| Konu: | 681 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Milli Savunma ile İlgili Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/804) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 31.01.2018 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun hükmünde kararnamede Millî Savunma Bakanlığının askerî süreçlerdeki belirleyici ve yönlendirici konumunun yeniden tanımlanmasıyla ilgili düzenlemeleri içeren hususlar bulunmaktadır. Buna ilave olarak da diğer konu başlığı ise er ve erbaşlar ve askerî öğrencilerle ilgili bazı uyum düzenlemeleri yapılmıştır. Bunların kanunlaştırılmasını tartışacağız.
Bu vesileyle, geçmişten bugüne hain 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra yaşamış olduğumuz süreçte defalarca konuştuğumuz, bize de intikal eden, sizlerle de paylaştığımız mağduriyetlerin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini bir defa daha ifade etmek istiyorum. Sizler de biliyorsunuz, bu süreçte özellikle askerî öğrencilerle ilgili, er ve erbaşlarla ilgili birtakım şikâyetler gelmiştir. Tabii ki FETÖ'yle mücadelenin sulandırılmadan yapılması için bazı önlemler alınmalıdır ama bunu yaparken de ordu millet olan Türk milletinin çocuklarının asker olmak amacıyla, subay olmak amacıyla geldikleri bu okullarda da bunlarla ilgili adil düzenlemelerin yapılması, müktesep haklarının korunması konusunda da hassasiyet gösterilmesi gerektiğinin bir kez daha altını çizmiş olalım.
Değerli arkadaşlar, şu anda Afrin'de Zeytin Dalı Operasyonu devam ediyor; Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz kahramanca mücadele etmeye devam ediyorlar ve operasyon sürüyor. Bu kapsamda, bunu vesile ederek, şu anda onların moralini düzeltecek millî savunmayla ilgili bu kanun düzeltilirken de bazı çalışmaların yapılması gerektiğini, özellikle gazi sayılmayanlarla ilgili, harp malulleriyle ilgili, oralarda mücadele eden kahraman güvenlik kuvvetlerimizin aileleriyle ilgili birtakım taleplerin gündemde olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu vesileyle, bunların da bir an önce çözüme kavuşturulması hem mücadelenin selameti açısından hem de onlara olan şükran borcumuzu ifade etmek açısından önemlidir. Sadece subaylarımız değil astsubaylar, erbaşlar, sözleşmeli er ve erbaşlarımızın, ayrıca korucularımızın da birtakım talepleri bulunmaktadır hem özlük haklarıyla ilgili hem sosyal haklarıyla ilgili; bu taleplerin dikkate alınmasının yerinde olacağını düşünüyoruz.
Bu vesileyle, biraz daha geniş açıdan baktığımız zaman, bu mücadelede başka bir şey ortaya çıktı, birkaç gündür medya organlarında da yer alıyor: Bu operasyonda kullanılan silahların mühimmatlarının, mermilerinin yerli savunma sanayisiyle tedarik edildiğine dair birkaç gündür bunlarla ilgili yazıları okuyoruz ama bunun yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz değerli arkadaşlar.
Ben dün Orta Doğu Teknik Üniversitesinde bilişimle ilgili bir fuara katıldım ve burada da savunma sanayi kuruluşlarımız, teknoloji kuruluşlarımız yer alıyordu. Gerçekten de devam eden projelerle ilgili de önemli çalışmaların yapıldığını gördüm. ASELSAN'ın, HAVELSAN'ın, ROKETSAN'ın, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii TAI'nin, hepsinin çok yeni projeleri var. Bizim için bu bağımlılıktan kurtulmanın yolu hem uzay ve havacılıkla ilgili AR-GE çalışmalarını bir an önce hızlandırarak üretim yapar hâle getirmek, aynı zamanda da millî tedarik sistemini çok daha hızlı bir şekilde işler hâle getirmek ve bu ihalelerde birtakım teşvikleri de, teknoloji transferlerini de içerecek şekilde, Türkiye'nin lehine olacak şekilde bu düzenlemeleri yapmak gerekiyor. Gerçekten de imkân verildiği zaman, desteklendiği zaman Türk müteşebbisleri, yatırımcıları bu büyük projeleri gerçekleştirebiliyorlar ama burada siyasi irade, kararlılık, aynı zamanda da bu projelerin desteklenmesi ve teşvik edilmesi geliyor. Baktığımız zaman, bazı önlemleri erken almazsak ama silah sanayisinde de, diğer konularda olduğu gibi, dışa bağımlılığı maalesef azaltamıyoruz. O nedenle bunu bir vesile edip yeni gelişen teknolojilere bakarak hem savunma sanayisinde hem geleceğe yönelik olarak uzay araştırmalarında, havacılıkla ilgili araştırmalarda biraz daha ileri gitmemiz lazım. Burada karada kullanılan mühimmatları evet biz üretiyoruz ama daha ileri düzeyde birtakım çalışmaların yapılması gerektiğini de bu vesileyle sizlerin dikkatine sunmak istedim.
Gerçekten de, değerli arkadaşlarım, buradaki çalışmaların yanı sıra bilişimle ilgili, bilgi güvenliğiyle ilgili bir önceki KHK'de de yer alan bazı hususlar vardı. Bu konularda da yeni gelişmeler yaşanıyor bilişim teknolojileri, iletişim teknolojileriyle ilgili. Bunların güvenliğini de sağlayacak bazı çalışmaları bir an önce gerçekleştirmemiz gerekiyor. İşte, "2023" dedik, şurada az bir süre kaldı. Onun için yüksek teknolojiye, yeni ürünlere, yeni katma değerli ürünlere bizim öncelik vermemiz lazım ki önümüzdeki mücadelede daha üst sıralara doğru kayabilelim. Sadece gayrisafi yurt içi hasılamızı rakam olarak artırmak, belli bir düzeye getirmek yetmiyor. Onda da 2023 hedeflerinden biraz uzaktayız ama biraz daha yüksek teknolojili, yüksek katma değerli ürünlere dönmemiz lazım.
Bunun için de bu öncelikli sektörleri defalarca tartıştık. 25 tane öncelikli sektör kalkınma planı çerçevesinde belirlenmişti ama bu öncelikli sektörlerle ilgili uygulama aşamasında sıkıntılar devam ediyor. Kararları alıyoruz, önceliklendiriyoruz ama uygulanmasıyla ilgili de siyasi iradenin, bürokratların biraz daha hızlı davranması gerektiği bize gelen, sahadan gelen tepkilerden anlaşılıyor. Bu kapsamda önümüzdeki süreçte 2023, arkasından 2053 -fethin 600'üncü yıl dönümü, "süper güç" diyoruz- daha ileri gittik 2071; bu süreçlere doğru giderken de bilime, teknolojiye, yeni araştırma geliştirme tekniklerine öncelik vermemiz lazım. Aksi takdirde bu elimizdeki potansiyeli, genç, dinamik, eğitimli nüfusu daha doğru alanlara doğru, öncelikli alanlara doğru yönlendirme imkânını kaybederiz. Bu gelişmeler bizim için bir imkân olarak görülüyor ama bunu yapamadığımız zaman da, tam tersine, gelişmeler çok hızlı, baş döndürücü olduğu için aradaki açıkta kapanma tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Bu nedenle baştan itibaren, ilkokuldan itibaren başlayarak bu alanlara da öğrencilerimizi yönlendirmemiz, bunun içinde üniversite-sanayi iş birliği dediğimiz çalışmayla ilgili alanlarda da çocukların niteliklerine göre, yeteneklerine göre yönlendirilmesini sağlayarak önümüzdeki süreçlerde bu öncelikli sektörler için de uzman elamanlar yetiştirmemiz lazım. Maalesef, hepimiz bakıyoruz "Üniversite mezunu var." diyoruz ama ara eleman, teknik eleman, tekniker sıkıntısı çeken birçok sektör var.
Önümüzdeki öncelikli sektörleri belirleyerek bunlarla ilgili yükseköğretimde de bir reform gerçekleştirmemiz lazım. Aksi takdirde geçici başarılarla, geçici rakamlarla, büyüme rakamlarının bir yüksek çıkmasıyla, iki çeyrekte yüksek çıkmasıyla övünmek bizi bir yere götürmüyor. Yani yapısal önlemleri her alanda almamız lazım ki bu aradaki gecikmeyi de, hedeflerdeki uzaklaşmayı da kapatmamız lazım. Bunun tek yolu, yeni bir sanayi anlayışı, yeni bir iletişim bilişim teknolojilerine, yüksek teknolojilere, AR-GE'ye yatırım yapma anlayışı ve bunları ön plana çıkararak hem eğitim alanıyla hem de yatırımla özel sektörü destekleyerek kamu kurumlarıyla birlikte bir sinerji yaratmaktan geçiyor. Aksi takdirde bunlarla uğraşıp dururuz.
Bu arada az önce TMSF'yle ilgili de madde geçince arkadaşlarımız tartıştılar. Maalesef, bu kurumsal yapıda da bazı değişiklikler yapılması gerekiyor çünkü daha önce de defalarca belirttim, çok farklı kurumlar, bu TMSF bünyesine alınıyor ama oraların yönetimine atadığımız arkadaşlarımız, o şirketlerle ilgili uzmanlık alanından olmuyor; kamudan, belli yerlerden, hazineden, maliyeden temsilci atıyoruz ama profesyonel bir şirket gibi yönetmek gerekiyorsa orada da uzmanlık niteliklerini aramamız lazım. Kalkıp avukatlarla on beş sene önceden, yirmi sene önceden kalmış 5 liralık, 10 liralık faturaların takibiyle uğraşıyor. Onun yerine, bu sektörleri yaşatmak için yeni yatırımları, yeni alanları daha verimli hâle getirecek çalışmalar yapılmalı. Aksi takdirde, bu gelişme imkânının, teknolojik gelişmelerin bize sağladığı nimetlerden faydalanamayız.
Bu vesileyle, yeniden, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, devletimize başarılar diliyoruz, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, geride kalanlara da başarılar talep ediyoruz, temenni ediyoruz. İnşallah, bu operasyon da başarıyla sonuçlanacak. Arkasından Münbiç'e, Fırat'ın doğusuna doğru ilerleyen bir çalışmayı kararlılıkla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz devam ettirecektir.
Tekrar teşekkür ediyor, kanunun hayırlı olmasını diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Günal.