GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 690 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:54
Tarih:01.02.2018

MHP GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletini saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerimin başında, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için Afrin'de destan yazan kahraman askerlerimize başarılar diliyorum. Bu vesileyle, Türk devletinin varlığının muhafazası ve geleceğini teminat altına almak için canını veren aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk devleti 15 Temmuz 2016'da hain bir işgal girişimiyle karşı karşıya kalmıştır. Şükürler olsun ki bu alçak teşebbüs kahraman Türk milleti tarafından püskürtülmüştür ancak ne var ki Türk milleti Çanakkale savaşlarından tam bir asır sonra çok vahim bir tabloyla karşı karşıya kalmıştır. Bu alçak darbe girişimi aynen Çanakkale'de olduğu gibi ülkemizin bir nesil kaybetmesine sebep olmuştur. Hatırlanırsa Çanakkale savaşlarında harbiye, tıbbiye, mülkiye ve liseler mezun verememiştir. FETÖ/PDY de yıllardır ülkemizin en zeki, en çalışkan, en yetenekli çocuklarına çengel atmıştır, insan kaynağımızı da heba etmiştir. Bu da ortaya çıkan zararın büyümesine sebep olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; devletimiz 15 Temmuz hain darbe girişimi sebebiyle çok ciddi yaralar almıştır. Ordumuz, yargımız, istihbaratımız, velhasıl devletimizin tüm kurumları önemli hasarlar görmüştür. Bu hasarların telafisi ve ülkenin kurumlarını âdeta virüs gibi saran bu yapının temizlenmesi kolay değildir. İşte bu sebeple de OHAL ilan edilmiştir.

KHK'lerle OHAL döneminde işlerin daha hızlı yürümesi, hainlerin hesabının bir bir görülmesi sağlanmıştır. Bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi de bu kararı desteklemiş, mücadele sürecinde de desteğini Türk devletinin bekası için esirgememiştir. FETÖ'yle mücadelede bundan sonrası için de aklıselimi devreye sokmamız gerektiği de bir gerçektir. Bu, özellikle devletimizin yaralarının sarılması için bir gerekliliktir. Çünkü ülkemiz birden fazla terör örgütüyle hem sınırlarımız içinde hem de sınırlarımız dışında mücadele etmektedir. Daha önceden hedef birlikteliği yapan PKK, FETÖ, PYD, YPG, DEAŞ gibi terör örgütlerinin artık eylem birliği içinde hareket ettiği bir dönemin içinden geçtiğimiz unutulmamalıdır. Örneğin Afrin'de Türk ordusunun terörle mücadele konusundaki kararlılığını gören PKK/PYD, hapishanelerdeki DEAŞ'lıları Türk ordusuna karşı savaşmaları şartıyla serbest bırakmakta hiç tereddüt etmemiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; maalesef sözde müttefikimiz olan ABD'nin sergilediği tavrı anlamak mümkün değildir. ABD, başta teröristbaşı Gülen olmak üzere FETÖ terör örgütü firarilerine kucak açmış ve hepsini açıkça korumaya almıştır. Bununla da yetinmemiş, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne açıkça göz dikmiş, sivil vatandaşlarımız da dâhil on binlerce masum insanımızı şehit eden, çocukları katleden PKK/PYD'li hainlere binlerce tır silah yardımını da açıkça yapmış ve yapmaya da devam etmektedir. Tüm bunlara rağmen Türk devletinin milletiyle beraber kararlı bir şekilde Türk'e düşman bu odaklarla mücadelesinin başarıyla devam etmesi ise mücadelenin ne kadar güçlü bir temele oturtulduğunun açık göstergesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; FETÖ'yle mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesi ve devletin içine sızmış bütün FETÖ artıklarının temizlenmesi en önemli beklentimiz ve talebimizdir. FETÖ'yle mücadelenin hukuk çerçevesinde yapılması, mücadelenin başarıya ulaşması için olmazsa olmazımızdır. Çünkü FETÖ iblisi son kozlarını oynamakta; komplolarla, sürdürülmekte olan tarihî mücadeleye gölge düşürmenin hesabındadır. FETÖ mağduru sayısının artması, yargı süreçlerinin tıkanarak uzaması ve yapılan haklı mücadelenin toplum nezdindeki inandırıcılığının sekteye uğratılması hedeflenmektedir. FETÖ'nün askerî yapılanmasına ilişkin davada yargılanan eski bir askerî hâkime ait bellekte "Nasıl İfade Vermeliyiz?" başlıklı talimat notunda örgüt üyelerinin inkâra, yalana ve mahkemeleri oyalama taktiklerine sevk eden notlar tespit edilmiştir. Her şey ortadadır. Davaları kurnazlıkla sulandırma ve saptırma girişimleri açıktır. Darbeden bu yana geçen sürede birçok olay ve birçok kripto FETÖ'cü deşifre olmuştur. Artık darbeciler açısından takke düşmüş, kel görünmüştür. Bu sebeple darbecilerin adaleti sulandırmasına kesinlikle izin verilmemelidir. Devletin temel direği adalettir. Adalet mülkün temelidir. Mülk ise millete emanettir. Bugün bize düşen adaletin tecellisini sağlamak için çok çalışmak, doğru adımlar atmaktır. Unutulmasın ki bir mağdur dahi varsa onun durumunu adaletle düzeltmeli, adaleti gölgelemek ve haklı mücadeleyi anlamsızlaştırmak isteyenlere fırsat verilmemelidir.

16 Ocak 2018 tarihli grup konuşmasında Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli FETÖ'yle mücadelede cevabını aradığımız 5 soruyu gündeme getirmiştir. Bu soruları aynen burada bir kez de bu vesileyle sizlerle paylaşmak istiyorum:

1) FETÖ'yle mücadelede devlet aklı topyekûn devrede midir yoksa sınırlı sayıda kişinin, kısıtlı sayıda devlet ve siyaset adamının gayret ve çabasıyla mı bu süreç ilerlemektedir?

2) FETÖ'yle mücadelenin bir stratejisi var mıdır, bir konsept hazırlanmış mıdır, siyasi ve hukuki bir eylem planı kurgulanmış mıdır?

3) Fikrî temelleri, millî hedefleri, hukuki sınırları berrak bir zihin ve siyasi kavrayışla belirlenmiş midir?

4) Bu terör örgütüyle mücadelenin öncelikleri nedir, neler olmalıdır, FETÖ'cülüğün standart bir tanımı ve tasviri yapılmış mıdır?

5) Biriken sosyal maliyeti, devlete karşı yükselen ön yargıları, toplumsal tabana yayılan mağduriyetleri nasıl ve hangi tedbir zinciriyle bertaraf edeceğiz?

Bu sorular dikkatle incelenirse aynı zamanda FETÖ'yle mücadeleye bir çerçeve de çizmekte olduğu anlaşılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; FETÖ'yle mücadelede yargı süreci adil bir şekilde devam ettirilmelidir. Bu mücadelede acziyet gösterilirse acınacak hâle geliriz. Haine hoşgörü olmayacağı unutulmamalıdır. Tüm bu yaşananlardan gerekli dersler çıkartılmalı, devlet içinde yeni paralel yapılara izin verilmemelidir. Devlete sadakat, ehliyet ve liyakat temel ve kesin kriterler olarak ortaya konulmalı ve uygulanmalıdır. FETÖ dâhil bütün terör örgütleriyle sürdürülen başarılı mücadelenin gölgelenmemesi için algı yönetimine önem verilmeli, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi sağlanmalı, hainlerin algı yönetmesine izin verilmemelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; buradan bir daha açık bir şekilde ifade ediyoruz: Milliyetçi Hareket Partisi, FETÖ'yle ve her türlü terörle mücadelede devletinin ve Hükûmetin yanında, millî bekanın bekçisi, adalet ve hukukun destekçisidir. Her yönüyle meşru olan bu mücadelenin sonuna kadar arkasındayız. Bu, dün olduğu gibi bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır. Terör örgütlerinin oluşturmaya çalıştığı algıya malzeme olanlar, bölücülerin, bebek katillerinin ağzıyla konuşup Türk milletine, Türk devletine kin kusanlar, FETÖ artıkları ve kadrolu devlet düşmanları unutmasın ki Türk devleti ayaktadır, devlet diz çökmemiştir, bundan sonra da diz çökmeyecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bundan sonrası için de bu kadar tecrübeden aldığımız derslerle devletin içerisine yeni paralel yapıların girmesine ve bunların devletin içerisinde yeni virüsler yaymasına izin verilmemelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz Türk milletini bir kez daha saygı ve muhabbetle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)