GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:06.11.2012

MÜLKİYE BİRTANE (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; binlerce siyasi Kürt tutsağın bedenini ölüme yatırdığı böylesi bir süreçte onları yaşatmak önceliğimiz olmalıdır. Bu nedenle, konuşmamın ilk bölümünde hepimizin sorumluluk duyması gerektiği bu insanlık dramından kısaca bahsetmek istiyorum.

Evet, bugün 56'ncı gündür; Türkiye cezaevlerinde açlık grevleri var, dışarıda ise çatışma, gözyaşı, tabutların arkasında gencecik evlatlarını sonsuzluğa uğurlayan yüreği yanık anneler, babalar, nişanlılar, eşler, çocuklar, dedeler, nineler, kardeşler var. Bu halk binlerce evladını yitirdi; cezaevinde, askerde, dağda, evinde, arabada, yolda, annesinin kucağında. Bugün, tesadüfen sağ kalanlar, cezaevinde yavaş yavaş öldürülenler, işkence görenler, hücrelere kapatılanlar meşru ve siyasi taleplerle Kürt olmalarından dolayı cezalandırılmalarına karşın ölüme yatıp Kürt sorununa kesin, kalıcı, sorunu karşılayan bir çözümün bulunmasını istiyorlar.

Bu doğrultudaki talepler ise, bildiğimiz gibi, Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, Kürt sorununun çözümündeki rolünü oynaması için özgürlük, güvenlik ve sağlık koşullarının sağlanarak müzakerelerin başlaması, ana dilde savunma ve ana dilde eğitim hakkının tanınarak Kürtçenin kamusal alanda kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Talepler siyasi içerikli, meşru ve yerine getirilebilecek taleplerdir; aynı zamanda milyonlarca Kürt tarafından talep edilen, Türkiye kamuoyunda da kabul gören taleplerdir. Aslında anında karşılanabilecek bir talep olan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve müzakerelerin başlatılması, Türkiye'yi Kürt sorununun çözümsüzlüğünden doğan bu çatışmalı ve son derece endişe verici ortamdan kurtaracaktır. Bu nedenle, Sayın Abdullah Öcalan'ın, avukatları ile hemen görüştürülmesi gerekmektedir. Tecridin devam ettiği her gün açlık grevi eylemcileri de ölüme bir adım daha yaklaşmaktadır.

Taleplerin içeriği demokratik haklardır. Kaldı ki, yüzlerce siyasi tutsak bu talepleri dile getirdiği için içeride tutuluyor. Öğrenciler, çocuklar, kadınlar ana dilde eğitimin talep edildiği mitinglere, gösteri ve yürüyüşlere katıldığı gerekçesi ile suçlanıyor. Sadece ana dilinde savunma istediği için cezaevinde tutulan ve yargılaması yapılmayan binlerce tutuklu var. Mahkemeler ana dilde savunma yapan tutsakları dinlemiyor, tercüman talepleri reddediliyor, tutsaklar savunmaları alınmadan mahkeme salonundan çıkarılıyor. Hükûmet soruna çözüm bulmak yerine, Türkiye kamuoyunu bilinçli bir şekilde Kürtlere karşı düşmanca bir tutum içerisine girmeye itmektedir. Bu nedenle birçok kentte Kürtlerin iş yerleri yakılmakta, evleri kuşatılmakta, Kürtler sokak ortasında linç edilmekle karşı karşıya kalmaktadırlar. Açlık grevleri, Türkiye'nin çözümsüz bırakılan Kürt sorununa, çözümün zeminini oluşturmaya dönük, eylemcilerin canlarını ortaya koyduğu bir eylemdir. Bu nedenle, bu taleplerin müzakereye açılması, demokratik temelde çözüme kavuşması gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun ataması yapılmayan öğretmenler hakkındaki önergesine dair söyleyeceklerime ise şunu belirtmekle başlamak istiyorum.

Ataması yapılmayan öğretmenler konusu yıllardır devam etmekte, gittikçe de büyümektedir. Hükûmetin verdiği rakamlar yanıltıcı ve bir o kadar da işi zorlaştıran türdendir.

Sayın Başbakan, geçen gün yaptığı bir konuşmasında atanmayan öğretmenler sorununu normalmiş gibi göstererek, hatta yaptıkları atamaları olağanüstü bir icraatmış gibi kamuoyuna sunmuştur. Konuşmasının bir bölümünde, "Zaman zaman bazı televizyon kanallarında veya oluşturulan bazı dernekler vasıtasıyla, `Ben öğretmen oldum, atanamıyorum; şekliyle hareket edenler var. Herkes öğretmen olabilir fakat bütün bunların atanabilmesi için de şüphesiz, devletin gerek bütçe noktasında gerekse bunları atama noktasında diğer kamu kurumlarıyla ilgili planlamasına müsaade etmek lazım." diyor.

Burada suçlu yine halk. Okuduğu hâlde atama bekleyen, çoluk çocuk perişan olan, intihar edecek kadar büyük bir çaresizliğe itilen insanlar var. Başbakan 120 bin öğretmen atanacağını söylüyor. Sayın Bakanın da bir yıl kadar önce söylediği "55 bin öğretmen atanacak?" Ama umarız sadece 11 bin öğretmenin ataması durumunda kalmaz bu söylem.

300 bin civarında öğretmen atama bekliyor. Şu an 60 bin öğretmen ücretli öğretmenlik yapıyor. Ücretli ve vekil öğretmenlikle ucuz iş gücü olarak kullanılan öğretmenler bu duruma "Dur." demek için mücadelelerine devam ediyorlar. Şubat ayında atamayı bekleyen öğretmen adaylarının talepleri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

AKP İktidarı döneminde Nurcan Uca, Hilal Uzunkaya, Mustafa Kaya adındaki öğretmenler intihar ederek hayatına son verdi. Bu insanlar, 2007'nin ilk altı ayından bu yana yaklaşık olarak sayısı 30'u bulan ve hayattan kopan öğretmenlerin içerisinde yer alıyor. Ülkede öldürmek için her türlü yol deneniyor; insansız hava araçları alınıyor, son teknolojik silahlara milyonlarca dolar harcanıyor ama sorun yoksulluk, açlık, işsizlik, atanmayan öğretmenler olunca "Bütçeden kaynak aktarılamıyor." deniliyor.

Bütün bunları tartışırken neden güvenlik harcamalarından bahsetmiyoruz? 2012 Ocak-Haziran döneminde güvenlik ve savunmaya yönelik mal, malzeme ve hizmet alımları tutarı toplam 732,7 milyon lirayken temmuz ayında 473,5, ağustos ayında ise 372,4 milyon lira olmuştur; bu rakam toplamda ise 846 milyon liradır. Örtülü ödenekten harcanan miktar sadece temmuz, ağustos aylarında 156,5 milyon liradır; kimse nereye gittiğini bilmiyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmenlik mesleği, aydın kimliği ve toplumsal zeminde yüklendiği rol gereği eleştirel düşünmeyi temel almak zorundadır ancak mevcut politikaları eleştiren öğretmenleri öğretmenlikten istifa etmeye davet eden, ayrıca atanmayan öğretmenlere de "Başka işler yapın." demeye kadar götüren Sayın Millî Eğitim Bakanının söylemlerini de halkımızın takdirine bırakıyoruz.

Ayrıca, bugün eğitim sistemindeki tüm çarpıklıkların kaynağı olan YÖK'ün kuruluş yıl dönümü. Kuruluşundan bu yana bu çarpık sistemi protesto eden yüzlerce öğrenci saldırılara maruz kalmış ve tutuklanmıştır. Bugün de yaralanan ve gözaltına alınan öğrenciler var. Bu sistemin bir an önce değiştirilmesi gerekiyor diyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.