GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Mahkemenin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 7 Aralıkta yapılacak duruşmasıyla ilgili daha önce aldığı kararı iptal etmesine ve 6 Aralık ile 1 Ocak arasında Ankara'da bütün eylem, etkinlik ve demokratik gösterilerin yasaklanmasına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:33
Tarih:06.12.2017

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, 4 Kasım 2016 ve üzerinden üç yüz doksan sekiz gün geçti. Bugün Grup Başkan Vekilimiz İdris Baluken'in Diyarbakır'da, Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ'ın ise Ankara Sincan Cezaevi yerleşkesinde, tutuklu olduğu dosyalardan duruşmalarının olduğu gün. Yarın da Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın üç yüz doksan dokuz gün sonra ilk kez hâkim karşısına çıkmasını bekliyorduk ki Adalet Bakanlığının talimatıyla -Sayın Demirtaş'ın mahkemeye getirilmesini sakıncalı bulduğu için- mahkeme daha önce almış olduğu kararı iptal etmek zorunda kaldı. Siyasal yargı böyle bir şey olsa gerek. Bir yargının tarafsız ve bağımsız olmadığını, siyasallaştığını bundan daha iyi tarifleyen ve bunun gibi bir çok veciz örnekle tarifleyen, herhâlde, başkaca ülke örneği yoktur.

Şimdi, Sayın Başkan, Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ ilk kez, tutuklu olduğu dosyadan 4 Temmuz 2017 günü mahkemeye çıkmış. "Ben normalde bu mahkemeye itibar etmiyorum ama faşizmin gözlerinin içine bakmaya geldim. Acaba faşizm de benim gözlerimin içine bakabilecek mi diye bakıyorum ama herkes gözlerini kaçırıyor, yargıçlar dâhil."

Şimdi, ne denmişti 4 Kasım 2016 günü, siyasi soykırım operasyonları başlayınca? Efendim, silahlar taşınmış da, örgütle iltisak var da, yok, para yardımları yapılmış da... O siyasi iktidarın siyasallaştırdığı yargının dosyaları bile açıldığında böyle olmadığını, maalesef siyasi yargı bile iktidar mensuplarıyla algı oluşturmakla görevlendirmiş kalemşorlarının bu iftiralarını kapatmaya karşı âciz kalıyor. Siyasal yargı bile o manipülatif haberlerin, pespaye tutuklamaların üstünü kapatmakta, buna delil oluşturmakta güçlük çekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

Buyurun.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bir yandan bu komediye dönmüş olan yargılama usulleri ve gerçekliğiyle karşı karşıyayız, diğer yandan ise Ankara Valiliği bugün evlere şenlik bir karar almış. Neymiş? 6-7 Ekimde HDP'nin iki eş genel başkanı ile bir grup başkan vekilinin duruşması varmış da HDP Genel Merkezi de resmî Twitter sayfasından duyarlılık çağrısı yapmış. Ne yapacaktı peki? HDP "Linç edin." mi diyecekti? Siyasi iktidarın eski başbakanını kurtlar sofrasına attığı gibi HDP genel başkanlarını yargının, siyasallaşmış yargının sofrasına mı atacaktı? Bu sebeple 6 Aralık ile 1 Ocak arasında Ankara'da bütün eylem, etkinlikler, demokratik gösteriler yasaklanmış.

Şimdi, işte, OHAL dediğimiz budur. Dediğimizde gocunduğunuz faşizm böyle bir şeydir işte. En ufak demokratik hak arama süreçlerinin bile önünü kapatan, yargıladığınız veya yargılamaya çalıştığınız kişilerin sizi siyasal olarak yargılamasından duyduğunuz korku herhâlde böyle bir şey olsa gerek. Ama biz şunu çok iyi biliyoruz: En nihayetinde faşizm kaybedecek, özgürlük kazanacak.

Teşekkürler.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.