GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:21.12.2017

MHP GRUBU ADINA FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 bütçe tasarısının 11'inci maddesi olan "Fonlara ilişkin işlemler" konusunda Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 11'inci madde Türk Silahlı Kuvvetlerinin stratejik hedef planı ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının ihtiyaç planları uyarınca temini gerekli modern silah, araç ve gereçleri alımının Savunma Sanayii Destekleme Fonu aracılığıyla yapılacağına ilişkin bir hükümdür. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ordumuz, Emniyetimiz mevcudiyetimizi borçlu olduğumuz göz bebeğimizdir, onlar için ne yapılsa azdır.

Jeopolitik, jeostratejik olarak baktığımızda ülkemizin önemini söylemeye gerek yoktur. Tarihin tüm dönemlerinde birçok ülkenin iştahını kabartmıştır ve düşmanı eksik olmamıştır. Bugün dışarıdan bazı tazyiklerden bahsedilmesi problemin bugün ortaya çıktığını göstermez. Yüz yıl önce de, iki yüz yıl önce de durum farklı değildi, yüz yıl sonra da durum farklı olmayacaktır. 15 Temmuz darbe girişimini kimler planlamışsa, 1960 ihtilalini, 1971 darbesini, 1980 ihtilalini de bu güçler planlamış ve gerçekleştirmişlerdir. Eğer bugün ülkemizin, siyasi veya ekonomik darboğaza sürüklenmek istendiği düşünülüyorsa aynı güçlerin payı büyüktür.

Kısaca şunu söylemek istiyorum: Ülkemizin, Büyük Atatürk'ün deyimiyle, muasır medeniyetler seviyesine yükselmesi hiçbir zaman istenmemiştir, istenmeyecektir. Dün düşmanımız kimlerse bugün aynıdır, dün kaç taneyse bugün de o kadardır, azalmamıştır.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, bu zor coğrafyada güçlü olmanın yolu, güçlü bir ordudan geçmektedir; sadece sayısal olarak değil, donanım, ekipman olarak güçlü bir ordudur. "Vatan sevgisi imandandır." diyen, heyecan dolu, aklı, ilmi önde tutan bir ordudur.

Tarih derslerle doludur; bunu, Kıbrıs Barış Harekâtı'nda da gördük. Siz ne kadar haklı olursanız olun her zaman haksızlıklarla karşılaşmanız mümkündür. Nitekim Kıbrıs Barış Harekâtı bize bir ders olmuş ve savunma sanayisinin kurulmasında önemli bir kilometre taşı olmuştur.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcı bir güç olmasının, barışı temin etmesinin yolu, fiziki, beşerî ve teknolojik kapasitesinin artırılması ve dışa bağımlılığının azaltılmasıyla mümkün olacaktır. Silah sistemlerinin imalinde yerli malzeme kullanım oranı artsa da tamamıyla millî olduğunu söyleyemeyiz; örneğin, bir tank motorunda, bir uçak motorunda, yazılımda dışa bağımlı iseniz savunma sanayisinin bağımsızlığından söz edemeyiz. Millî savunma, millî silah sanayimizi bir an önce kurmak için daha çok çalışmalıyız.

İşte, bu ve diğer birçok sebeple Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, Jandarma Genel Komutanlığımızı, Sahil Güvenlik Komutanlığımızı modern silah, araç ve gereçleriyle donatmak mecburiyetindeyiz; moral değerlerini her şeyin üstünde tutmalıyız. Onlar kuş uçmaz kervan geçmez dağlarda, yağmurda çamurda, kar kış demeden, uyumadan, yemeden ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği için büyük fedakârlıklara katlanan yiğit evlatlarımızdır. Büyük şairimiz Necip Fazıl'ın deyimiyle, onlar ülkemizin tekerleğinin tümsekte kalmaması, yarınlarda huzurlu olmamız, evlerimizde güvenle oturmamız için gayret gösteren, alnı açık başı dik yiğit kardeşlerimizdir. Hepsini saygı, sevgi ve hürmetle selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi her yerde ve her zaman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındadır, desteği tamdır.

Değerli milletvekilleri, bütçe görüşmeleri sırasında muttali olduğum birkaç hususa da değinmek istiyorum. Bunu söylemeye gerek olmasa da Türkiye Cumhuriyeti son on beş yıldan ibaret değildir. Adalet ve Kalkınma Partisi kurulmadan önce de Türkiye Cumhuriyeti vardı, Adalet ve Kalkınma Partisinden sonra da var olmaya devam edecektir, ta ki sonsuza kadar. 2018 bütçe tasarısının görüşmelerini Plan ve Bütçe Komisyonunda ve özellikle Genel Kurulda çok yakın takip ettim. Söz alan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinin büyük bir çoğunluğu, 2002 yılını baz alarak son on beş yılda yapılanları özetleyerek konuştular, çok büyük işler başarıldığını açıkladılar, hatta bazen o kadar abarttılar ki doğrusunu söylemek gerekirse bana göre zaman zaman geçmişe de ayıp ettiklerini düşünüyorum. Bunları özetlemeyeceğim ancak Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde Türkiye'nin geçmişe göre 3 kat büyüdüğünden, güçlü ekonomiden, kaliteli demokrasiden, iflas etmiş hazine devralındığından bahsettiler. Ben diyorum ki kim samimiyetle ve dürüstlükle bu ülkenin duvarına taş üstüne taş koymuşsa Allah ondan razı olsun, tırnağına taş gelmesin. Başta Büyük Atatürk olmak üzere, arkadaşlarından, İsmet İnönü'den, Adnan Menderes'ten, Süleyman Demirel'den, Bülent Ecevit'ten, Necmettin Erbakan'dan Allah razı olsun diyorum. Bu memlekete kurduğu güzide kurumlarla büyük hizmetleri olmakla beraber, çok daha önemlisi, yetiştirdiği milyonlarca evladıyla Başbuğ Alparslan Türkeş'ten de Allah razı olsun diyorum. Öğretmeninden, öğretim üyesinden, mühendisinden, doktorundan, esnafından, köylüsünden, çiftçisinden, işçisinden, işvereninden de Allah razı olsun. Kimi emeğiyle, kimi bilgisiyle, kimi verdiği vergiyle, kimi yarattığı istihdamla Türkiye Cumhuriyeti duvarına taşlar koymuşlardır.

Değerli milletvekilleri, bir kısmı satılsa da bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun denetimi altında toplam 86 kurum vardır. Büyük çoğunluğu Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde kurulmamıştır. Ziraat Bankasını siz kurmadınız; Eximbankı, İller Bankasını, Kalkınma Bankasını, Halk Bankasını siz kurmadınız; Toplu Konut İdaresini, Devlet Malzemeyi, TÜBİTAK'ı, Demiryollarını, Sümerbankı, Denizcilik İşletmelerini, Eti Madeni, Makina Kimyayı, KOSGEB'i, EÜAŞ'ı, TEDAŞ'ı, TPAO'yu, Şeker Fabrikalarını, AOÇ'yi, PTT'yi, TRT'yi siz kurmadınız. Konumuzla ilgisi olması bakımından Savunma Sanayii Müsteşarlığını, ASELSAN'ı TAI'yi, ROKETSAN'ı HAVELSAN'ı siz kurmadınız. Bu güzide kurumları, hatta daha da ilave etmek istiyorum, büyük barajların, köprülerin çoğunu da siz kurmadınız. Türkiye'de KİT ve benzeri kuruluşların sayısını son on beş yılda üçe katladığınızı söyleyemezsiniz. Ben söylüyorum; artırmadınız, azalttınız. Özelleştirmeden 60-70 milyar dolar gelir elde ettiyseniz geçmişin birikimlerine borçlusunuz. Hamaset yapalım, doğrudur, yapılır da, hamasetin de bir sınırı vardır, işi çığırından çıkarmayalım diyorum, böbürlenmeyelim diyorum, mütevazı olalım; güzel olanı budur.

Değerli milletvekilleri, geçmişte mecbur kalınmış ve koalisyon hükûmetleri kurulmuştur. İkili, üçlü koalisyon hükûmetleriyle idare zordur. Bakınız, batmış bankacılık sistemi bugün sorunsuz olarak ayaktaysa 57'nci Hükûmetin bankacılık reformuna borçludur. Bu hakkı teslim etmemiz lazım. Sosyal güvenlik sistemi sürdürülemez hâldeydi; 57'nci Hükûmet döneminde, "mezarda emeklilik" sloganları altında, her türlü siyasi risk göze alınarak yasa çıkarıldı. Bu yasalar çıkarılmasaydı bugün Hükûmet ayakta duramazdı.

İhale keşmekeşliğine çıkarılan yasa ve kurulan Kamu İhale Kurumuyla son verildi. İşsizlik Sigortası Fonu kuruldu, işsize birazcık derman oluyorsa İşsizlik Fonu sayesindedir. Düzenleyici ve denetleyici kurumların çoğu bu dönemde kurulmuştur. Terörün önlenmesinde ciddi mesafe alınmıştır, 2002 yılındaki şehit sayısına bakarsanız bunu görürsünüz. Bunları da hatırlamamız lazım diyorum.

Tek parti iktidarında hükûmet etmek zor değildir. Böyle olduğu hâlde, gelinen noktada işsizlik artmıştır, bütçe açıkları artmıştır, faiz giderleri artmıştır, yatırım bütçesi azalmaktadır, toplam borç stoku artmıştır, takibe düşen, kara listeye giren vatandaş sayısı milyonları aşmıştır, son oranlara baktığımızda kayıt dış artmaktadır. Ben diyorum ki tek parti Hükûmetinde keşke bunlar olmasaydı.

Değerli milletvekilleri; sözlerimin sonuna doğru bir konuyu daha burada dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, vefa imandandır, hatırlanmak güzel şeydir. Görüşmeler sırasında burada, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerinden hiçbirisi -hiçbirisi ama- geçmişi hatırlamadı, haklarını teslim etmedi. Şimdi Sayın Maliye Bakanımız burada, bu ülkeye samimiyetle, dürüstlükle, haksız zenginleşmeden hizmet eden ve ebediyete intikal edenleri yâd etmelerini rica ediyorum. Ben, bu ülke için canlarını feda etmiş, bu ülkenin duvarına taş koymuş tüm şehitlerimizi ve hizmet erbabını rahmetle, şükranla anıyorum.

Bütçenin hayırlara vesile olmasını diliyor ve bu vesileyle saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)