızın buna destek vererek belediyelere burada yaşayan Suriyeli sayısına göre ödenek göndermesini talep ediyoruz.
Ayrıca, yine, "Belediyeleri araştıracağız, soruşturacağız." diyorsunuz, belediyelerimizin kendilerinin asli vazifelerini yapmalarını... Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı erzak yardımı veya sosyal yardım ilçe belediyelerinin toplam bütçesinden fazladır. Büyükşehir Yasası'yla beraber ilçe belediyelerinin bütçesi, büyükşehir belediyelerinin bir tek yol müdürlüğünün ya da fen müdürlüğünün bütçesi kadar kalmamıştır. Burada da bir düzenleme yapılmasını, belediyelerin öncelikle vatandaşlara karşı sorumluluk alanları olan altyapı, yol gibi hizmetleri yerine getirmesini, diğer sosyal yardımların da Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma aracılığıyla, erzak ve kömür yardımı yerine, bunun doğru tespitleri yapılarak bunlara direkt nakdî yardım olarak... Çünkü bunlarda çok sayıda usulsüzlük duyumları da alıyoruz. Bütün siyasi partilerin belediyeleri "sosyal yardım" adı altında, "erzak yardımı" adı altında yardım yapıyorlar, çok büyük şikayetler alıyoruz. Belediyelerin bu kısımda devre dışı bırakılmasını ve bu yardımın direkt Sosyal Yardımlaşma aracılığıyla ve insanlara nakdî -para- olarak verilmesini talep ediyor, bu vesileyle hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)