GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Anayasa Mahkemesinin tutuklu milletvekilleriyle ilgili kararına ve yargının siyasallaştığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:16.11.2017

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, bugün Anayasa Mahkemesi, Türkiye'de halkların ortak yaşam kültürünün arasına dinamit koyarak ortak yaşam kültürünü paramparça eden bir kararın altına imza atmıştır. Hem de öyle ki şunu demiştir: "Ben eski kararlarımı gerekirse siyasallaşmış yargı hâlimle yerle yeksan ederim. Kendi kararlarımı bile tanımam, içtihatlarımı, evrensel hukuk normlarını ayaklarımın altına alarak bunu yaparım."

Ne diyormuş? "İç hukuk yolları tüketilmemiş tutuklu milletvekilleri için." Sormazlar mı adama, rüsva etmezler mi adamı, Balbay kararında iç hukuk yolları mı tükenmişti, kime ne anlatıyorsunuz siz? Kalkın, dürüstçe "Siyasetten, siyasi iktidardan korkuyorum, özgür karar veremiyorum." deyin. Biz zaten Anayasa Mahkemesinden hukuki karar falan beklemiyorduk ama belki bu ülkeyi oluşturan halkların ortak yaşam kültürünün kadrine belki bir adım atarlar diye bekliyorduk.

Biz birileri gibi "Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyoruz, saygı da duymuyoruz." da demeyeceğiz ama şunu diyeceğiz, "Yargı siyasallaşmıştır." diyeceğiz, "Bu karar siyasidir." diyeceğiz, "Deyim yerindeyse ülkenin bir bölümüne düşman hukuku uygulanmıştır." diyeceğiz. Bu karar, bu ülkede 6,5 milyon oy almış bir siyasi partiye, onun seçilmişlerine karşı uygulanan düşman hukukudur ve siyasi iktidar da bilsin "Siyaseten meşru ve demokratik yollardan halk idaresiyle ben baş edemedim ama pespaye bir şekilde siyasallaştırdığım yargı marifetiyle siyasi rövanşizm işine girdim." demek anlamına geliyor bu karar.

Öbür türlü, kim bu yargıyı kutsamış, kim tanımamış, kim saygı duymuş duymamış, işin orasında değiliz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Yıldırım.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Anayasa Mahkemesi, bu ülkede, siyasetler arasına, siyasi partiler arasına, sosyolojik katmanlar arasına ayrımcılık ve nifak tohumları ekmiştir. Bu yönüyle de Anayasa Mahkemesinin bu kararının bizim açımızdan bir tutarlılığı yoktur. Bir kere, üç yıl önce almış olduğu kararla ve onunla çelişerek kendini rüsva hâle getirmiştir, "Ben, kusura bakmayın, korkuyorum, siyasi iktidardan kaynaklı olarak özgür karar veremiyorum." demiştir bugün. Bunun dışında, bu kararın bizim için hiçbir hükmü yoktur. Neymiş? İç hukuk tükenmemiş. Haberal kararında iç hukuk mu tükenmişti, Balbay kararında iç hukuk mu tükenmişti? Niye bu kadar çelişiksiniz? Niye bu kadar kendinizi, saygınlığınızı yerle bir eder duruma geliyorsunuz?

Teşekkür ederim.