GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:58
Tarih:13.02.2018

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşmekte olduğumuz Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde kişisel görüşlerimi açıklamak üzere söz aldım.

Önce, son konuşmacı Ayşe Keşir Hanım'a cevap anlamında değil ama söylediği için ben de bu konuyu açmak istiyorum. Şimdi, Hükûmet, özellikle ekonomi konularında sürekli bahanelerle, yani kendisi hiçbir şeyi yanlış yapmıyor, hiçbir problem yok, her şeyi doğru, mükemmel yaptı ama işte filanlar geldi ama IMF ama Gezi'ciler ama yağmur yağdı ama işte şöyle oldu, bütün bahanelerle gidiyor. Öyle değil. Hükûmetin uygulamış olduğu ekonomi politikaları, siyasal tercihleri yanlış olduğu için Gezi'den çok önce -Gezi'ye falan bağlıyorlar- "Köprü yaptık." filan da...

Sayın Milletvekilim, bakın, sermaye köprüyü, havaalanını kimin yaptığına bakmıyor, oradan ne kazandığına bakıyor. Evet, büyük havaalanı yapıyoruz, büyük uzun köprüler, tüneller yaptık, doğru ama kendi birikimimizle yapmadık, dışarıdan borç aldık, borçla yaptık. "IMF'yle ilişkimizi kestik." filan, ya, bunlar hamaset, hamaset. Yanlış politikalar uyguladınız, siz on beş sene ağustos böceği gibi sürekli hazırdan yediniz, aldığınız borç paraları -milyarlarca dolar faiz ödüyoruz şimdi- betona gömdünüz, rant da paylaştınız, o sebepten dolayı ekonomi tıkandı, Gezi'den dolayı filan olmadı bütün bunlar. 15 Temmuz da bahane değerli arkadaşlarım yani ekonomideki kötüye gidişin sebebi olarak gösteriyorsunuz ya, değil. Siz 15 Temmuzdan önce zaten panik hâlinde ekonomik düzenlemeleri yağmur şeklinde yağdırmaya başladınız torba yasalarla filan bütçede. Hem de öyle yaptınız ki, işte boru değişik yerlerde patladı, şurayı onarsak diye orayı sarıyorsunuz, olmuyor, öbür taraf... Bakın, getirmiş olduğunuz torbalarla, 1 Kasım seçimlerinden sonra getirmiş olduğunuz torba yasalarla yüzlerce değişiklik yaptınız, hâlâ olmuyor ve artık ipin ucunu da kaçırdınız çünkü sistematik olmaktan çıktınız, düzenli şekilde yapmıyorsunuz. Bir düzenlemeyi, mesela şu anda yaptığımız yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili düzenlemenin bir maddesini buraya koyuyoruz, öbür maddesini başkasına koyuyoruz. Sonra uygulamaya geliyorsunuz, uygulamada bir başka yerde çatlaklar ortaya çıkmış, hadi bakalım yeni bir torba, bu şekilde gidiyorsunuz. Problem sizsiniz, dünya değil.

Ha, dünya da problem, elbette "emperyalizm" diye bir şey var. Eskiden liberaller devletin küçülmesini istiyorlardı, "Devlet aradan çekilsin, piyasa en güzelini yapar, dolayısıyla herkes de kazanır." öyle diyorlardı. Ama şimdi neoliberalizm döneminde öyle demiyor liberal dünya sermayedarları, zenginler öyle demiyor, "Devlet olsun, hatta güçlü olsun, bizim lehimize yasalar çıkarsın." diyorlar.

Sayın Bakanım, çıkarmış olduğunuz bu yasa dâhil, son zamanlarda getirmiş olduğunuz bu torbaların tamamı ve tamamı zenginler içindir, sermayedarlar içindir; onlar daha çok kazansız diye yapıyorsunuz. "Siz, tabii, onların adamısınız, ondan dolayı yapıyorsunuz." böyle bir suçlama yapmıyorum. Siz de bir yere kilitlenmişsiniz. "Büyüme" diye neredeyse artık kutsallaştırdığınız, hiçbir şekilde tartışmadığınız bir gerçeğiniz var: "Büyüme olsun da ne olursa olsun, neyi feda edersek edelim büyüsün." Dünya da zaten bunda, sermaye de bu şekilde, yarış da bu şekilde, yapmış olduğunuz bu düzenleme de bu.

Sayın Bakanımız Zekeriya Temizel anlattı. İki konuya bakıyor yatırım; bir tanesi şu anda yapmış olduğumuz düzenleme, yatırım ortamının iyileştirilmesi. Bununla ilgili işte 11 tane alt başlık var. Bu konularla ilgili neler yaptınız, bunlara bakıyor ve not veriyor ama daha önemlisi sizin, hukukunuza, evrensel hukuka bağlı olup olmadığınıza, tarafsız yargınıza, demokrasinize bakıyor, o konuda da not veriyor ve bu notlara uymak zorundasınız. Ha, sizin bir özelliğiniz var, bir huyunuz var: Bu notlar işinize geldiği zaman "Bunlar çok iyi." "Uluslararası endekslerde şöyle bir yerdeyiz." "Aman, bize şöyle bir not verdiler..." Hani "Not alamayacaksınız." dendiğinde "İşte aldık." falan diyorsunuz. Ama notlar aleyhinize oldu mu çıkıyorsunuz "Bunlar uluslararası hainler, düşmanlar. Haçlı Seferi..." filan diye... İki sene evvel Sayın Cumhurbaşkanı Avrupa Birliği Roma'da toplantı yapınca, Vatikan'da, kıyameti kopardı "Haçlılar aleyhimize bir araya geldiler, Haçlı Seferi düzenliyorlar bize." diye; bu sene koşa koşa oraya gitti, özel görüşmeler yaptı. Maalesef, siz de böyle bir şey izliyorsunuz.

Bakın, değerli arkadaşlarım, bunları bir tarafa bırakalım. Bu yaptığınız düzenlemeler aslında geç kalınmış düzenlemeler. Bunları yapmak zorundaydınız, doğru da yapıyorsunuz, bazılarına katılıyoruz da zaten. Plan ve Bütçe Komisyonunda biz sizin getirmiş olduğunuz bu gelişigüzel... Değerli arkadaşlar, bürokraside şöyle bir şey var: Bir torba hazırlanacağı duyulduğu zaman bürokrasinin değişik yerlerinde "O torbaya biz de bir şey atalım." yarışına giriliyor ya da Hükûmet onlara diyor ki: "Bakın, şu konuda torba hazırlıyoruz, maddeyi yazın, getirin." filan. Dünya kadar yanlış yapıyorsunuz. Biz muhalefet partisi milletvekilleri olarak orada katkı yapmaya çalışıyoruz ve bunu bir sorumluluk bilinciyle yapıyoruz.

Bakın, arkadaşlar, evet, büyümek istiyorsunuz, büyümek tek başına önemli değil -hiç önemsizdir anlamında söylemiyorum- başka, dünya kadar kriterler var, ölçüler var, rakamlar var; işte enflasyonu var, istihdamı var filan. Bunlarla ilgili ciddi problemler mevcut ama büyüme de gerekiyor, bununla ilgili yapılması gerekli şeyler var. Fakat dünyada ülkeler iki grupta değerli arkadaşlarım. Bir grup ülke otoriter rejimler. Bu otoriter rejimler -Çin gibi- bunlar yatırım ortamını akşamdan sabaha iyileştirebiliyorlar çünkü verdikleri garanti kişisel garantileri oluyor, siyasal garantileri oluyor. "Ben veriyorum." diyor, yönetimin kendisi çıkıyor: "Ben veriyorum bu garantiyi." Yarın o "ben" olmayınca ciddi sıkıntılar ortaya çıkıyor, finans maliyeti falan artıyor ama öbür taraftan, o işçilerle, çalışmayla, işle ilgili maliyetler çok düşük olduğundan, çevre maliyetleri çok düşük olduğundan sermaye çekebiliyor.

Ama öbür taraftan, demokratik ülkeler... Biz ki -iddiamız bu ya- demokratik ülkelersek biz demokrasiyi, hukuku, hukuk devletini, çevreyi, emeği, hepsini düşünmek durumundayız. Bunları düşündüğümüz zaman işler zor oluyor. Zor oluyor ama kalıcı oluyor. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin kaçırmış olduğu yer budur.

Değerli arkadaşlarım, 1 Kasım seçimlerinden bu yana ekonomide işler, ciddi bir şekilde problem, yanlış gidiyor. Bunu hepiniz biliyorsunuz ve biraz evvel söyledim, panik şeklinde, böyle yağmur yağar gibi değişiklikler getiriyorsunuz. Bu getirdiğiniz değişiklikler -bir daha tekrar ediyorum ve altını çiziyorum- sermayeyle ilgilidir sürekli şekilde. Diyorsunuz ki: "Yatırım ortamı iyileşsin. Yatırım olsun, büyüme olsun. Buradan -o meşhur- damla damla fakire fukaraya da akar." Akmıyor değerli arkadaşlarım. Bu, kapitalizmin, dünya egemenliğinin, sermayenin söylemiş olduğu en büyük yalandır. Rakamlar ortadadır değerli arkadaşlarım; dünyada ve Türkiye'de en zengin olanlar yüzde 1, fakir olan yüzde 99'un aleyhine sürekli olarak büyüyor. Türkiye'de de rakamlar bu şekildedir. Türkiye'deki bütün servetlerden en zengin olan, en önde olan yüzde 1'in almış olduğu pay, sizin Hükûmetiniz zamanında yüzde 39'lardan yüzde 54'e çıktı. Bu, sizinle ilgili değil değerli arkadaşlarım; bu, dünyada egemen olan ekonomik sistemle ilgilidir ve siz de bu sistemi uyguluyorsunuz, harfiyen uyguluyorsunuz değerli arkadaşlarım. Bir taraftan, çıkıp hamaset yapıyorsunuz, öbür taraftan, harfiyen uyguluyorsunuz. "IMF" diye milletin hafızasında olumsuz bir iz var, hâlen işte, "Biz IMF'ye borç verdik, borç aldık..." Doğru değil bunlar, hani, yalan deyince hakaret oluyor ya, doğru değil. Bu doğru olmayan şeyi sürekli tekrar ediyorsunuz ama öbür taraftan, milyarlarca borç alıyorsunuz, özel sektör alıyor. O, sizi kıskandıkları havaalanını, köprüleri neyle yaptınız değerli arkadaşlarım? Beğenmediğiniz o Haçlıların paralarıyla yaptınız. Nasıl yaptınız? Mevcut kurallar içinde, uygulanmakta olan kurallar içinde yaptınız, onlar ne faiz istiyorsa o faizi vererek yaptınız. Hamasetle buraya geldiğinizden dolayı şimdi ekonomi ciddi bir şekilde tıkandı ve panikle bu değişiklikleri yapıyorsunuz değerli arkadaşlarım, millete de doğruyu söylemiyorsunuz maalesef. (CHP sıralarından alkışlar)