| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 21.12.2017 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında bunun girizgâhını yapmıştık ama Sayın Bakan yoktu, doğru söylüyor Erhan Bey. Demek ki biraz daha açıklamamız lazım. Arkadaşlarımızla tartışırken Maliye Bakanlığı yetkilileri de vardı, Sayın Bakan o zaman müsteşardı biz bunu Sağlık Bakanlığıyla tartıştığımızda ve bunun yükleriyle ilgili de hem Hazine Müsteşarlığına hem Kalkınma Bakanlığı Müsteşarlığından arkadaşlarımıza sorduk. Sayın Bakan, buradaki kaygımız, gelecekteki yükümlülük ve şu andaki maliyetin arasındaki uyumsuzluk. Yani 10,5 milyarlık bir şeye 31 milyar civarında bir ödeme yapıyoruz ki bu da şu andaki tahminlerle. Yaklaşık olarak baktığımız zaman...
ERHAN USTA (Samsun) - Dolar değil mi, dolar? 31 milyar dolar.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Tabii dolar yani TL'yle olsa 3 misline geliyor şu andaki şeyle ama daha fazlası da çıkabiliyor. Tabii biz bunu tartışırken bunun karşılığında verilen yerler, bunun müştemilatı, tesisleri, yerine verdiğimiz bir sürü gayrimenkulleri de hesaba katarak yapmamız lazım.
Söylediğimiz şuydu: Bu modeli test etmeden yapmayalım. Sayın Cevdet Yılmaz da gelmiş, o da Bakanlığı döneminden biliyor, ona da söylemiştik, Sağlık Bakanlarımıza da söyledik. Maalesef bunda bir ısrar var yani daha açık söyleyeyim, o günkü şartlarda 2 müsteşar yardımcısı arkadaşımız geldi, Kalkınma Bakanlığından da Hazineden de. Garantilerle ilgili olanı Hazineye sorduk, Sağlık Bakanlığı Müsteşarımız da oradaydı, ben de size yeniden rakamları söyleyeyim Sayın Bakan. Siz maliyetleri biliyorsunuz açık bir şekilde. O günkü şartlarda orta ve uzun vadede Türkiye Cumhuriyeti devletinin kalkınma planlarında ve dönüşüm programlarında koyduğu yatak hedefi yani "Kaç hastaya kaç yatak düşer?" hesabında on binde 30 hedeflediklerini söylemişlerdi, o andaki rakamlarla on binde 26'ydı ama iki yıl içerisinde bitecek Sağlık Bakanlığının mevcut ihale sistemiyle yapmış olduğu yatırımlarla on binde 30'un üzerine zaten çıkıyorduk. İşte burada arkadaşlarımız, "Erhan Bey oradayken yaptı." diyorsunuz ama Sayın Yılmaz da oradaydı, Yüksek Planlama Kurulu bu 7 tane şehir hastanesiyle ilgili izinleri verirken "yeni yatak kapasitesi yaratmamak üzere" diyor. Siz çok güzel söylüyorsunuz, "Lüks oldu." İyi, 3 yıldızdan 4 yıldıza çıkarmak için 30 milyar dolar borca mı girelim diyoruz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 4 yıldız değil ya, 5 yıldız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yani örnek... 4'ten 5'e çıkaralım, fark etmiyor ya.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - 5 yıldız canım, ne 4 yıldızı?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Şimdi, bakın, bunu öyle söylemeyin lütfen, o zaman deyin ki: "Bunun maliyeti şu, biz bundan şu kadar ütüyoruz, kazancımız bu. Özel sektör yaparsa şu kadara yapacak, bunun yıllık faizi budur. Net bugünkü değere getirirsek buradan da şu kadar faiz ödüyoruz, otuz yıl içerisinde ödeyeceğimiz faiz budur." Yani onu derseniz...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tamam, hepsi var.
ERHAN USTA (Samsun) - Bir şey demiyoruz ki söyle diyoruz biz de.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - "Efendim, sağlıkta dönüşüm yaptık..." Ya, yapmadın işte. Bizi götürüyorsun...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Geri dönüşüm yaptı.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yani o dönüşümü yaptığınız zaman onu Sağlık Bakanı anlatsın. Size düşen, bunların bütçeye maliyeti ne olacak, bunun gideri ne olacak, siz bütçeden para verseydiniz, normal yolla yaptırsaydık kaça mal olacaktı; bunun analizlerini yapın, onun için diyoruz. Şimdi laf kalabalığıyla yapmayalım...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kalkınma Bakanlığına soru sorun.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Hayır, hayır, bunun bir de ikinci boyutu var asıl benim konumla ilgili ama siz söyleyince buraya da tekrar girmiş olduk.
Bunların hepsinin bütçede gözükmesi lazım, bizim yükümüz ne? "Nazım hesaplar" diye bir şey öğrendik muhasebede, sizde de var, Hazinenin rakamlarında da var. Şimdi buraya ben tekrar tekrar bakıyorum, sadece garantili kısmı değil; borç üstlenimleri var, bir sürü şey var, garantileri var ama buraya baktığım zaman, ben gelecek nesil olarak önümüzdeki otuz yılda üstlendiğimi burada sanal da olsa, gerçekleşmemiş de olsa göremiyorum. Gerçekleştiği zaman Hazine koyacak ama muhtemelen... Biz söyledik işte bir önceki maddede konuşurken, 12'nci maddede konuşurken, 4 milyar, 4,5 milyar limit koyduk; şimdi de kesin hesabında yine borçlarla ilgili maddeyi konuşuyoruz.
E, gösterdim, Sayın Bakanım, Sayıştayın raporunda açıkça söylüyor, "Buradaki kayıtlar tam olarak tutulmuyor." De ki: "Onun söylediği 2 tane örnek var." Yani diğerlerini de koyduğumuz zaman acaba bu kayıtlar doğru tutuluyor mu? Bunu biz söylemiyoruz, Sayıştayın denetçileri diyor ki: "Şu şu şeyleri inceledik, bunlarla ilgili rakamlarda eksiklikler var." Biz de diyoruz ki: "Bunu düzgün bir şekilde yapalım. Tamamlanmayanlarla ilgili ısrar etmeyin, önce biten şehir hastanelerini bir görelim." Başka yollarla yaptığımız yatırımlar daha ucuz olabilir. Bir konjonktürde iyi görünebilir ama bir süre sonra faizler değişir, düşer, lehimize olabilir; yükseldiği zaman aleyhimize olabilir. Dolayısıyla bunları böyle cansiparane savunmak yerine, bize bunun analizlerini söyleyin, deyin ki: "Şunları yaptık, buradan şu kadar kârdayız." Onu söylüyoruz yani "Köprüde anladık, otoyolda anladık." dedik ama hasta garantisi verilir mi arkadaşlar ya? Yani ben onu anlamıyorum, bir de bunu savunmayın. (CHP sıralarından alkışlar) Tamam, daha kaliteli hastanemiz olsun, sağlık hizmeti verelim; evet, fizik rehabilitasyon üniteleri de olsun, FTR merkezleri de olsun, yaşlı bakımevleri... Onlara itirazımız yok ki ama bunu yaparken bunun maliyeti ne? Daha düşük bir maliyetle bunları biz, kendimiz yapabilir miyiz? Bunun yanında, verdiğimiz o tesislerin bize getirisi ne olur? Orayı eğer biz işletseydik oradan aldığımız gelirlerle acaba bu hastane yatırımlarını doğrudan ihaleyle yapabilir miydik? Bizim derdimiz o. Söylediklerimiz eleştiri değil, öneri getiriyoruz, diyoruz ki: "Bunlara bir bakın, yurt dışında örnekler var." "Hepsini birden apar topar bir an önce bitirelim." demeyin çünkü bir kısmı bitmiş, bir kısmının projesi belli noktaya gelmiş, bir kısmı daha başlamamış, yine "Yapacağız." dediklerimiz de var. Dolayısıyla bu sistemin verimliliğini sorgulamamız lazım. Bu şekliyle...
Ha, şöyle oluyor: Şimdi, Maliye Bakanlığı bu konuda rahat. Neden rahat? Bütçe açığı az görünüyor. "Bütçeye yük getirmeden yaptım." diye düşünüyor. Güya şimdi, baktığınız zaman açık rakamı yok. Neden? Şimdi, bu hastanelere para verseydi, her birine her sene bütçede para gözükecekti, ne güzel ama onu sonra ödeyeceğiz, önümüzdeki sene ödeyeceğiz. Bizim vatandaşta alışkanlık var, hep söylüyoruz, işte kredisine sınırlama koyuyoruz, dövizine sınırlama koyuyoruz. Sayın Şimşek açıklama yapıyor, diyor ki: "Efendim, özel sektörün döviz riski biraz çoğalmış, belli bir miktarın üzerinde geliri olmayana limit getirelim." Güzel. Yani güzel derken bir mantığı var. Peki, aynı mantığı o zaman biz kendimize niye kullanmıyoruz?
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) - Devlette niye kullanmıyoruz?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Yani şimdi dolarla sözleşme yaptık, dolarla kira ödeyeceğiz. Dolayısıyla bunlara biraz daha yakından bakıp artık bu kısır çekişmelere alet etmeyelim.
Bakın, diyoruz ki: "Yapısal önlemler almamız lazım." O nedir? Gelin, buna dedik... Bakanlık bir kamu-özel ortaklığı modeli geliştirdi. Dün, Lütfi Bey buradaydı, konuştuk kendisiyle de o da biliyor, Sayın Yılmaz da biliyor, Sayın Bakan da biliyor aslında. Bir tane çerçeve kanun var, çıkmamış. Dün size buradan okudum yani Kalkınma Bakanlığının kendi çıkardığı raporu okudum. Dağınıklığın neye yol açtığını arkadaşlarımız yazmış. Hâlâ aynı kanunlar duruyor mu? Duruyor. Yönetmeliklerle düzeltiyoruz. Dün itibarıyla -belki dün arkadaşlar dinlememiştir- taze yönetmelik çıktı, 21'inde, yine "Borç üstlenimiyle ilgili otuz gün içerisinde hazineye bildirmek zorunda." diye. Hâlâ düzenleme yapıyoruz. Yani iki üç sayfalık "içindekiler" kısmı olmuş düzenlemenin. Gelin, bunun, bir oturalım, zararını, faydasını... Bir kısmına üstlenimler yapıldı, evet, projeler yapıldı ama hâlâ devam edenler var, henüz bağıtlanmamış olanlar var. Bu sistemi gözden geçirelim, tartışmayalım çünkü biz her ne kadar "Borç oradan görünmüyor." desek de bu hesabı yapanlar, bizim kredi notumuza ulaşanlar zaten bakıyorlar, bilanço içi olanları da bilanço dışı olanları da bütün yükümlülüklerimizi de zaten hesaba katıyorlar. Onun için yani burada en fazla faydası -demin dediğimiz gibi- bilançoda fazla borcun gözükmemesi oluyor. Ama bunlar önümüzdeki yıllarda bize sorun olarak döner, ödeme belirsizlikleri sonrasında dışarıdan gelecek birtakım baskılara maruz kalmamıza yol açar.
Bu vesileyle tekrar ediyorum: Sadece bu değil, büyümenin kalitesiyle ilgili konuştuk, baştan beri konuştuk, artık bütçenin son maddelerini konuşuyoruz, kesin hesap da bitince yarın kapatacağız. Gelin, bu sorunları burada samimiyetle tartışalım, yapılması gerekenleri iktidarıyla muhalefetiyle, bütün yapısal önlemleri büyümenin kalitesiyle ilgili, geleceğe yönelik olarak yapılacak olanları da hep birlikte burada yapalım. Bizim görüşlerimiz ülkemizin daha ileri gitmesi için, 2023 hedeflerini geri kaldığımız bazı göstergeleri de bir an önce düzelterek yakalayabilmek içindir. İnşallah bu bütçe bittikten sonra uyum yasalarıyla birlikte yapısal reformlarla ilgili önlemleri de burada hep beraber tartışır ve ülkemizin geleceği için alırız diyoruz.
Bütçenin hayırlı, uğurlu olması diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)