| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 13.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nda Türk Tarih Kurumu bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Türk Tarih Kurumu, 1931 yılında Türk tarihi ve Türkiye tarihinin çağdaş sosyal bilim anlayışıyla araştırılması, desteklenmesi, tarih bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla kurulmuştur. Atatürk'ün 1938 yılındaki vasiyetnamesine göre de Türkiye İş Bankasındaki hisselerinin kâr payının yarısı bu kuruma verilmektedir. Büyük Atatürk'ün mirasıyla idare edilen ama yakın tarihimizin unutulduğu, karalandığı, parantez olarak görüldüğü bu süreçte tarihin bu sayfalarını görmezden gelen bir kurum sanırım Büyük Atatürk'ün kemiklerini sızlatıyor. Geçen sene olduğu gibi bu sene de Tarih Kurumunun çalışmalarını incelediğimde, Atatürk dönemiyle ilgili hiçbir çalışmaya rastlamadım maalesef. Oysa cumhuriyetin ilk yıllarını hatırlayıp ders çıkarabilseydik eğer, daha doğrusu iktidar bunu yapabilseydi, bugün yaşadığımız hiçbir sıkıntıyı yaşıyor olmazdık.
Bakınız, cumhuriyetin ilk on beş yılında büyüme ortalaması 7,8. Peki, son on beş yılda? Sayın Şimşek'in söylemesine göre 5,5. İşte, bizim örnek almamız gereken tarih cumhuriyetin ilk dönemidir. O dönemde cumhuriyetin kurucuları hem Osmanlı'dan kalan borçları ödemiş hem bir yandan ülkenin dört bir yanında tekstil fabrikası, şeker fabrikası, tütün fabrikası açmış hem de bir yandan yabancıların elinde olan iletişim ve ulaşım ağını kamulaştırmış, demir yolları açmış, telekomünikasyon şirketleri açmış ve ülkeyi çok kısa bir zamanda kalkındırmış ve büyütmüştür.
Yine, dış politikada yakın tarihimizi, o dönemi gerçekten araştırıp hatırlayabilseydik, emperyalizme diz çöktürmüş, onurlu, dik, bugün hâlâ övündüğümüz bir dış politika mirasını bugüne belki taşıyabilirdik.
Bugünkü iktidar ne yapıyor? Türk Tarih Kurumu ileride araştırır, anlatır mı bilmiyorum ama bizler anlatalım da bari bu tutanaklardan gelecek nesiller görmüş olsun. Sürekli kandırılan, bir yandan da muhaliflere kumpaslar kuran, baskılar yapan bir iktidarla karşı karşıyayız.
Geçen gün, Sayın Muş bütçe konuşması sırasında yarım saat Ataşehir Belediyesini anlattı. Şimdi ben de size yaşadığımız bir örneği anlatacağım. 2009 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Gemlik Belediyesini kazandı, Başkan Fatih Mehmet Güler. İki ay sonra "böcek" diye tabir edilen bir dinleme cihazı bulundu. Tam iki yıl sonra da dönemin İçişleri Bakanı, tam seçim öncesi, istifa etmeden bir gün önce, 2011 yılında Fatih Mehmet Güler'i -bugün Ataşehir Belediyesinde yaptığınız gibi- görevden uzaklaştırdı. Evet, uzun bir hukuk mücadelesi verdi Cumhuriyet Halk Partisi ve Fatih Başkan, beraat etti, en son, bu sene de 325 bin lira tazminat kazandı İçişleri Bakanlığından. Cumhuriyet Halk Partisinin, milletin iradesinin tam üç yılını çaldınız, evet, darbe yaptınız ve çaldınız ve üç yıl boyunca Cumhuriyet Halk Partisi Gemlik'i yönetemedi. (CHP sıralarından alkışlar) 15 Temmuzdan sonra öğrendik ki o dönem birlikte iş tuttuğunuz, "Fetullah Hoca Efendi" dediğiniz kişiyle birlikte bir kumpas kurmuşsunuz çünkü o gün bizim Fatih Başkanı görevden alanlar, soruşturmayı yapan savcılar, iddianameyi düzenleyenler, dönemin başsavcısı, dönemin kaymakamı, dönemin valisi meğer FETÖ'cüymüş çünkü hepsini tutukladınız, görevden aldınız, uzaklaştırdınız; biz de böylelikle, FETÖ'yle birlikte, milletin iradesini Gemlik'te nasıl gasbettiğinizi görmüş olduk. Bari 325 bin lira tazminatı sorumlulara rücu edin de o da bizim Gemliklilerin, Bursalıların, Cumhuriyet Halk Partililerin cebinden çıkmasın diyorum.
Evet, gelelim Bursa'ya, Ataşehir'i anlatıyorsunuz ya: Orada da zaten Genel Başkanımız ortaya koydu bütün belgeleri, hepsi takipsizlikle ve beraatle sonuçlanmış dosyalar; mesnetsiz, dayanaksız. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanını zorla istifa ettirip yeni atadığınız Başkan geçen gün açıklama yaptı, diyor ki: "Bursa Büyükşehir Belediyesi ekonomik anlamda çok zor durumda, 4,5 milyar lira borç var, 2032 yılına kadar borçlanmış durumdayız. Bu borcun yüzde 60'lık kısmı 2018, 2019 ve 2020 yıllarında ödenmek zorunda. Tablo o kadar kötü ki bu üç yıl gelirler genel giderleri ve kredileri karşılamaya yetmiyor. Yatırımlara ayıracak tek kuruş kalmıyor, kredi bile alamıyoruz."
Nasıl Bursa'yı batırdığınızı anlatayım: Yine, sizin atadığınız kişi şimdi belki popülist söylemlerde bulunuyor ama hani, bütün bu eleştirdiklerinin altında da o dönemde belediye meclisi üyesi olarak imzası var, onu da bilin yani ondan da bir umut beklemiyor Bursalılar.
Timsah Arena'yı yaptı Büyükşehir Belediyesi Bursalıların parasıyla. Yine, sizin Belediye Başkanınızın aktardığına göre, 500 milyon lira harcanmış bu stada.
SALİH CORA (Trabzon) - Siz niye yapamadınız?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Emsal olarak gösterdiği Konya stadı 130 milyona mal olmuş, aynısı Bursa'da 500 milyona yapılıyor ve sizin şimdiki Belediye Başkanınız diyor ki: "O timsahın ağzının bitmesi için daha 100 milyona ihtiyaç var." Yani 4 tane, 5 tane Konya stadına 1 tane Bursa stadı yapılıyor. Soruyorum: Peki, bir soruşturma var mı? Hayır, yok. Siz hâlâ Ataşehir'in kaçak balkonuyla ilgileniyorsunuz. Ülkenin yarısı zaten kaçak, o anlamda baktığınızda.
Ve şunu söyleyeyim: Geçen gün Soylu dedi ya bize yönelik "Ne olur, bunun arkasında durmayın." Ben de size, Gemlik'teki örneğin aynısını, şimdi Ataşehir'de yaşattığınızı tekrar hatırlatıyorum. Siz de ne olur bunun arkasında durmayın.
Sayın Soylu da geçen söylemiş, "Bu FETÖ matruşka gibi, mücadelemiz devam ediyor, bitmedi; açtıkça açtıkça içinden çıkıyor." diyor. Evet, daha neler çıkacak hep beraber göreceğiz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)