| Konu: | 678 Sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/790) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 30.01.2018 |
CHP GRUBU ADINA KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 445 sıra sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi görüşmek ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına düşüncelerimizi söylemek üzere söz aldım. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz 445 sıra sayılı Kanun Hükmünde Kararname 39 maddeden oluşmaktadır. Her bir maddeye baktığımızda gerçekten bu maddenin olağanüstü hâlle ilgisinin olmadığı, dolaylı bir şekilde olsa bile aslında Mecliste görüşülüp karara bağlanması gereken, kanunla düzenlemesinin yapılması gereken konular olduğunu görüyoruz. O nedenle, bu kanun hükmünde kararnamenin tamamının Anayasa'ya aykırı olduğunu açıklıkla belirtmek istiyorum ki burada bu kanun hükmünde kararnamenin kanunlaşmaması için bütün milletvekili arkadaşlarımızdan da bir ret kararının çıkarılmasını istiyorum. Şayet kabulü yönünde bir karar çıkacak olursa Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Anayasa Mahkemesine gitmek üzere bu kanundaki sakıncaları ortaya koymak ve Anayasa'ya aykırılığını ispatlamak suretiyle de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesini istemek durumundayız ve bunu gerçekleştirmek istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'mızın 121'inci maddesinde aynen şu şekilde bir ibare var: Olağanüstü hâl döneminde çıkarılacak kanun hükmünde kararnamelerin ancak OHAL'le irtibatlı olması, ilgili olması ve OHAL'i gerektirecek nedenlerin ortadan kaldırılması için düzenlemelerin yapılması gerekirken, bugün görüştüğümüz birçok kanun hükmünde kararnamelerde ve uygulamalarında çok farklı alanlarda düzenlemelerin yapıldığını, Anayasa'ya aykırı olarak uygulandığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, biz sosyal bir hukuk devletiyiz. Hukuk devleti olma ilkemizi kesinlikle göz ardı edemeyiz; ettiğimiz takdirde öncelikle ülkemizdeki yurttaşlarımızın güvenini sarsmış, yarınını garanti edememiş, yurt dışındaki uluslararası ilişkilerimizde de kesinlikle Türkiye'nin imajını zedelemiş oluruz. O nedenle, ülkemiz içindeki iş dünyasının bakışını ve bu alandaki eleştirilerini dikkate almak suretiyle artık bu tür düzenlemelerin kanun hükmünde kararnameyle değil, kesinlikle Meclisimizde yapılması gerektiğini belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten, o kadar çok ilgisiz alanlarda kanun hükmünde kararnameler çıkarıldı ki devletin temelini teşkil eden düzenlemeler yapıldığı gibi, OHAL'le kesinlikle hiç alakası olmayan, ilgisi olmayan konularda da düzenlemelerin yapıldığını ve uygulamaya sokulduğunu görüyoruz.
Şimdi görüşmekte olduğumuz kanun hükmünde kararnamenin maddelerine şöyle bir göz atalım, bakın neleri düzenliyor. 2'nci, 3'üncü, 4'üncü maddede 1774 sayılı Yasa'da değişiklik yapılıyor; hiç ilgisi, alakası yok değerli arkadaşlarım.
5'inci madde de yine aynı şekilde.
6'ncı maddede 3194 sayılı İmar Kanunu'nda değişiklik yapılıyor, OHAL'le ne alakası var arkadaşlar? Lütfen, bunu değerlendirmek, görmek zorundayız.
7'nci ve 8'inci maddede Kıyı Kanunu'nda değişiklik yapılıyor, OHAL'le ilgisi var mı Kıyı Kanunu'nun değerli arkadaşlarım? Yani, ne yapacağız, Kıyı Kanunu'nda düzenleme yapmakla gerçekten OHAL'i ortadan kaldıracak şartları oluşturabilecek miyiz? E, böyle bir şey yoksa bu tür düzenlemelerin gerçekten kanun hükmünde kararnamelerle değil, mutlaka ve mutlaka Mecliste yapılması gerekiyor.
Yine, 9'uncu maddede 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nda değişiklik yapılıyor, hiç alakası yok değerli arkadaşlarım.
10'uncu madde de 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'yla ilgili değişiklik içeriyor.
11'inci maddede 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda değişiklik yapılıyor. Değerli dostlarım, değerli arkadaşlarım, gerçekten, yani, bu kanunların bir içeriğine baktığımız zaman OHAL'le hiç ilgisinin, irtibatının olmadığını görüyoruz.
Yine, 13'üncü, 14'üncü, 15'inci maddede 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda değişiklik yapılıyor.
16'ncı maddede 5510 sayılı Kanun'da değişiklik yapılıyor.
17'nci, 18'nci maddede 1325 sayılı Kanun'da değişiklik yapılıyor.
19'uncu maddede, 20'nci maddede, yine 21'inci maddede değişik kanunlarda değişiklik yapılıyor.
Yine, 23'üncü ve 24'üncü maddede Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklik yapılıyor. OHAL'le ilgisi var mı değerli arkadaşlarım, değerli Meclis üyeleri?
Şimdi, yine, 3359 sayılı Yasa'da 25'inci maddeyle değişiklik yapılıyor, kanunun adı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu değerli arkadaşlarım.
26'ncı maddede 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu'nda değişiklik yapılıyor.
27'nci maddede 4456 sayılı Kanun'la Türkiye Kalkınma Bankasının kuruluşuna ilişkin kanunda değişiklik yapılıyor. OHAL'le Bankacılık Kanunu'nun bir ilgisi var mı değerli arkadaşlarım, nasıl böyle bir düzenlemenin içine girebiliyor? Yani bu kadar, 550 milletvekilinin olduğu bu Mecliste bunu bir kenara bırakıyoruz orada iktidar mensuplarının kendisine göre düzenlediği kanun hükmünde kararnamelerle ülkeyi yönetmeye kalkıyoruz.
Yine, 4562 sayılı Kanun'da değişiklik yapılıyor, 4706 sayılı Kanun'da değişiklik yapılıyor.
Değerli milletvekilleri, iktidar olarak -Cumhurbaşkanının taraflı bir şekilde- aynı zamanda 15 Temmuz darbe kalkışmasını da fırsat bilerek yapmakta olduğunuz bu düzenlemeyle hukuk devletini ortadan kaldırıyorsunuz, tamamen kişiye bağlı, Anayasa'yı askıya aldığınız bir devlet düzenini sürdürmeye çalışıyorsunuz. Peki, bunun sonucunda ne oluyor? Ülke içinde barışımız bozulduğu gibi, ayrışmalar arttığı gibi, birçok insan üzerinde baskılar arttığı gibi iş dünyasının üzerinde de baskılar artıyor, korkular artıyor. Hiç kimse yeniden bir yatırım yapma, iş yapma, rahat bir şekilde işini döndürme gibi bir çalışmanın içinde olamıyor, korku içinde işini döndürmeye gayret ediyor. Böyle bir nokta var. Ve bu insanlar yatırım yapmıyor, işletmesini büyütmüyor, yerinde sayıyor. İşsizlik giderek artıyor. Dolayısıyla bu işsizliğin arttığı bir ortamda problemlerin daha da artacağı görülüyor değerli arkadaşlarım.
Ayrıca, değerli arkadaşlarım, uluslararası boyutta baktığımız zaman, birçok eleştiriye kulak tıkıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Bizim işimize ne karışıyorsunuz?" Yok öyle şey değerli arkadaşlarım. Türkiye'yi uluslararası ilişkilerden soyutlayamazsınız. Kesinlikle, mutlaka hem siyasi alanda hem ticari alanda ilişkilerinizi, başta komşularınız olmak üzere, iyi bir şekilde sürdürmek zorundasınız.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Güven verecek şekilde.
KAZIM ARSLAN (Devamla) - Evet.
Eğer bunu sürdürmezseniz her tarafınızda terör sarmalı bizleri baskı altında tutar, korku altında tutar. Sonra kendi ülkeniz içinde halledemediğiniz meseleleri başka ülkelerin sınırları içinde, toprakları içinde bertaraf etmeye çalışırsınız.
Değerli arkadaşlarım, mutlaka ve mutlaka Türkiye, bir an önce OHAL uygulamasından vazgeçmeli, Türkiye normalleşmelidir. Gerçekten, uluslararası boyutta, uluslararası finans kuruluşlarının, yatırımcıların güvenini yeniden sağlamak istiyorsak, Türkiye'ye doğrudan yatırımların gelmesini istiyorsak, Türkiye'yi yine kalkınan bir ülke konumuna getirmek istiyorsak bir an önce Türkiye'yi normalleştirmek ve bu OHAL uygulamalarından vazgeçmek gerektiğini belirtmek istiyorum, bu çok önemli.
O nedenle, sizleri özellikle uyarıyorum. Bu kanun hükmünde kararnamenin reddedilmesini istiyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)