| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 21.11.2017 |
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 90'ıncı maddesinde verdiğimiz önerge üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının bu maddesi 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (1)'inci fıkrasında yer alan (k) bendiyle ilgili bir değişiklik önerisi. (k) bendi, kooperatiflerin kurumlar vergisinden muafiyetleriyle alakalı bir bent. Önerilen değişiklik esas itibarıyla Nisan 2007 tarihinde çıkarılmış olan 1 No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği'nde yer alan özellikli bazı hususlar ile ilave birkaç cümlenin eklenmesinden ibaret. Özellikle alt düzenlemede yani tebliğde yer alan hususların asli düzenleme hâline getirilmesine yani yasaya konmasına neden ihtiyaç duyuldu, onu bilemiyorum. Sayın Bakan, herhâlde bu konuda bizi aydınlatır diye düşünüyorum. Burada yasama tekniği ve normlar hiyerarşisi açısından da bir endişem yok değil.
Düzenlemeye bir itirazımız yok. Bu maddeyle ilgili muhalefet şerhimiz de bulunmamakta. İtirazımız, ülke olarak kooperatiflerden yeteri kadar istifade edemeyişimizedir. Ekonominin tüm alanlarında; üretimden tüketime, gelir dağılımından sermayenin tabana yayılmasına, millet sektörünün hayata geçirilmesine kadar birçok işlevi olan kooperatiflerimizi benim burada anlatmama ve kooperatifçiliğin nimetlerinden bahsetmeme gerek yok. Kaldı ki Anayasa'mızın 171'inci maddesi "Devlet, millî ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır." demektedir. Yani kooperatifçiliğin geliştirilmesi anayasal bir zorunluluktur çünkü kooperatifçilik özü itibarıyla millîdir ve yerlidir. Bakın, Birleşmiş Milletler 2009 yılında 2012 yılını Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan ediyor ve 2012 yılının Ekim ayında biz Resmî Gazete'de Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı 2012-2016 belgesi yayınlıyoruz. Burada 7 başlıkta stratejik hedefler belirlenmiş, 7 başlık altında 36 faaliyet sayılmış. Kim hazırladı, nasıl hazırladı bilmiyorum ama güzel hazırlanmış, teori güzel. Tebrik ediyorum. Üzülerek ifade ediyorum ki birçok konu ve alanda olduğu gibi bu da kâğıt üzerinde kalmış. Öyle anlaşılıyor ki "Birleşmiş Milletlere ayıp olmasın, bizim de bir kooperatifçilik stratejimiz var." deme babında bir hazırlık olmuş.
Değerli milletvekilleri, aslında bu konuyla ilgili yeni şeyler söylemeye gerek yok. Yani burada bu strateji planında yer alan 36 faaliyet alanı işleme konulsa, bunlarla ilgili bir şey yapılmış olsa tüm sorunlar çözülecek ve bu kooperatifçilik sektöründen, "üçüncü sektör" olarak ifade ettiğimiz bu sektörden ciddi bir katkı sağlayacağız ama maalesef, hiçbir şey yapılmamış. Yani öncelikle, 1969 yılında çıkarılmış olan bir yasayla yönetiliyor. 2011 yılında küçük bir değişiklik yapılmış ama yasa esas itibarıyla çok eski, nitekim bu strateji planında da bunun değiştirileceği söyleniyor.
Bunun dışında daha birçok şey üzerinde konuşulabilir, her biri beşer dakika alır ama şunu ifade edeyim ki: Kooperatifçiliğin Türkiye'de, maalesef, sahibi yok. Üç bakanlıktan bahsediliyor, bu üç bakanlık Türkiye'de belli kooperatiflerin denetimini yapıyor sadece, kooperatifçilik sahipsiz.
Ben bu vesileyle yüce heyetinizi tekrar selamlıyor, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)