GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ormancılık Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:14
Tarih:26.10.2017

MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası sözleşmeler hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, dış politika iç siyaset gibi değildir; aksine, tüm ulusun kaderini etkilemektedir. Dış siyasette o parti, bu parti ayrımı asla olamaz. Eğer dışarıda bir hata yapılırsa bu hatanın bedelini sadece siz değil 80 milyon öder. Eğer dış politikada istikrarlı bir siyasi duruş gösteremezseniz ülkenize yatırımcı gelmez, beklediğiniz ekonomik büyümeyi asla sağlayamazsınız ve turizminiz çöker. İşte bugün Türkiye'deki ekonomik krizin asıl nedeni sadece AKP'nin içeride ekonomiyi iyi yönetemiyor olması asla değildir, dış politikanın da çöküyor olmasından kaynaklanmaktadır. Son yıllarda AKP'nin dış politikada tek bir başarı örneğini göremezsiniz. "Dış politikada, içeride ve dışarıda dostluğu büyüteceğiz." dediniz ama şu anda dost bir ülke bırakmadınız. Ülkemizi dünyada sürekli daha da yalnızlaştırdınız. Düşmanlık üreterek hiçbir ülke tarihte ayakta kalamamıştır. Dış politikanız hep önce kınama, sonra çark etmek üzerine kurulmuştur. "Filistin davası" dediniz, Mavi Marmara'da şehit olanların davasını İsrail'e 20 milyon dolara sattınız. "Kardeşim Esad" döneminden bahsetmeye gerek yok. Daha dün Suriye'de "Katil Esed" dediniz, bugün Esad'ın müttefikleri İran ve Rusya'yla birlikte olma derdindesiniz. Bugüne kadar olgular değil, gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller peşinde koştunuz. Bundan dört yıl önce tek başarınız olarak yurt dışındaki cemaat okullarını örnek gösteriyordunuz, bugün başarısız olmanın nedenini FETÖ'cülerin lobi faaliyetlerine bağlıyorsunuz. "Kandırıldık." dediniz ama asıl size inanan milyonlarca insanı sizler kandırdınız.

Değerli milletvekilleri, iktidar mensuplarının kendi vicdanlarında cevap vermelerini istediğim bir soru var: On beş yıldır ülkeyi yöneten AKP'nin bugüne kadar aldatılmadığı, kandırılmadığı tek bir politikası var mıdır? Bu soruya lütfen cevap veriniz. Size karşı çıkan insanların yanıldığı tek bir dış politika hamleniz var mıdır? Mesela, Suriye politikasının ülkeyi felakete götüreceğini söyleyen kişiler, "Esatçı, vatan hani" diyerek susturduğunuz o insanlar haksız mı çıktı? Elbette ki hayır. Suriye politikasının yanlış olduğunu siz de kabul ettiniz. O dönemin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Suriye politikasının başından beri yanlış olduğunu söyledi. Sizin de kabul ettiğiniz gibi yanlış politikanın acısını milyonlarca insan çekti, koskoca bir ülke harap oldu, yüz binlerce insan öldü ve milyonlarca insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Daha da kötüsü, katil sürüsü bir terör örgütünü ülkemizin kucağına bıraktınız.

Mesela "Rusya'ya karşı tutumunuzu değiştirin." diyenler, Rus uçağı düşürüldüğünde eleştirenler bugün haksız mı çıktı? Önce "Moskova'yı fethedeceğiz." Dediniz, "Yapmayın, Türkiye'nin Batı'yla zaten arası bozuk, bir de Rusya'yla ilişkisi bozulursa bu, ülkemiz için çok büyük bir sorun olur." diyenleri vatan hainliğiyle, korkaklıkla itham ettiniz. Peki, sonra ne oldu? Uçak için "Biz değil FETÖ düşürmüş, Putin'den özür dileriz." diye mektup yazarak çark ettiniz. Yanlış politikanın sonunda olan yine ülkemize oldu; itibarımız sıfıra indi, milyonlarca dolar kayıp yaşandı, elimizde Putin'in sözünden çıkamayan bir yönetim kaldı.

ABD'yle vize krizi yaşanıyor. Bugün, Avusturya'nın ardından Almanya'da vatandaşlarımız hava limanında köpeklere koklatılarak aşağılanıyor. Bu, sizin yüzünüzü gerçekten kızartmıyor mu? Bu durumdan gerçekten hiçbir rahatsızlık duymuyor musunuz? Sizin bu dış politikalarınız Türkiye'nin itibarını yerle bir etmiştir. Bugün, Irak'ın kuzeyinde yaşananlar, Suriye'de yaşananlar, İsrail politikası, ABD politikası, Almanya'yla yaşanan krizlerde hep itiraz edenlerin haksız, hain, düşman, kendinizi kahraman ilan ettiniz.

Irak yönetimine karşı tutumunuz nedeniyle, o bölgeyi İran ve Rusya'nın tekeline bıraktınız. Dış politikada yaptığınız hataların bedelini bu toplum fazlasıyla ödüyor, ödemeye devam ediyor. Şimdi de yine aynı şeyleri söylüyoruz; dış politikayı iç politikanın malzemesi hâline getirmeyin, kendi çıkarınızı değil, Türkiye'nin, bu ülkenin çıkarlarını düşünün. Ancak bunun yerine günübirlik politikalarla savrulup duruyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, Genel Başkanınız Erdoğan ABD'ye gittiğinde, yandaş medyanızda ve sizlerde bayram havası vardı. "Amerika bizim stratejik ortağımız." diyerek günlerce yandaş medyada manşet attınız. Şimdi vize kararıyla 80 milyon yurttaşımızı cezalandırıyorlar. Hani, Amerika'nın stratejik ortağıydınız? Aylarca sadece Reza Zarrab'ı korumak için adımlar attınız, şimdi niye 80 milyon için bu kadar çabalamıyorsunuz? İşinize gelince milliyetçiliği hiç kimseye bırakmıyorsunuz ama Amerika askerlerimizin başına çuval geçirdiğinde hiç sesinizi çıkarmadınız, çok fazla tepki gelince ve "Amerika'ya nota verin." denilince, "Müzik notası mı veriyorsunuz?" diye alay ettiniz. Yunanistan adalarımızı işgal ettiğinde tek bir kelime bile söylemediniz. Tüm bu yaşananlar dış politikadaki yanlışlarınızın sonucu oldu.

Değerli milletvekilleri, Türkiye, siyasi tarihinin hiçbir döneminde bu kadar kötü bir dış politikayla yönetilmedi. AKP'nin yanlış politikalarının halka maliyeti tam 30 milyar dolar oldu.

Bugün İdlib operasyonunu konuşuyoruz. İdlib'de tüm dünyanın terör örgütü olarak gördüğü El Nusra var. Erdoğan'ın her seferinde, "El Nusra'yı niye terör örgütü olarak görüyorsunuz?" diye sorduğunu hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Putin'in El Nusra için Erdoğan'dan ricada bulunduğunu unutmadık. Şimdi eli kanlı bir katil sürüsüne karşı güvenlik için askerlerimizi İdlib'e yolluyoruz. Türkiye, elbette kendi güvenliğini sağlamak zorundadır ancak bu eli kanlı örgütü bu noktaya kimler getirdi? Sizler getirdiniz. El Nusra'yı bu noktaya getiren kimse, orada askerler şehit olduğunda sorumlusu onlardır ve sizlersiniz.

Değerli milletvekilleri, bu gidişattan bir an önce vazgeçiniz. Sizin politik yanlışlarınız yüzünden bir yandan ekonomik krizle, bir yandan diplomatik krizle bu ülke boğuşuyor. Daha akılcı, barışçı ve mantıklı bir yol mümkün olmasına rağmen düşman kazanarak bir yere asla varılamaz.

Değerli milletvekilleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Bülent Ecevit dış politikada diplomasiyle kazanmayı bizlere miras bırakmıştı. Sizler diplomasiyle sürekli kaybettiriyorsunuz. 80 milyona daha fazla bedel ödettirmeyiniz. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış." sözlerini ilke edininiz. Mezhepçi, ırkçı politikaları terk edip akılcı ve uzun vadeli hamlelerle hareket ediniz. Orta Doğu'daki emperyalist politikalara alet olmayınız, ülkemizi de alet etmeyiniz. Kendinizle birlikte ülkemizi de ateş çemberinin içerisine terk etmeyiniz. Bu coğrafyanın içeride ve dışarıda daha çok barışa, daha çok demokrasiye, daha çok özgürlüğe, daha çok halkların kardeşliğine ihtiyacı var.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)