GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:20
Tarih:09.11.2017

AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüştüğümüz kanun tasarısının 23'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, maddenin gerekçesinde, vergilendirme usulü değiştirilerek mevcut vergilendirme ölçütlerine taşıt değerinin de eklendiği ifade edilmektedir. Hatırlanacağı üzere, tasarımızın ilk hâli geldiği zaman o dönemde yüzde 40'lık motorlu taşıtlar vergisi zammı açıklanmış ve orta vadeli programımız bu zam açıklamasıyla gölgede kalmıştır. Bizlerin konuyu sürekli dile getirmesinin ardından önce Sayın Başbakan bu fahiş artışı eleştirmiş, arkasından da Sayın Cumhurbaşkanının talimatıyla yüzde 40'lık vergi zammı düşürülmek zorunda kalmıştır.

Şimdi, ne oldu diye baktığımız zaman değerli milletvekilleri, Otomobil Distribütörleri Derneğinin verilerine baktığımız zaman, Türkiye'de satılan otomobillerin yaklaşık yüzde 80'inin vergisiz fiyatı 40 bin ila 80 bin lira arasında değişmekte ve 1,6 litre motor hacmine sahip olan otomobillerden meydana gelmektedir ve ortalama vatandaşımızın aldığı araba bu şekildedir. Tasarının ilk hâlindeki zam oranı bu araçlara yaklaşık yüzde 68 oranında yansıyacakken, şimdi bu oran yüzde 50'ye kadar gerilemiştir. Vatandaşımız bugün 50 bin liraya bir otomobil aldığında -gene ortalama fiyatlarla söylüyorum- yüzde 45 ÖTV ödeyecektir, yüzde 18 üstüne bir KDV koyacaktır ve ÖTV'nin de KDV'si tekrar gelerek toplam da 8 ayrı vergi ve benzeri, harç ödemek zorunda kalacaktır.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, 2018 yılından itibaren yeni otomobil alacak olan vatandaşımız ortalama yüzde 60 zamla 1.500 Türk lirası civarında motorlu taşıtlar vergisi ödeyecektir. Tabii, akaryakıta gelen zamlar da bunun cabasıdır ki iki gün önce yenisi geldi biliyorsunuz.

Şimdi, baktığımız zaman, Türkiye'de on beş yıldır çözüm bekleyen temel sorunlarımızdan bir tanesi de verginin kazanandan değil harcayandan toplanmasıdır değerli milletvekilleri. Türkiye'de dolaylı vergilerin oranı hâlen çok yüksektir ve toplam vergilerin de yaklaşık yüzde 70'ine ulaşmaktadır.

Vergi konusuna çalışanlar açısından baktığımız zaman da işin bir başka boyutunu görürüz. Bugün brüt maaşı gene 4 bin Türk lirası civarında olan çalışanımızın eline ancak 2.860 Türk lirası geçmektedir net maaş olarak, aradaki farkın yani 1.140 Türk lirasının nereye gittiğine baktığımız zaman, yüzde 15 SGK payı, yüzde 15 gelir vergisi, gene binde 7,59 da damga vergisi kesintisi yapılmaktadır. Kısacası, maaşından onca vergi kesilen çalışanımız ayrıca ortalama yüzde 40'a yakın da dolaylı vergi ödemektedir. Bu vergi sistemimizdeki çarpıklığın devam etmekte olduğunu -biraz önce de söyledim- akaryakıt fiyatlarından da görüyoruz.

Son yapılan zamla, bir aracın 45 litrelik deposunun tamamı eğer doldurulmak istenirse 254 liraya doluyor. Bunun 38,7 lirası KDV, 106,6 lirası ÖTV'den oluşuyor. Yani 254 lirayı deponuza koydunuz -depoyla aldınız- bunun 145 lirası vergi. E, bu soygun değil mi sayın milletvekilleri? Böyle baktığımız zaman işin bir başka boyutunu görmüş oluyoruz.

Eğer iddia edildiği gibi ekonomide işler yolunda gidiyorsa o zaman tahakkuk eden vergi oranının tahsilat oranından yüksek çıkması gerekir ama baktığımız zaman, son yıllarda bu oran giderek gerilemiştir. 2002 yılında tahakkuk eden vergilerimizin tahsilat oranı yüzde 94,4 iken geçtiğimiz yılın sonunda bu rakam, her türlü yapılandırmaya, yeniden birtakım faiz aflarına rağmen yüzde 81,2'ye kadar gerilemiştir.

Türkiye'nin vergi konusundaki ihtiyacı, günübirlik düzenlemeler değil, bizim partimizin seçim beyannamesinde de belirttiğimiz üzere, vergi alanındaki kapsamlı reformlardır diyerek Genel Kurulu bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)