| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önce, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi personeliyle ilgili yapmış olduğu bir yanlışlığı dile getirerek sözlerime başlayacağım. 3795 sayılı Yasa'yla, teknik lise mezunlarına gördüğü meslek dalı dikkate alınarak teknisyen unvanı verileceği belirtiliyor ama Türkiye Büyük Millet Meclisi, Teşkilat Yasası'nı ileri sürerek bu arkadaşlarımıza kadroyu vermiyor. Büyük bir haksızlık yapıyorlar, bu haksızlığı lütfen düzeltelim.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Meclis Başkanının -koca bir kitap masalarımıza bırakıldı- yaptığı faaliyetler var, bunlara baktık ama bu faaliyetler arasında bir şey yok; eski halkla ilişkiler binasının yıkılması ve caminin kapatılması yok burada. Başka bir şey daha yok, o günlerde, 15 Temmuzda Meclis bombalandıktan sonra bir gayrimenkulcüler derneği gelmişti, demişti ki burada: "Milletin Meclisini millet yapar." Nerede bu millet, nerede bu gayrimenkulcüler, ne yaptılar; bunu merak ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesi üzerinde konuşacağım. Türkiye Büyük Millet Meclisinin temeli aslında 1876'ya kadar dayanıyor. Bildiğiniz gibi, Kanun-ı Esasi'den başlıyor ve ilk Meclis 20 Mart 1877'de açılmış Meclis-i Umumi, Meclis-i Ayan yani padişahın atamış olduğu 26, seçilen de 115 üyeden oluşuyor. Enteresan bir şey var burada, bir bilgiyi paylaşmak istiyorum: Bunların 69 kişisi Müslümanlardan oluşuyor, 46 kişisi de gayrimüslimlerden oluşuyor. Daha sonra Meclis II. Abdülhamit tarafından kapatılmış, sonra ta 1908'e kadar kapalı kalmış, 1908'de tekrar açılmış.
Uzun hikâye tabii, zamanım yok, ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin bugüne gelmesine kadar neler oldu. Değişik kesintiler oldu, sıkıntılar oldu, bu Meclis İstiklal Savaşı'nı yönetti 23 Nisan 1920'de tekrar açıldıktan sonra, daha sonra 14 Mayısta çok partili demokrasi yine bu Mecliste, sonra 27 Mayısta yapılan müdahale ve Meclisin kapatılması, 1980'de yapılan müdahale, Meclisin kapatılması gibi değişik müdahaleler var ama bütün bunlara rağmen, Meclis, Parlamento giderek ülkedeki özgürlükleri genişleterek bir yere kadar gelmiştir. Nereye kadar gelmiştir? 2010'a kadar gelmiştir. Anayasa değişikliği yapıldıktan sonra, Adalet ve Kalkınma Partisi -ki bu özgürleştirme gayretleri, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde de devam etmiştir- özgürleştirme yönündeki, demokratikleşme yönündeki yönelimini nedense kaybetmiş ve seçilmiş Cumhurbaşkanı, daha sonra da işte, Cumhurbaşkanlığı sistemi diye tek bir şeye kilitlenmiş.
Değerli arkadaşlarım, sizinle bir şeyi paylaşmak istiyorum. Bakın, Cumhurbaşkanı, yeni hâliyle yani 16 Nisanda yapılan değişiklikle de seçilmiş Cumhurbaşkanı ya da Başkan, yürütme olarak seçiliyor yürütme. Seçilmiş Meclis bambaşka bir şey, yasama değerli arkadaşlarım. Dolayısıyla, biz başkanlık sistemine karşıyız ama dünyada demokratik başkanlık sistemleri de var. Sizin getirmiş olduğunuz sistem, demokratik başkanlık sistemi değil, seçilmiş bir adama Türkiye Büyük Millet Meclisini yani yasama üzerine vesayet kurma hakkı veriyorsunuz. Oysaki siz yıllarca vesayetle mücadele ettiniz.
Nedir bu haklar, uzun uzun girmeyeceğim, vaktim yok ama siz, denetim yetkinizden vazgeçtiğiniz gibi yasa yapma yetkinizi de seçilmiş Cumhurbaşkanıyla paylaşıyorsunuz; bu, demokrasiyle ilgili geri adım atmaktır değerli arkadaşlarım. Aslında, 16 Nisan 2017'de yapılan Anayasa değişikliği yürürlüğe girmedi henüz, ilk Cumhurbaşkanı seçimiyle beraber girecek ama siz OHAL'i fırsat bilerek bunu fazlasıyla hayata geçirdiniz.
Değerli arkadaşlarım, OHAL kanun hükmünde kararnamesinin nasıl çıkarılacağını, hangi konuları kapsayacağını Anayasa'nın 121'inci maddesi çok açık bir şekilde yazıyor ama siz, çıkarmış olduğunuz 28 tane OHAL kanun hükmünde kararnamesiyle, 111 temel kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapmışsınız, bunların 46 tanesinin OHAL'le ilgisi yok. Öyle konular var ki şaşarsınız. Hele hele bir konu var, bütünüyle şaşarsınız. Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesi ortaya çıktıktan sonra, Plan ve Bütçe Komisyonu maddeyi reddettikten bir hafta sonra kanun hükmünde kararnameyle Meclisin iradesini çiğneyerek kamu bankalarıyla ilgili bir düzenleme yapmışsınız değerli arkadaşlarım. Bütün bunlar açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor ki siz Parlamentonun, siz içinde bulunduğunuz Türkiye Büyük Millet Meclisinin, ciddi bir şekilde, millî Parlamento olma vasfını ortadan kaldıracak değişiklikler yapıyorsunuz, böyle bir yöneliminiz var. Bu yönelim, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmış olduğu 1876'dan bu yana özgürleşme yolunda yürümesini engelleyen bir düzenlemedir değerli arkadaşlarım.
Bakın, değerli arkadaşlarım, bu Meclis büyük sıkıntılar yaşamıştır, dışarıdan büyük müdahalelerle karşı karşıya kalmıştır. Bu Meclis askerî darbelerle kapatılmıştır değerli arkadaşlarım ve sizin ekibiniz de bu darbelerle karşı karşıya kalmıştır geçmişte. Şimdi sizden beklenen, bu Meclisin sürekli yaptığı gibi, özgürlükleri genişletici yasaları çıkarmanız, düzenlemeleri yapmanız ama siz öyle yapmadınız değerli arkadaşlarım. Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesini bir kişinin iradesine, tek bir insanın iradesine teslim ediyorsunuz değerli arkadaşlarım. Bu yanlıştır, bu yoldan dönmek gerekiyor değerli arkadaşlarım.
İlk Meclisteki bir anıyla sözlerimi bitirmek istiyorum. İlk Mecliste Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Ulaş, Erzurum'daki bir gazetecinin haksız yere tutuklanmasını Meclise getiriyor ve konuşurken diyorlar ki: Düşman Polatlı'dayken sen bunu burada konuşamazsın." Cevap veriyor: "Eğer adaleti ayağa kaldıramazsak, eğer özgürlükleri ayağa kaldıramazsak Polatlı'daki cephe çöker."
Değerli arkadaşlarım, yedi düvelle savaştığınızı söylüyorsunuz ama adaleti ayağa kaldırmanın tam tersi şeyler yapıyorsunuz, özgürlükleri kısıtlayacak işler yapıyorsunuz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bekaroğlu.