| Konu: | MİLLÎ DEĞERLERİN TAHRİBATINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 07.11.2012 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, üzüm, kayısı derken ayaklarımızın altından bir ülkenin çekildiğinin farkına varmamız gerekiyor. Zihinsel faaliyetleri için midesel faaliyetlerini durduran bir toplumu kurtaracak hiçbir mekanizmanın olmadığını bilmek gerekiyor.
Son zamanlarda, Türk milletinin millî ve insani değerleri büyük bir tahribat altına alınmıştır. Türk milletinin aidiyet, birlik ve beraberlik içeren değerleri aşağılanırken bölücü, yıkıcı, ayırıcı, ötekici değerleri kutsanmaktadır. Hükûmet edenlerin millî değerleri tartışmaya açan ve tahribe varan davranışları hız kesmeden devam ediyor. On yıllık AKP İktidarında, cumhuriyetin banisi Atatürk'ün "Ey Türk Gençliği" hitabı tartışmaya açılmıştır. "Türküm, doğruyum, çalışkanım" ile başlayan ant eleştiri konusu yapılmıştır. "Ne mutlu Türküm diyene" sözüne olmadık anlam yüklenir olmuştur. Millî bayramlar, yeni düzenlemelerle kamplaşmanın aracı hâline getirilmiştir. Kurtuluş günü kutlamalarında "bayrak çekme" konusu krize dönüştürülmüştür.
Adında "millî" olan, "millî" kavramı bulunan Eğitim Bakanlığı bugün tam anlamıyla millî yıkım bakanlığına dönüştürülmüştür. Bakanlık, eğitimin devasa sorunlarıyla uğraşmak yerine millî değerlerle uğraşır hâle gelmiştir. Bakanlık Ders Kitapları Yönetmeliği'ni değiştirerek, ders kitapları hazırlanırken millî kültür, Türk milleti, aile, vatan, Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkeler ölçüt olmaktan çıkarılmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı, Türk millî değerlerine kapalı, masonik ve kozmopolit değerlere açık bir Bakanlık hüviyetine bürünmüştür. Milletin yabancılaştırılması ve kozmopolitleştirilmesi sürecinde Arif Nihat Asya'nın "Bayrak" şiiri bile nasibini almıştır. Bakanlığın, bayrağın şiirine bile tahammülü yoktur.
"Türk milleti" kavramını Anayasa'dan çıkarma teşebbüsleri ise alabildiğine sürmektedir. Anayasa'dan "Türk milleti" kavramını çıkarmaya teşebbüs edenlere bir kez daha hatırlatıyorum: Türk milletini Anadolu'dan çıkarmadan "Türk" kavramını Anayasa'dan çıkaramazsınız. Türk milletini Anadolu'dan çıkarmaya yedi düvelin gücü yetmemiştir, sizin gibi yabancılaşmış yerli iş birlikçilerin gücü de yetmeyecektir. Masonik odaklar bayrak düşmanlığı, bayram karşıtlığı, Atatürk alerjisi, Türk fobisi konusunda sınır tanımamaktadır. Gaflet, dalalet ve hıyanet kol kola girmiş, millî değerlere karşı pozisyon almıştır. Bir kez daha hatırlatmalıyım ki Türk milleti ne dilini ne dinini ne bayrağını ne milletini ne de devletini pazarda bulmamıştır, pazarlık konusu da yapmayacaktır.
Cumhuriyet Bayramı'nın ilanının 10'uncu yıl dönümü nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk'ün millî değerlere ve Türklüğe yönelik olarak verdiği bugünkü kadar güncel olan mesajını, onun ebediyete irtihalinin 74'üncü yıl dönümünü andığımız şu günlerde bize emanet ettiği bu kürsüden inadına bir kez daha hatırlatmak istiyorum:
"Türk Milleti!
Bugün cumhuriyetimizin 10'uncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
Kutlu olsun!
Şu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla yeterli göremeyiz. Çünkü daha çok, daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir, Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale müspet ilimdir.
Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihi bir vasfı da güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki milletimizin yüksek karakterlerini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtri zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.
Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda ve bir kere daha tanıyacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk milleti!
Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle?
BAŞKAN - Sayın Yeniçeri?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!"
Tanrı sizi korusun diyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.