GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:19
Tarih:09.11.2012

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Değerli milletvekilleri, Büyükşehir Yasası'nı ilk duyduğumuzda Tekirdağ büyükşehir oluyor diye heyecanlandık. Hemşehrilerimiz ve şehrimiz için gerçekten sevindik ancak tasarının içeriği hakkında bilgi sahibi oldukça ve bugün önümüzdeki hâliyle -tabiri caizse- sevincimiz kursağımızda kaldı. Herkes endişeli; Tekirdağ'da, şehrimizde "Büyükşehir oluyoruz." diye bir heyecan, sevinç ortamı yok. Oysaki büyükşehir olma sürecinde desteğimiz ve isteğimiz tamdı. Ancak tasarıyı incelediğimizde görüyoruz ki, tasarı birçok maddesiyle güçlendirmeyi, demokrasiyi, katılımı, etkinliği, büyümeyi değil; maalesef, kaldırmayı, zayıflatmayı amaçlamış ve maalesef, yine siyasi hedefler ön plana çıkmış.

Tasarı âdeta "devlet sırrı" şeklinde, hızlı bir şekilde, gizli saklı bir şekilde Komisyona geldi; Komisyonda da hızlı bir şekilde görüşülüp on iki saati geçen çalışma performansıyla görüşülmesi, konuşulması istenmedi. Biz anlıyoruz sizi, emir yine büyük yerden, sizin için kanun emrinde. Hatta, Hükûmet tasarıyı hazırlamak için masaya oturduğunda belki niyet, gerçekten yerel yönetimleri güçlendirmekti. Ancak bir fıkra var: "Akrep yürümüş, yürümüş, bir gölün kenarına gelmiş; bakmış geçemeyecek, kurbağaya seslenmiş, demiş, `Kurbağa, beni karşıya geçirir misin?' Kurbağa demiş, `Hayır, ben seni alırsam sen beni sokarsın.' `Ya, olur mu öyle şey, o zaman ben de boğulurum.' demiş. Ama ikna olunca almış sırtına, tam yolu yarılamışken birden bir acı hissetmiş, dönmüş `Sen ne yaptın?' derken, akrep, `Ne yapayım? Huy.' demiş." İşte, bu tasarıda da alışkanlık hâline, huy hâline getirilen "Ben yaptım, oldu." anlayışı ve siyasi hedeflerin ön plana çıkarılması, on üç ille beraber, Tekirdağ'ın büyükşehir olma sürecinde de devam etti. Tekirdağ'da, bu süreçte biz istedik ki: Şehrimizi, hemşehrilerimizi ilgilendiren bu kadar önemli, hayati bir tasarıda, oturalım, hep beraber -bugün konuştuğumuz gibi en azından ya da komisyonlarda konuştuğumuz gibi- il genel meclis üyelerimizle, muhtarlarımızla, sivil toplum kuruluşlarıyla, belediye başkanlarımızla, mülki amirlerimizle tartışalım, eğrisiyle doğrusuyla tartışalım, fayda-zarar analizi yapalım istedik. Ama maalesef, bizim -bırakın bunu- tasarıya ulaşma çabamız bile sonuçsuz kaldı. Oysaki büyükşehir olacak iller için hazırlanan taslak kamuoyuyla paylaşılmalı, eğrisiyle doğrusuyla, avantajları, dezavantajlarıyla tartışılıp o illerin ihtiyaçlarına yönelik en uygun büyükşehir kanunu hazırlanmalıydı.

Tekirdağlılar, bizler, üzerimize ne dar gelen ne bol gelen bir büyükşehir istedik ve bunu yaparken de şu an Tekirdağlılar "Ne bu tasarıdan biz haberdar edildik ne fikrimiz soruldu ne de görüşlerimiz alındı. Oysaki bizim beldemizde, köyümüzde, ilimizde, bizi, yaşamımızı, geleceğimizi ilgilendiren bu sürecin dışında tutulduk, dışlandık." diyorlar.

Demokrasinin öncelikli koşulları halkın iradesine saygı duymak, katılımcılığı sağlamak ve çoğulculuktur. Halkın katılımının en iyi örneklerinden biri belediyeler. Yerel yönetimler halka en yakın, en katılımcı, en demokratik kamu kurumları. Siz ne yapıyorsunuz? 1.591 belde belediyesini kaldırıyorsunuz, haklı bir gerekçe göstermeden, bir açıklama yapmadan, halka sormadan. Oysaki demokrasiyi sindirmiş ülkelerde yerel yönetimleri güçlendirmek için çaba harcarlar. Bizdeki ileri demokratlar ise maalesef "Kimseye sormam, danışmam, hesap vermem, ben bildiğimi yaparım." diyorlar. Bu ileri demokrasi ürünü ileri bir tasarı ama içinde ne demokrasi var ne katılım var.

Bakın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, AKP'nin yapmadığını yaptık, halkın iradesine başvurduk. Biz sorduk belde belediyelerine: "Belde belediyenizin kapatılmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz mu?" diye. Tekirdağ'da, benim bölgemde 49.074 seçmenden 22.810'u oy kullanmış ve bunların 22.097'si "Hayır, beldem kapatılmasın." demiş. Hükûmet, bu iradeye karşı çıkarak hangi gerekçeyle bu belde belediyelerini kapatıyor? Belde belediyesinin kapatılması o beldenin iradesine başvurmadan ne kadar demokratik?

Değerli milletvekilleri, orman köyleri de dâhil 16.080 köyün tüzel kişiliğini, 29 ilde il genel özel idarelerinin, il genel meclislerinin tüzel kişiliğini, köylerin tüzel kişiliğini kaldırıyorsunuz. Temsilin olmadığı yerde, katılımın olmadığı yerde demokrasi olabilir mi? Biz yerel yönetimi güçlendiriyoruz diyebilir misiniz bu tasarıyla?

Bakın, Tekirdağ'da 140 orman köyüyle beraber 257 köyümüz var. Çiftçilerimiz üretmeye çalışıyor. Bir sürü zorluğa rağmen üretmeye, bu vatana, bu millete?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CANDAN YÜCEER (Devamla) - ?katkı sunmaya çalışıyor ama maalesef, yüksek girdilerle, yüksek maliyetle, kötü tarım politikalarıyla bitiremediğiniz köylüyü sanırım bu tasarıyla bitireceksiniz. Eğer bu sorunlar olmazsa maalesef, bunlar çözülmezse aksi takdirde sadece adımızın ve sorunların büyüdüğü, sadece sorun şehirlerimiz olur diyorum; demokrasiden, halkın iradesine başvurmaktan korkmayın diyorum.

Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.