GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:43
Tarih:20.12.2017

CHP GRUBU ADINA MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 bütçesinde "Denge" üzerinde söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bundan otuz dokuz yıl öne Maraş'ta tarihimizin en vahşi katliamlarından biri yaşandı. 120 yurttaşımız acımasızca öldürüldü, 400 yurttaşımız yaralandı. Bu katliamda çocuklar, hamile kadınlar, 90 yaşındaki insanlar acımasızca katledildi. Bu katliamda yitirdiğimiz canları bir kez daha burada saygıyla anıyorum. Aradan tam otuz dokuz yıl geçmesine rağmen bu katliamla hiçbir şekilde yüzleşilmedi. Alevilerin acıları o günden bu yana dinmedi. Bugün de Maraş Valiliğinin anma etkinliğini yasaklaması bu acıları daha da derinleştirdi. Bu yasağı asla kabul etmiyoruz. Buna izin vermeyen anlayışı şiddetle kınıyorum.

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda iki haftadan beri bütçe tasarısını konuşuyoruz. 80 milyon yurttaşımız işçisiyle, esnaf ve emeklisiyle sadece bu bütçenin kendileri için ne ifade ettiğini merak ediyorlar. Sizin burada "Bütçe artıyor." veya "Ekonomi büyüyor." sözleriniz halkımıza hiç inandırıcı gelmiyor. "Ekonomi yüzde 11 büyüdü." diyorsunuz ama halkın ekonomisi büyüdü mü? Hayır. Ekonomik büyüme emeklinin geçim derdini çözdü mü? Hayır. İşçiler, emekçiler, esnaflar, köylüler geleceğe güvenle bakabiliyor mu? Hayır. Bu bütçe 80 milyon vatandaşın değil, yandaşın, rantçının, faizcinin, tefecinin bütçesidir. Biz bunu gayet iyi biliyoruz.

Değerli milletvekilleri, konumuz denge olduğu için burada asıl vatandaşın cebindeki dengeyi konuşmak zorundayız. Halkımız gittikçe daha da yoksullaşıyor. TÜRK-İŞ'in rakamlarına göre kasım ayındaki açlık sınırı 1.567 liraya, yoksulluk sınırı ise 5.105 liraya çıktı. Ülkemizde 7 milyon asgari ücretli açlık sınırının altında yaşıyor. İnsanlar temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyorlar. İnsanlar bir bankanın kartıyla diğer bankanın borcunu kapatıyor. "16 Nisan referandumunda 'evet' çıkarsa ekonomi şaha kalkacak." demiştiniz. Şimdi enflasyon oranları yüzde 17'leri geçti. İşsizlik durmadan artıyor. Torba yasayla gıdadan enerjiye kadar tüm tüketim kalemlerine zam yapıldı. Gelir vergisine zam yapıldı, kiralar arttı. İletişim vergileri 2 katına çıktı. Dolardaki artış vatandaşı etkilemiyor diyorsunuz ama dolar artınca benzin, ulaşım, doğal gaz fiyatları arttı, dışarıdan ithal edilen her şeye zam geldi. "Ekonomimiz coştu." diyorsunuz ama halkın ekonomisi kan ağlıyor. Ülkede hiç kimsenin iş güvencesi yoktur. Şimdi taşeron işçilere kadro sözü verip onları seçim için kandırmaya çalışıyorsunuz. Artık sizin bu yalanlarınıza hiç kimse inanmıyor.

Değerli milletvekilleri, bütçedeki gelirin en önemli ayağı vergilerdir. "Millî güvenlik" dediniz, vergilere zam yaptınız; "Savunma harcamaları var." dediniz, vergileri artırdınız; "millî mesele" dediniz, yeni vergiler çıkardınız. Bu vergilerle sarayın örtülü ödeneğini sürekli artırdınız. Buradan sizlere soruyorum: Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa kaç defa ek ödenek çıkardınız? Saraya para yetmedi diye bu yıl sarayın örtülü ödeneğini kaç defa artırdınız? Saraya bu kadar cömert olup açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insana neden bu kadar cimri davranıyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hiç öyle değil ama.

MEHMET TÜM (Devamla) - Bir taraftan fakir fukaradan topladığınız vergileri örtülü ödeneklere, gizli hizmet giderlerine aktarıyorsunuz, diğer taraftan ÖTV, KDV, MTV, ÖTV'nin KDV'siyle, maaş kesintileriyle halkımızı perişan ediyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, bu bütçe tasarısında adalet yok, eşitlik yok, vicdan yok, denge yoktur; içinde bulunduğumuz bu tablo bir utanç tablosudur. Bu bütçe vatandaşa denge değil, vatandaşın tüm dengesini bozan bir bütçedir. Emekliler hastaneye gidemiyor, 14 kalemden fazla kesinti yapılıyor. Çiftçi mazot ve gübre fiyatından dolayı üretim yapamıyor, her şey dışarıdan ithal ediliyor. Yerli üretici onlarca vergi altında eziliyor ve yok ediliyor ama AKP iktidarı olarak sizler işinizi çok iyi biliyorsunuz, bu anlamda sizi kutluyorum. Vergi cennetlerine milyonlarca dolar vergi kaçırıyorsunuz, bir de utanmadan yerli ve millî olmaktan söz ediyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, 80 milyonluk ülkenin vergileri yandaşa, rantçıya, faizciye, tek adamın harcamalarına ve lüks araçlarına gidiyor. Hesap sorduğumuzda AKP'nin Genel Başkanı bizlere "Ana ihanet partisi ülkeye yaptıklarımın hiçbirini görmüyor." diyor. Biz ülkeye yaptıklarını çok iyi görüyor ve biliyoruz. Asıl ihanet, 80 milyonu yoksullaştırıp Man Adası'na vergi kaçırmaktır; asıl ihanet, İranlı bir sahtekârdan rüşvet alıp ülkemizin itibarını beş para etmektir; asıl ihanet, ülkeyi parsel parsel teröre, rantçıya, yandaşa peşkeş çekmektir... (CHP sıralarından alkışlar) ...asıl ihanet, ormanlarımızı, derelerimizi, doğamızı millete küfredenlere teslim etmektir; asıl ihanet, FETÖ'yü bu ülkenin başına bela etmektir...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sahip çıkmaktır, sahip.

MEHMET TÜM (Devamla) - ...devletin tüm kurumlarını, orduyu, yargıyı FETÖ'ye teslim etmektir; asıl ihanet, FETÖ ne istediyse hepsini vermektir. Kimin ihanet içinde olduğunu halkımız çok iyi biliyor.

Değerli milletvekillerim, sizlere bir ihanet örneği daha anlatacağım, sabredin. Diyanet İşleri Başkanlığı geçtiğimiz gün "Millî piyango haramdır." diye bir açıklama yaptı. Diyanet İşlerinin bütçesi 12 bakanlıktan daha fazladır ama bütçeden bu kadar pay alıp yaptıkları tek şey saray fetvacılığıdır.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Çok ayıp çok.

MEHMET TÜM (Devamla) - Diyanetin bütçesi her yıl katlanarak artıyor ama yetmiyor, 2018'de tam 1 milyar lira daha artış yapılıyor. Şimdi buradan soruyorum: Ülkede...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunlar bizim kurumlarımız.

SALİH CORA (Trabzon) - Provakatif bir konuşma yapıyorsun.

MEHMET TÜM (Devamla) - Dinle, dinle, şimdi soruyorum, önce buna cevap ver.

SALİH CORA (Trabzon) - Meclisin insicamını bozuyorsunuz. Sayın Tüm, geriyorsunuz ortamı geriyorsunuz.

MEHMET TÜM (Devamla) - Ülkede başka dert kalmamış gibi utanmadan çıkıp millî piyangoya, lotoya haram diyorsunuz. Ülkemizde bu kadar yoksul ve işsiz varken iktidarın milyonlarca lira vergi kaçırmasına neden haram demiyorsunuz? 80 milyondan vergi alan bir kurum olarak neden bir kez bile rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk haram demiyorsunuz? Çocuklara tecavüz edilirken, kızlarımız yurtlarda yanarken bir kere bile neden yazıktır, günahtır demediniz?

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yakışmadı size bu.

MEHMET TÜM (Devamla) - Kadın cinayetleri, iş cinayetlerine fıtrat denirken bir kelime bile etmediniz. FETÖ din yalanlarıyla insanları kandırırken neden tek bir kelime söylemediniz? (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, "Millî piyango haram." diyorsunuz. 80 milyondan vergi alıp sadece tek adam propagandası yapan TRT'nin aldığı vergiler sizce helal midir? Millî piyango haram da milyonlarca Alevi'den Diyanete giden vergiler sizce helal midir? Alevilerden aldığınız vergileri sadece tek bir mezhebin hizmetine aktarmanız sizce helal midir?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İnsanları mezheplere mi bölüyorsun? Bu nasıl bir anlayış?

MEHMET TÜM (Devamla) - Sayın Bakan, size söylüyorum: Aleviler, ödedikleri vergileri sizlere asla helal etmiyorlar. Hâlen bu insanları eşit yurttaş olarak görmüyorsunuz, görmek zorundasınız.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu hastalıklı bir anlayış.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Söylediklerine CHP bile inanmıyor, kendi grubun bile inanmıyor söylediklerine.

MEHMET TÜM (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ülkede tarımı, hayvancılığı, esnaflığı bitirdiniz -sabredin- milyonlarca insan işsiz durumda, iş bulamıyor. Aralık ayı itibarıyla gerçek işsizlik 5 milyonu aşmış durumdadır. Arkadaşlar her 5 gençten 2'si işsizdir. Üstelik bunların çoğu da diplomalı gençlerimizdir. Ne yazık ki diplomalılar işsizlikten, ekonomik sıkıntıdan intihar ederken diplomasız adamların ülke yönettiği, vergi cennetlerine milyonları kaçırdığı bir ülkede yaşıyoruz.

SALİH CORA (Trabzon) - Siz de rezidanslarda oturun, öyle mi?

MEHMET TÜM (Devamla) - Bu bütçede yer vermediğiniz işsiz gençlerimiz bu yaptıklarınızı asla unutmayacaklardır. Halkımıza yaşattığınız bu ekonomik krizin faturasını önümüzdeki seçimlerde mutlaka ödeyeceksiniz.

Değerli milletvekilleri, bir ülkede ekonomik kriz derinleştikçe siyasi kriz de o oranda derinleşir. OHAL bahanesiyle halkımızı korku ve baskı politikalarıyla idare ediyorsunuz. Buna rağmen, saray rejimine karşı insanlar korkusuzca yaşamın her alanında direniyorlar ve direnmeye devam edecekler. (CHP sıralarından alkışlar)

SALİH CORA (Trabzon) - Anca direnirsiniz.

MEHMET TÜM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça iki yüz seksen gündür açlık grevine devam ediyor, işlerine geri dönmek istiyorlar. Bu 2 insanı önce işten attınız, olmadı; sonra hapse attınız, yine olmadı; şimdi, bu insanları OHAL Komisyonuyla uyarıyor, ölüme terk ediyorsunuz. Sizlerde hiçbir vicdan ve adalet duygusu yok mudur? Unutmayın ki haklı olan er geç kazanacaktır. Korkuyla, baskıyla, sindirmeyle "ekonomimiz coşuyor" yalanlarıyla asla kimseyi kandıramazsınız ve asla iktidarda da kalamazsınız.

SALİH CORA (Trabzon) - Yerli araba yapıyoruz, yerli araba.

MEHMET TÜM (Devamla) - Bu bütçe adaleti, eşitliği, ekonomik refahı içermiyor.

SALİH CORA (Trabzon) - On beş yıldır seçim kaybediyorsunuz, yine çıktın konuşuyorsun. Sandıkta yaşadığınız hezimetleri anlat.

MEHMET TÜM (Devamla) - Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu saray bütçesine tümden, sonuna kadar "Hayır." diyoruz. Biz rant değil, halk için bütçe istiyoruz.

SALİH CORA (Trabzon) - Kaç seçim kaybettiniz Mehmet Bey ya? "Ülkeyi mahvettiniz." diyorsun ama seçim üstüne seçim kaybettiniz.

MEHMET TÜM (Devamla) - Konuşmamı Adnan Yücel'in bir dörtlüğüyle bitirmek istiyorum: "Düşlerin sonsuza koştuğu yerde/Sabrın çiçeklerini açtığı yerde/Asla kapanmaz yaşanan defter/Çünkü tarihin en güzel yerinde/Son sözü hep direnenler söyler." (CHP sıralarından alkışlar)

Anladınız mı?

SALİH CORA (Trabzon) - Direnin hadi bakalım.

MEHMET TÜM (Devamla) - Anladınız mı arkadaşlar?

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Biz milletin bütçesini yapıyoruz, milletin.

MEHMET TÜM (Devamla) - Anladınız mı?

SALİH CORA (Trabzon) - Direne direne kaybediyorsunuz.

MEHMET TÜM (Balıkesir) - Dokundu mu? Ne oldu sana ya, acıttı mı seni? Biraz acıtsın canım, bu kadar insan perişanken biraz seni acıtsın yani kusura bakma.

BAŞKAN - Sayın Tüm, konuşmanızı bitirdiniz, lütfen yerinize geçer misiniz. Lütfen...