GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:01.11.2017

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 501 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Muhterem vatandaşlar, madde genel hatlarıyla kurumun ihtiyaç duyacağı uzman kadroların oluşturulması ve diğer kurumlardan geçici görevliler hakkında düzenlemeler getiriyor. Bu aşamada akla liyakat esasıyla ilgili sorular geliyor. Biliyorsunuz, ofislerimize her gün kamu personeli olmak isteyen ancak malum nedenlerle hak kaybına uğrayanların sitemleri geliyor. Genel Başkanımız ve liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin tüm uyarılarına rağmen, ipleri kimlerin elinde olduğu bilinmeyen terör örgütleri yıllarca Türk gençlerini adaletsiz sınavlarla, haksız kayırmalarla umutsuzluğa sevk etmiştir. Vatandaşlarımızı devlete küstürme noktasına getirmek bizim devlet geleneklerimizde olmayan ve bundan sonra da olmaması gereken bir davranıştır. Türk milletinin Hükûmetten adalet ve liyakat beklediğini tekrar hatırlatmak isterim.

Bu tasarıya ilişkin komisyon görüşmeleri sırasında Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuzun çekinceleri ifade edilmiştir. Doğrusu, uluslararası arenada tanınan Türk Akreditasyon Kurumu yani TÜRKAK gibi kıymetli bir kuruluşumuz varken yeni bir kuruluş oluşturmaya çalışmanızın nedenini anlayamıyorum. Özellikle, hâlihazırda TÜRKAK kuruluşumuzun mesele hakkında deneyimli ve bilinirliği yüksek bir kuruluş olduğunu, yeni bir kuruluşla, zaten kıt olan millî imkânlarımızın israf noktasında boşa gitmesi ihtimalini tekrar dile getirmek isterim.

Benzer uygulamaları Sağlık Bakanlığında da gördük. Yeni kurumlar oluşturdunuz, yeni kadrolar, müdürlükler, uzmanlıklar getirdiniz, sonra da bir baktık eskiye dönüldü, şaşaalı açılışlar yapılan kurumları bir gecede kapattınız. Yalnız o arada, geçen sürede verilen maaşları, kiralanan plaza benzeri binaları soran vatandaşlara neler anlattığınızı merak ediyorum. Keşke acele etmeden etraflıca hem kanunun uzmanları hem de milletin temsilcileri olan milletvekilleriyle istişare edebilseniz. Böyle bir yaklaşımla daima kazanan Türk milleti olur.

Bu yüce Meclisin çatısı altında Türk milletinin huzuru ve refahı için çalışıyoruz. Kaynak israfının önüne geçmek ilk amaçlarımızdan biri olmalıdır. Örneğin, kamuda esas işi yapmasına rağmen hâlen taşeron şirketler üzerinden çalıştırılan yüz binlerce vatandaşımız var. Bu kardeşlerimiz zaten kamuda çalışıyor. Doğrudan bu kardeşlerimize kendi alın terlerinin karşılığını vermek daha makul olmaz mı? Neden araya şirketleri sokuyorsunuz? Bana verimlilikten bahsedecek ve kamuda taşeronluğu savunacak ilk vekile iki kelimeyle cevap vereceğim: Kamu vicdanı.

Kamu vicdanı, devlet geleneği olan kadim milletlerin en ayırt edici özelliğidir. Yeni dünya devletlerinin aksine kamu vicdanını bünyesinde barındıran kadim milletler, bu bilince samimi duyguları sayesinde ulaşmışlardır. O nedenle, bir elin verdiğini öbür elin görmemesini öğütleyen kültürümüzü siyasi hesaplarla yıpratmak, kadim Türk milletinin köklerine asit dökmek anlamına gelir. Bu ağacı kurutmayalım. Bu ağacı iyilikle, güzellikle besleyerek büyütelim. Büyütelim ki çorak vahalarla dolu dünyada gölgesine sığınabileceğimiz bir memleketimiz olsun.

Genel Kurulu vicdanlarıyla muhasebe etmeye davet ederek, sevgi ve saygılarımı sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)