GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:01.11.2017

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12'nci maddeyle ilgili verilen önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, helal gıda pazarı ticaretinin Türkiye'de ortalama 15 milyar dolara yaklaştığı, pazarın her yıl yüzde 100 büyüdüğü belirtilmektedir. Gerçek helal ürünlerin sertifikalı olarak üretilir hâle gelmesiyle Türkiye, küresel helal pazarının çok önemli ve aranan bir aktörü olabilecektir.

Her ne kadar "helal ürün" denince akla sadece gıda gelse de helal ürünün kapsamı çok daha geniştir, turizm de bunun bir alt kümesidir. Tatil ve seyahat sektöründe helal turizme ilgi giderek artmaktadır, bu yönde ayrı bir sektör oluşmuştur. Dünyada helal tatil hizmeti veren tesis sayısı 350 civarındayken bunun 160 kadarı Türkiye'dedir. Söz konusu turizmin yıllık parasal büyüklüğünün beş yıl içinde 200 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Türkiye dışında helal tatilde özellikle Abu Dabi, Endonezya ve Malezya'da bazı girişimciler "helal şehir oteller" kategorisinde ciddi yatırımlar yapmışlardır, yapmaya da devam etmektedirler. Otel sayısı bu sektörde gün geçtikçe artmaktadır.

Özellikle, 2016 yılında başta Almanya olmak üzere Avusturya, İsveç, Norveç, Finlandiya, Belçika ve Hollanda'dan gelen turist sayısındaki azalmalar, ülkemizde, sektörde kapasite kullanımını ciddi şekilde düşürmüştür. 2017 yılında bu ülkelerden gelen turist sayısında, 2016 yılını telafi edici gelişmeler yaşanmamıştır. Her yıl artan yatak arzına paralel talep artışı gerçekleşmediği takdirde, 2018'de de beklenen talep -geceleme sayısı- artmaz ise sektörün açmaza girmesinin kaçınılmaz hâle gelmemesi için önemli bir pazar olan helal turizm zaman içinde telafi edici bir açılım olarak görülebilir.

Değerli milletvekilleri, dün Kahramanmaraş'ımızın işgalci emperyalistlerden kurtuluşunda önemli dönemeçlerden biri olan Sütçü İmam'ın emperyalistlere ilk kurşunu attığı günün yıl dönümüydü. Fırsat bulamadığım için bu güzide yıl dönümünü kutlayamadım. Bu ülke 1048 yılında Pasinler Ovası'nda Hasankale'de yapılan savaşla bin yıldan beri büyük Türk milletinin helali olmuştur. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması'yla Anadolu'nun birçok yeri gibi Maraş da önce İngilizler, sonra da Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Yıllardır sevgi, saygı ve komşuluk hukuku içinde birlikte yaşayan Ermeni cemaati, bu işgalle komşuluk ve kardeşlik hukukunu çiğnemiş ve düşmanca tavırlar sergilemeye başlamıştır. İşgalci kuvvetlerle beraber, şehirde asayişin, huzur ve güvenin bozulmasına sebep olmuşlardır. 31 Ekim 1919 tarihinde yani bundan doksan sekiz yıl önce bir grup Fransız ve Ermeni askeri devriye gezerken Uzunoluk Mahallesi'nde, tarihî Uzunoluk Hamamı çıkışında iki Müslüman Türk kadınına sarkıntılık yapmışlardır. Çakmakçı Sait isimli genç, işgalci gruba müdahale etmesinin ardından gözü dönmüş Fransız askerleri tarafından ağır şekilde yaralanmıştır. Olay yerinde bulunan Sütçü İmam "Bugün namus günüdür." diyerek ilk kurşunu ateşlemiştir. Milletin namus ve şerefine uzanan menfur el kırılmıştır. Bu kurşun, istiklal mücadelesinin de ilk kıvılcımı olmuştur. Bu kurşun, Maraş'ın bize mezar olmadan düşmana gülzâr olmayacağının, Müslüman mahallesinde salyangoz satılmayacağının ispatının ilk müjdecisi de olmuştur. "Maraşlım, bir hamaset destanı nakşedildi bağrına/ Yurdumun aslanları öldü iman uğruna/ Ruhlarda bayraklaşan Allah için savaştır/ Bu şehitler diyarı, işte bu yer Maraş'tır." Büyük şair, cennetmekân Arif Nihat Asya'nın söylemesiyle "Maraş Türkiye'nin kalem kaşıdır/ Maraş Türkiye'nin köşe taşıdır/ Maraş tarihleri inşa ettiren/ Koca Sinanların ustabaşıdır."

Kurtuluş Savaşı'na da örnek olan bu olay vesilesiyle, başta Sütçü İmam ve ebediyete intikal etmiş diğer halk kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)