| Konu: | 692 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/863) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 07.02.2018 |
MHP GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 692 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye ilişkin Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve Başkanlık Divanını saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanun hükmünde kararnameyle terör örgütleriyle veya Millî Güvenlik Kurulunca devletimizin güvenliğine karşı faaliyette bulunduğu herhangi bir yapıyla ilişki içerisinde olduğu tespit edilen kişilerin kamu görevlerinden çıkarılması amaçlanmıştır. Ayrıca, OHAL kapsamındaki kanun hükmünde kararnamelerle kamu görevinden ihraç edilen ancak daha sonra yapılan incelemeler sonucunda terör örgütleriyle bir bağının olmadığı anlaşılan kişilerin de kamu görevlerine iadeleri sağlanmıştır. Suçsuzluğu anlaşılan ve kamu görevine iade edilen vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla personelin görevden ayrıldığı süre boyunca alamadığı mali ve sosyal hakların kendilerine iadesi öngörülmüş.
Değerli milletvekilleri, bizi bugün ülke ve millet olarak içinde yaşamakta olduğumuz bu olağanüstü hâl şartlarına getiren sebepleri ve bunların altındaki gerçekleri millet olarak, toplum olarak, temsil edenler olarak ve özellikle de yönetenler olarak idrak etme mecburiyetimiz var. Bizi bu olağanüstü şartları yaşama mecburiyetinde bırakan sebep millet ve devlet bekamıza yönelmiş tehdit ve tehlikelerin fiiliyata dönüşmüş olmasıdır.
Milletlerin ve onların siyasi organizasyonu olan devletlerin varlıklarına yönelen tehdit ve tehlikelere karşı meşru müdafaa haklarını kullanmaları ve bu hakları kullanmaları kadar doğru bir durum söz konusu değil; bu, aslında hukukun üstünlüğünün bir gereği. 15 Temmuz 2016 gecesi millet ve devlet kendisine yönelen tehlikeyi anında fark etmiş ve duruma el koymuştur. Devlet ve milleti işgal girişimi, 250 kahramanın şehit olması, 2.193 vatan evladının yaralanması ve ölçümlenmesi mümkün olmayan manevi külfetlerin yanında çok ciddi ekonomik kayıplara da neden olmuştur. Bu felaketin hemen öncesinde, başta Diyarbakır Sur'da olmak üzere Güneydoğu Anadolu illerinde "açılım" "çözüm" "Analar ağlamasın." replikleri altında ülkeyi bölmek, iç çatışmayı tetiklemek için kazılan hendekler, açılan tüneller ve yığılan silahlar tüylerimizi ürpertmişti. Aslında hiç kimse ne hedefinden ne de niyetinden vazgeçmiş değildir. Tehlikenin çok yakın ve yakıcı olduğu herkesçe malumdur. Türkiye olağanüstü bir mücadele azmiyle teröre cephe açmıştır.
Değerli milletvekilleri, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak sorunun adını biliyoruz, sorunun adı belli; sorun terör sorunudur, mücadele ise beka mücadelesidir. Artık terörizmle her seviyede hesaplaşma zamanı gelmiştir, Zeytin Dalı Harekâtı da millî güvenliğimizi temin ve tahkim için planlanmıştır. Zeytin Dalı Harekâtı harama karşı helalin duruşudur; Zeytin Dalı Harekâtı caniliğe ve cehalete karşı cesaretin vuruşudur; Zeytin Dalı Harekâtı millî bekanın varoluş, yok oluş mücadelesidir. Suriye'nin kuzeyinde açılmak istenen terör koridorunun kesilmesi, kurulması planlanan terör devletinin engellenmesi için Fırat Kalkanı'ndan sonra başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı tarihî önemde, vazgeçilmez değerdedir. Bu süreçte kahraman Mehmetçik, masum, sivil halkın zarar görmemesi için büyük bir dikkat ve hassasiyet göstermektedir. Çocuklara kurşun sıkmak, kundaktaki bebeklere kıymak teröristlerin mesleğidir. Mazlumların kanını dökmek, PYD/PKK'nın geçim kapısıdır. Sivilleri kalkan yapıp arkalarına saklanmak, kız ve erkek çocuklarına silah verip ateşe sürmek ancak ve ancak bölücü terör örgütünün yaptığı ve yapabileceği bir canavarlıktır. Türkiye terörle mücadele etmektedir ve davamız haklıdır. Son silahlı hain ele geçirilinceye kadar bu mücadele durmayacak, tavsamayacak, devam edecektir.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz bugün olağan dışı koşullar altında, terör örgütlerinin saldırısıyla karşı karşıya kalmış durumda ve olağanüstü hâl ile yönetilmektedir. Bir ülkede olağan dışı koşullar yaşanıyorsa devletin ilk görevi millî güvenliği sağlamak için olağanüstü tedbirleri almak ve tehlikeleri bir an önce elbette bertaraf etmektir. 15 Temmuz akşamını hepimiz hatırlıyoruz, tepemize bomba yağdı. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşananları hepimiz biliyoruz. O gece, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti işgale kalkıldı. Dolaysıyla, böyle bir tehdit ve tehlike karşısında elbette devlet de kendi gardını alacak ve buna karşı meşru savunmasını yapacaktı. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konudaki mücadelede her zaman devletimizin, milletimizin, Hükûmetimizin yanında yer aldık ama bununla birlikte, bu mücadelenin yapılmasında yanlışların önlenmesi, yeni mağduriyetlerin oluşturulmaması, haksızlıkların olmaması için de gerekli çalışmaların, titizliklerin gösterilmesi gerektiğini de her platformda ifade etmeye çalıştık. Nitekim, bu konuyla ilgili mücadele başladığında Milliyetçi Hareket Partisi olarak partimizde bir komisyon oluşturduk, bu konuyla alakalı olarak mağdur olduklarını söyleyen, şikâyette bulunanların bize yaptığı müracaatlarını dikkate aldık ve bunları Hükûmetle, devletin ilgili birimleriyle paylaşmaya çalıştık. Bugün de ifade ediyoruz ki bu konuyla ilgili mücadele yapılırken bazı haksızlıkların önüne geçilmesi, yapılan yanlışların, hataların bir an önce düzeltilmesi gerektiğini her platformda söylüyoruz. Elbette böyle büyük bir mücadelenin içerisinde yanlışlar olacaktır, hatalar olacaktır, sıfır hatayla bir mücadelenin, bu kadar devasa bir beka mücadelesinin yapılmasını beklememek lazım. Burada asıl yapılması gereken de bu hata ve yanlışların bir an önce düzeltilerek doğrulara kavuşturulması gerektiğidir. Ki, bu kararnamede, kısmen de olsa kanun hükmündeki kararnamelerle geri iadeleri görüyoruz, haksızlıkların veya baştan söylenen, terör örgütüyle bağlantılı olmadığına ilişkin tespitlerin yapıldığını buralardan görüyoruz. Elbette bu konuyla ilgili mağdur duruma düştüğünü ifade eden çok sayıda müracaat var, şikâyetler var, bunların içerisinde haklısı-haksızı mutlaka ayırt edilmeli ama bir an önce de hak ve adalet yerini bulmalıdır diyor, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)