GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:21.12.2017

MHP GRUBU ADINA SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; merkezi yönetim bütçesinin 13'üncü maddesinin mahallî idareleri düzenleyen fıkrası üzerinde söz almış bulunuyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hepinizin malumu olduğu üzere, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle beraber Türkiye, gerek içeriden gerekse dışarıdan birtakım hain iş birlikçilerin hedef noktası hâline gelmiştir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır." anlayışı içerisinde, Türkiye'nin ateş sarmalına çevrildiği bu süre içerisinde devletimizin yanında yer almaya kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Ama şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye bir beka sorunu yaşarken, Türkiye hem siyasi hem ekonomik hedef hâline gelirken Türkiye'yi idare edenler, başta yerel yönetimler olmak üzere, kamunun malını, belediyenin mallarını eğer iç ediyorlarsa, fakir fukaranın, garip gurebanın haklarını yiyorlarsa bunlar da en az bu memlekete kastedenler kadar ihanet içerisindedirler.

Bugün, iktidar partisi olarak... Ankara, İstanbul, Bursa gibi birtakım belediyelerin başkanları "metal yorgunluğu" adı altında görevden el çektirildi. Şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yaklaşık dört yıl içerisinde 4.200 imar değişikliği yapmış. Bu imar değişikliklerine baktığınızda birçoğunun ranta dayalı olduğunu görüyorsunuz. Ben birkaç tane örnek vermek istiyorum. Hepimizin bildiği, şu Eskişehir Yolu üzerinde eski Togo'nun yeri olan bir yer. 15 Temmuzda, tam darbe, ihanet gününün olduğu gün burada bir plan değişikliği yapılıyor, orada AVM ve çok katlı yapılara müsaade ediliyor. 15 Temmuzdan sonra bir bakılıyor ki bunun sahibi FETÖ'cü ve firar ediyor. Kim bu? Ömer Akgül. Ömer Akgül kim? Ömer Akgül, Rahmi Bıyık'la beraber o rantın merkezi olan Çukurambar'da imar planlarını yapan kişi. Şimdi, Çukurambar'ı hepiniz biliyorsunuz. Bakın, burada resimler var. Şu resmin garabetine bakın; kimi yerde üç katlı, beş katlı, on katlı yerler yapılırken, kimi yerde kırk kata kadar çıkan yerler var ve bunları yapanların birçoğunun FETÖ'den haklarında soruşturma yapılıyor, haklarında işlem yapılıyor, bir kısmı yurt dışına kaçıyor. Peki, bunlara bu imar düzenlemelerini kimler veriyor? Mevcut Belediye Başkanı Melih Gökçek. Şimdi, burada bu Melih Gökçek'in hiçbir suçu yok mu, hiçbir işleme tabi tutulmayacak mı?

Ben size başka bir örnek vereyim: Ankara Beytepe'de yaklaşık 99 hektarlık bir alan. Bu 99 hektarlık alanda 5.940 kişinin yaşayacağı bir plan var, bir imar düzenlemesi yapılıyor ve burada 45.060 kişinin -dikkatinizi çekiyorum- yaşayacağı bir imar değişikliği yapılıyor. Yani yoğunluk artışı ne kadar? Yüzde 800. Buradaki kaç milyar, kaç katrilyon kimlere gitti, kimlere aktarıldı, kim, ne kazandı?

Değerli milletvekilleri, şimdi, burada "tak" diye emredip "şak" diye gereğini yaparak bu işlerden sıyrılmak olmaz. Bunun mutlaka ve mutlaka, garip gurebanın hakkını yiyenin boğazına elinizi daldıracaksınız ve hesap soracaksınız; bunun başka yolu yok. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, aldınız Melih Gökçek'i, getirdiniz Mustafa Tuna'yı Büyükşehir Belediye Başkanlığına. Şimdi size bir belge göstereceğim, değerli milletvekilleri, bir karar, Çankaya ilçesi Dikmen Tepe'de... Kim bu yerin sahibi? Mahmut Tuna. Mahmut Tuna kim? Tuna İnşaatın sahibi, Mustafa Tuna'nın ağabeyi. İlk defa olan bir imar değişikliği yapılıyor; 15.750 metrekare olan alan 23.625 metrekareye çıkıyor. Buna da bir şey demiyoruz ama Ankara tarihinde olmayan bir şey oluyor. Ne oluyor? Ankara tarihinde olmayan şey, buradan düzenleme ortaklık payı ve kamu ortaklığı payı alınmıyor yani gizli emsal 2,5; 3'e çıkıyor. Şimdi, böyle anlayışta, böyle rahat para kazanmanın olduğu bir ortamda, kamunun malını bu kadar kolay aldığınız bir ortamda siz kuzuyu kurda emanet ederseniz, bu gariban milletin, bu fakir fukara milletin hakkını kim koruyacak?

İstanbul da ona keza, İstanbul'dan sadece bir örnek vereceğim. Değerli milletvekilleri, bakın, Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy metrosu ihaleyle yapılıyor, 715 milyona mal oluyor ama Bağcılar-Başakşehir metrosu, 2 kilometresi ihale ediliyor ve yaklaşık yüzde 700'lük keşif artışı yapılıyor. Bürokrasiden gelenler var. Bakanlar Kurulunun bile yetkisinin yüzde 40 olduğu yerde, İstanbul'da yüzde 700'lük keşif artışı yapılıyor. Yani ihaleyle yapılan 16 kilometre yer 713 milyona mal olurken, ihalesiz yapılan bu yer 1 milyar 182 milyona mal oluyor. Aradaki fark ne kadar? 440 milyon dolar yani 1,5 katrilyon. Bu kime gitti, kimin boğazından geçti, kimler rant sağladı?

Yine, Orman Genel Müdürlüğünden alınan toprak alanları İstanbul Büyükşehir Belediyesine veriliyor, değerli milletvekilleri, 4 katrilyon liralık bir rant var ve bunun başına getirilen daire başkanı FETÖ'den soruşturmaya tabi tutuluyor. Bu 4 katrilyonluk payda Kavurmacı'nın, dönercinin payı var mıdır, yok mudur bunların hesabı sorulmadan "Kenara çekilin." demekle bu işler olmaz. Burada bir beka mücadelesi veriliyorsa, kim kamunun hakkını yiyorsa, kim fakir fukaranın hakkını yiyorsa boğazına dursun. (CHP sıralarından alkışlar) Hangi partiden olursa olsun bunlardan da mutlaka ve mutlaka hesap sorulması gerekiyor değerli milletvekilleri. Aslında bunlarla ilgili onlarca örnek var, bu hesapları sormadığımız müddetçe Türkiye'de hakkaniyeti sağlayamayız, Türkiye'de adaleti sağlayamayız değerli milletvekilleri.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Hak, hukuk, adalet!

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi zamanımız daraldığı için -Kalkınma Bakanı gitmiş- Adana'ya da değinmek istiyorum.

Biliyorsunuz, Ankara metrosu 900 milyon liralık borcuyla, 4 milyarlık masrafıyla Ulaştırma Bakanlığı tarafından devralındı Sayın Bakan. Adana metrosuyla ilgili 2011 yılında dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan söz vermesine rağmen, 2015 seçimlerinde söz verilmesine rağmen Adana metrosu devralınmadı. Bu sözün arkasında durulmasını istiyoruz çünkü her ay Adana'da 35 milyon lira para kesiliyor metro borcundan dolayı. Bu para kesilmese Adanalıya hizmet olarak gidecek. Yani burada bir haksızlık var, bu haksızlığın giderilmesi lazım.

Yine bir diğer husus: Merkezî Hükûmet Adana'da Büyükşehir Belediyemize danışmadan, onunla bir planlama yapmadan -çünkü şehirler planlamayla yönetilir, "Ben yaptım, oldu." mantığıyla hareket ederseniz şehirleri yaşanmaz hâle getirirsiniz- buraya geliyor, şehir hastanesini Seyhan Nehri'nin doğusuna yapıyor, stadyumu buraya yapıyor, yeni üniversiteyi buraya yapıyor, adliye binasını buraya yapıyor. Bunlardan dolayı teşekkür ediyoruz, doğru ama oradaki trafik akışı 3 kat, 5 kat, 10 kat artıyor, orada çok yoğun bir yoğunlaşmayla karşı karşıyayız.

Bunun üzerine Adana Büyükşehir Belediyemiz bürokratlarıyla oturuyor, "Bu trafik sorununu nasıl çözeriz?" diye Türkiye'nin dördüncü büyük köprüsüyle, bakın Sayın Bakanım, Türkiye'nin dördüncü büyük köprüsüyle ilgili bir proje geliştiriyor, ihalesini yapıyor, ihale ediliyor ve Adana Büyükşehir Belediye Meclisinden bir karar çıkarıyor buranın borçlanmasıyla ilgili. Şimdi, biz konuyu çok yakinen takip ettik, Bakana gittik. Birçok belediyenin -kendi öz kaynaklarıyla yapacak- borçlanması çıkarılırken Adana Büyükşehir Belediyesinin borçlanma talebi yaklaşık beş, altı aydır İçişleri Bakanlığının bünyesinde bekliyor. Yani, Maliye Bakanı olarak -bu köprünün bir an önce bitmesi lazım- her tarafa uyguladınız, biz bir ayrıcalık istemiyoruz. Eğer "Yenikapı ruhu var." diyorsanız, adaletten bahsediyorsanız, hakkaniyetten bahsediyorsanız, Adanalının hakkı olan bu borçlanma yetkisini bir an önce onaylamanız gerekiyor Sayın Bakan. Bunu sizden özellikle istirham ediyoruz. Ha, onaylamazsanız da milliyetçi belediyecilik anlayışımız gereğince hiçbir zaman "Yerimiz dar." demeyeceğiz, kendi öz kaynaklarımızla bu köprüyü bitirerek Adana'nın hizmetine sunacağız inşallah. Zaten yarıdan fazlası bitti, ayakları bitti. Tahmin ediyorum, dört, beş ay sonra da köprü Allah'ın izniyle faaliyete geçecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ama ben burada bir haksızlığı dile getiriyorum. Burada hakkaniyetin uygulanmasını istiyorum Sayın Bakan.

Çok teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)