| Konu: | (10/135, 1150, 2002, 2101, 2103, 2104, 2112, 2113) No.lu Bağcılık Sektörü ve Üzüm Üreticilerinin Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 07.11.2017 |
AK PARTİ GRUBU ADINA RECAİ BERBER (Manisa) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bağcılık ve üzüm konusunda oluşturulması, kurulması düşünülen araştırma komisyonu hakkında ben de grubumuz adına söz aldım. Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii ki gerçekten tarihî günlerden birini yaşıyoruz çünkü bütün siyasi partilerin temsilcileri olarak hep birlikte, bağcılık ve üzüm üreticilerinin sorunlarının araştırılması konusunda Parlamento olarak bir araştırma komisyonunda birlikte çalışma yapacağız.
Her şeyden önce, bu araştırma komisyonunun kurulması için teklifte bulunan değerli Grup Başkan Vekili arkadaşlarımız, Manisa Milletvekillerimiz Sayın Erkan Akçay ve Sayın Özgür Özel'e çok teşekkür ediyorum. Biz de Manisa milletvekilleri olarak bunu arzu ettik. Tabii orada her şey araştırılacak.
Üzüm deyince, üzüm sadece Manisa'dan ibaret değil, değerli milletvekili arkadaşlarımız söylediler. Ancak, burada endüstriyel olarak dünya piyasalarında ve esasında rekolte fazlası olduğu zaman sorun yaşadığımız alan bizim Manisa'nın sultani üzümü. Manisa'nın sultani üzümü diyorum ama biliyorsunuz İzmir'de borsada işlem gördüğü için zamanında "İzmir üzümü" diye tescil olmuş. Bununla ilgili olarak da Manisalı hemşehrilerimize buradan söylemek istiyorum, "Manisa sultani üzümü" olarak da tescil ettiriyoruz coğrafi tescille. İnşallah onun ismi de "Manisa sultani üzümü" olacak çünkü bu üzümün yüzde 85'i Manisa'da üretiliyor, bir kısmı Denizli bölgesinde, bir kısmı da İzmir bölgesinde.
Esas burada mesele şu: Değerli arkadaşlar, ben aşağı yukarı 4'üncü dönem milletvekiliyim ve üzüm piyasasındaki dalgalanmalar sürekli Manisa milletvekillerini şimdiye kadar hep meşgul etmiştir. Gerçekten, rekoltenin fazla olduğu yıllarda uykularımız kaçıyor "Acaba ne olacak? Üzüm fiyatı ne olacak?" diye. Geçtiğimiz yıl da -biraz önce Sayın Özgür Bey söyledi- üzüm fiyatı 6 liraydı.
Değerli arkadaşlar, biz 2015 yılında Manisa olarak altmış beş yıldan beri ilk defa tarihimizin en büyük don afetine maruz kaldık ve bağlarımızın neredeyse yarısı kurudu. Öyle bir ortamda rekolte 180 bin tona düşmüş, bırakın iç piyasayı, ihracatı bile karşılayacak üzümümüz yok. Dolayısıyla bizim üzümümüz ihracatçılar tarafından, yurt dışı tarafından tabiri caizse kapışıldı, o kadar büyük siparişler karşılanamadığı için ihracat fiyatı o yıl 2,5-3 dolarlara çıktı -2015 yılından bahsediyorum- ve aynı yıl don afetinden dolayı hasar gören üreticimize de biz, Başbakanlık Afet Fonu'ndan 35 milyon lira -TARSİM sigortası olsun olmasın bütün üreticilere- onların masraflarını karşılamak üzere yardımda bulunduk.
Bakın, Manisa'da tarım öyle sadece köylülerin kendi tüketimi için yaptığı bir üretim değil; işletmecilik, teknoloji o kadar gelişti ki, o kadar bilinçli üretim var ki sadece Türkiye ortalamasının değil Avrupa ortalamasının da üzerinde bir sigortalama -TARSİM sigortası- var. Şu anda Manisa'da üzümde biz yüzde 80 sigortalıyız artık ve bakın, o yıl, 2015 yılında TARSİM sigortası üreticimize hasar bedeli olarak 240 milyon lira, o günkü kurla 100 milyon dolar dağıttı. Hiçbir üreticimiz mağdur olmadı; bir yandan sigortadan hasar bedeli aldı, bir yandan da üzümü tabiri caizse 2,5 dolara yani 5-6 liraya satıldı. Ama hemen akabinde, geçtiğimiz yıl, 2016 yılında 313 bin ton rekolte oldu ve tabii ki fiyatlar geriledi. Bu yıl da yaklaşık 310 bin ton -Sayın Bakanımız Manisa'da açıkladı, zaten bundan sonra Tarım Bakanlığı rekolteyi açıklıyor- aşağı yukarı geçen yılki kadar rekolte olunca, geçen yıldan da bir miktar stok olunca, devir olunca tabii ki fiyatlar geriledi.
İnşallah araştırma komisyonunda bunlar hep ortaya çıkacak. Bunda tabii, ihracatçılarımızın yanlışları da var, buradan açıkça söylemek lazım. Alivre satışlarla baştan, olmayan, almadıkları ürünü satıyorlar, sonra da dönüp sattıkları fiyattan alabilmek için, zarar etmemek için tabii ki birtakım yüksek fiyat vermeme, piyasayı kontrol etme gibi gayretler de olabiliyor. Onun için, tabii, burada üretici birliği olarak TARİŞ'e büyük görev düşüyor, en azından kendi üreticilerinden, kendi üyelerinden bu ürünü değeriyle alması gerekiyor.
Tabii, piyasayı regüle etme görevi maalesef artık üretici birliklerinde olmadığı için, değerli arkadaşlar, bu yıl ilk defa... Sayın Bakanımıza huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum, değerli Manisa milletvekillerimiz de teşekkür ettiler. Gerçekten, "Bayramdan sonra üzüm fiyatları 3,5 lira." diyor Sayın Bakanımız ama 3,5'un da altına gidiyordu, eğer bıraksaydık 3,2'ye, 3 liraya kadar düşecekti. Belliydi yani, her gün biraz daha aşağıya gidiyordu ve üreticimiz de maalesef ürünü o fiyatlardan vermemek için bu defa ihracatçıların önünde kuyruk olmuştu. Üzümünü, ürününü tabiri caizse emanet bırakma kültürü var bizde. Gidip, lisanslı depo olmayınca bu defa ihracatçıya, tüccara emanet bırakıyor. Emanet, ne zaman fiyat uygun olursa o zaman satmak üzere ama fiyatın tabii hiçbir zaman tekrar toparlanması mümkün değildi. Bunun üzerine ilk defa Bakanlar Kurulu kararıyla üzümde... Üzümde ilk defa diyorum çünkü biz hep Manisalılar olarak, Egeliler olarak fındıkta veya başka ürünlerde Toprak Mahsullerinin piyasaya girip alım yaptığını gördüğümüz için, bildiğimiz için hep bu talepte bulunuyorduk, bunu bir türlü gerçekleştiremiyorduk. Sayın Bakanımız herhâlde daha henüz yeniydi yani belki iki ay olmuş muydu Bakanlığa geleli ama üzüme el attı, gerçekten kendisine çok teşekkür ediyoruz; Başbakanımızı ve Hükûmetimizi Bakanlar Kurulunda bu konuya ikna etti, Toprak Mahsulleri olarak piyasaya girildi. Toprak Mahsullerinden bizim beklentimiz neydi biliyor musunuz arkadaşlar? En az 30-40 bin ton üzüm alacak. Tabii, 4 lira gibi bir fiyat; 3,5'tan daha aşağıya düşmüş. Millet, ilk başta 4 liradan hemen Toprak Mahsullerine geldi. Toprak Mahsulleri almaya başladıktan sonra, Ofis almaya başladıktan sonra üzüm fiyatı bugün 4,5 lira. Tabii ki o fiyattan alamıyor. Sayın Bakanımız açıklamadı ama 5 bin ton civarında bir alım yapabildi, hâlen de almaya devam ediyor eğer uygun fiyat olursa.
Şuraya gelmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, biz, üzümde, ihracat fiyatları nedeniyle, ihracat miktarı nedeniyle dünyadaki fiyatları belirleme gücüne sahibiz; tıpkı fındıktaki gibi, tıpkı Malatya'nın kayısısında olduğu gibi, tıpkı Aydın'ımızın incirinde olduğu gibi. Açık söylemek gerekirse biz bu 4 üründe regülasyonu iyi yaptığımız takdirde... Yani buna yabancı ithalatçılar, o ülkenin ithalatçıları da artık hayret ediyor, bir yıl üzümü 1 dolardan; 1,3 dolardan, ertesi yıl 2,5 dolardan... Bu şekilde zikzak olmasının bir şekilde önüne geçmemiz gerekiyor. İnşallah, araştırma komisyonunda bunların hepsini detaylı olarak ortaya koyacağız.
Değerli arkadaşlar, sadece Manisa ve bu bölgede yetişen bu sultani üzümümüz yüzde 85 Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor ve Avrupa'nın vazgeçemeyeceği bir stratejik ürün. Dolayısıyla biz eğer akıllı davranırsak, eğer iyi bir planlamayla üreticimizi ve ihracatçımızı iyi yönlendirebilirsek, hem üreticimizin hem ihracatçımızın hem ülkemizin, Türkiye'nin bu üründen -ki ortalama 400 milyon dolar civarında gelir elde ediyoruz şu anda- yılda 500 milyon dolardan aşağı bu anlamda geliri olmaz.
Değerli arkadaşlar, ikincisi, son yıllarda yaptığımız en önemli atak, on yıl önce hükûmetlerimiz tarafından ilk defa bir ilçede, hem de limanı filan olmayan Alaşehir ilçemizde gümrük müdürlüğü açıldı ve burada sebze meyve ihracatımızın en önemli artışlarından biri de bu gümrük sayesinde oldu çünkü orada gümrüklenen ürün artık bir daha gümrük kapılarında açılmadan, Londra'dan Moskova'ya kadar dünyanın her yerine, tırlara yüklenip gönderilebiliyor. Dolayısıyla şu anda Manisa'dan sofralık üzüm olarak, yaş üzüm olarak günlük 150 tır çıkıyor. İç piyasaya 20-25 tır gönderiyoruz ama her gün 100-150 tır sofralık üzüm yani yeşil üzüm ihracatımız var. "Bunun ne önemi var?" dersek, değerli arkadaşlar, eğer biz Yunanistan'la, İtalya'yla vesaireyle rekabet ederek, sofralık üzümümüzü, sultani üzümümüzü yeşil olarak daha iyi bir şekilde, daha fazla ihraç edersek kuru üzümdeki regülasyonun en önemli kaynaklarından birini bulmuş oluruz. Nedir o? Eğer biz bunu 500 bin tonlara çıkarırsak -yaklaşık 4-5 kilodan, 6 kilodan 1 kilo kuru üzüm elde ediyoruz- dolayısıyla biz kuru üzümün önemli bir kısmını, 100 bin tonunu, değerli arkadaşlar, çok rahatlıkla sofralık üzüm olarak dünyaya satabiliriz ve böylece kuru üzümde de dengeyi sağlamış oluruz.
Geçtiğimiz yıl Rusya'ya kriz nedeniyle -ben bu dönem aynı zamanda Türkiye-Rusya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanıyım- 6 bin ton zor satabildik ama bir önceki yıl 110 bin tondu. Bu yıl, inşallah, 120 bin tonun üzerinde sofralık üzüm ihracatımız gerçekleşecek. Tabii, üzüm konusunda daha detaylı çalışacağız.
Ben Manisa Kırkağaçlıyım, Manisa Kırkağaç. Üniversiteyi bitirinceye kadar tütün tarlasında tütün ektim. Değerli Milletvekilimiz, Grup Başkan Vekilimiz Özgür Bey herhâlde tütün tarlasından geçmiştir, tütüncüleri görmüştür ama tütünün ne demek olduğunu bilen benim, benim gibi o bölgede yaşayan insanlar; Köprübaşı'nda, Demirci'de, Gördes'te, Kırkağaç'ta, Soma'da, Akhisar'da. Bakanların tütün piyasalarına, Akhisar piyasasına gelip üreticinin "Onlar ne veriyorsa 5 lira benden fazla." diye tahrik edildiği, ondan sonra üretimin 300-400 bin tonlarda olduğu ve bu üretilen tütünün de yıllarca depolarda bekletilip daha sonra da maalesef çürüdüğü için imha edildiği günleri biliyoruz.
Ben üniversiteye, Siyasal Bilgiler Fakültesine geldiğimde, bu tütünlerin yani bizim yetiştirdiğimiz, ürettiğimiz, ondan sonra sabahlara kadar uykusuz kalarak kırdığımız o tütünlerin TEKEL depolarında çürüdüğünü ve yakıldığını, telef edildiğini öğrendiğim zaman kahroldum. Dedim ki: "O zaman, dünyanın en pis, en zahmetli tütün işi yerine, başka şeylerde bu parayı bize verseler de onları yapsak." Bundan otuz yıl öncesinden, kırk yıl öncesinden bahsediyorum değerli arkadaşlar. İşte, AK PARTİ hükûmetleri bunu yaptı. Geldi ve bütün tütün ekim alanlarına... Kaldı ki AK PARTİ hükûmetleri tütüne kota koymadı ha, biz getirmedik bunu. Kim getirdi? Ta 1994 yılında, 1995 yılında Tansu Çiller hükûmetleri zamanında tütüne kota geldi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kaldır; iktidarsın, kaldır.
RECAİ BERBER (Devamla) - 1994'ten 2002'ye kadar alternatif ne yapıldı? Hiçbir şey. Ama 2003 yılından itibaren değerli arkadaşlar -bizim bölgemiz, Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, dünyanın en önemli zeytin üretim merkezi- zeytinciliğimizi destekledik ve zeytin fidanlarını ücretsiz dağıttık, zeytin bahçelerinin yetiştirilmesinde çiftçimize her türlü desteği verdik ve bugün sadece Manisa'da 20 milyon zeytin ağacı var, bunların çoğu da fidan hâlen. Rekoltemiz her yıl yüzde 10, yüzde 20 artıyor. İnşallah, bu uygulamalar sayesinde, İspanya'dan, İtalya'dan, Yunanistan'dan sonra zeytin ve zeytinyağında 4'üncü sırada olan Türkiye aynı zamanda, İspanya'dan sonra 2'nci sıraya ve inşallah, birkaç sene sonra da dünyada, bütün Akdeniz bölgesinde 1'inci sıraya yükselecek. Onun için, sadece, "Tütüncülük bitti, o insanlar perişan oldu." demeyelim. Şu anda, Özgür Bey gidip Manisa'da, Akhisar'da zeytincilerin hâlini bir görse; 6 liraya, 7 liraya, 8 liraya, 10 liraya ham zeytin satılıyor, dalından toplanmış zeytin 10 lira. Zeytinyağı şu anda, sezonun göbeğinde, ortasında olmamıza rağmen 15 lira.
Değerli arkadaşlar, bütün bunları göz önüne aldığımızda, bizim bölgemiz, Manisa tarımda dönüşüm açısından bir pilot uygulamadır; sadece Türkiye açısından değil, dünyada örnek bir bölgedir Manisa. Onun için de Manisa'da gerçekleştirilen bu gelişmeleri, bu değişimleri görmeden, burada, açıkçası, gerçekten, gerçeklerden tamamen kopmuş vaziyette, yok "Tütüncü mağdur olmuş..." Tütünde şu anda sözleşmeli tarım yapılıyor. Tütünün parasını biz, bir sene sonra, yüzde 60 enflasyondan sonra, harcadığımız parayı bile alamazdık. Ben tütüncüyüm arkadaşım, bunu biliyorum. Şu anda yüzde 70'ini avans olarak alıyor üretici, yüzde 70'ini daha ekmeden avans olarak alıyor.
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Kilosu 10 lira.
RECAİ BERBER (Devamla) - Dolayısıyla, sözleşmeli tarıma geçilmiş vaziyette. Yapılması gereken de buydu. Baştan yapılan doğru ama sonra yapılanlar eksikti. AK PARTİ hükûmetleri sayesinde Manisa'mız ve Ege Bölgesi tarımda çok iyi bir noktadadır ama yeterli midir? Tabii ki değil, tabii ki çok daha iyi noktalara taşıyacağız bunu. Bunu daha iyi noktalara taşımak için de zaten, değerli arkadaşlarımızın da önerisiyle bir komisyon kuruluyor, araştırma komisyonu; buradan çıkacak öneriler -zannettiğiniz gibi olmayacaktır- inşallah, Hükûmetimiz ve Tarım Bakanlığımız tarafından en ayrıntısına kadar değerlendirilecektir, buna yürekten inanıyorum.
Tekrar, Sayın Bakanımıza ve bu komisyonun kurulmasında emeği, önerisi olan arkadaşlara teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)