| Konu: | Türkiye'de kutuplaşmanın boyutlarına ve bu konuda yapılmış araştırmaya ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 59 |
| Tarih: | 14.02.2018 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Elimde Bilgi Üniversitesinin yapıp 5 Şubatta açıklamış olduğu "Türkiye'de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması" var. Sanıyorum, bazı arkadaşların eline geçmiştir, okumuştur. Bu araştırma Türkiye'de ilk defa yapılmıyor, yirmi yıldan bu yana -daha evvel de yapılmıştı ama- bu 28 Şubat günlerinden, başörtülü günlerden bu yana sürekli olarak yapılıyor. KONDA'nın meşhur bir araştırması var 2010'da biliyorsunuz, daha sonra BİLGESAM'ın ve Bilgi Üniversitesinin 2015'te yaptığı bir çalışma var, şimdi 2017'de tekrar bu çalışmayı yaptılar. Çok ilginç sonuçları var, Türkiye'de kutuplaşmanın ne kadar derinleştiğini gösteren, ibret verici, hepimizin üzerinde düşünmesi gerekli sonuçları var.
Değerli arkadaşlarım, bu çalışma bilimsel bir çalışma, elbette bilimsel ortamlarda değerlendirilecek ama bizim siyasetçiler olarak, özellikle kutuplaştırıcı dili burada, merkezde, devletin tepesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kuranlar olarak bu araştırmanın sonuçları üzerinde düşünmemiz gerekiyor. "Sosyal Mesafe" diye bir başlık var değerli arkadaşlarım, değişik siyasi partileri destekleyen tarafların kendilerine uzak olanlara nasıl baktıklarını gösteriyor. İşte, "Kızını evlendirir misin?" yüzde 80'i "Hayır." diyor. "İş yapar mısın?" yüzde 80'i "Hayır." diyor. "Komşu olur musun?" "Çocuğunu aynı okula gönderir misin?" diye soruyor, "Kesinlikle göndermem." diyor. Kendisinde ahlaki üstünlük görüyor. İyi bütün meziyetleri kendi taraftarlarına, kötüleri ise diğerlerine, ötekilere yazıyor ve sürekli şekilde ötekileştiriyor değerli arkadaşlarım. Her şeyini ayırmış yani neredeyse alışveriş yaptığı yerleri bile ayıracak. Çok enteresan sonuçlar var. Mesela, öteki gördüğüyle ilgili ayrımcılığı normal karşılıyor. Onun birtakım haklar ve özgürlüklerden mahrum edilmesini normal karşılıyor. Yüzde 50'si kendisinden uzak gördüğü, öteki gördüğü toplum kesiminin telefonlarının dinlenmesini normal karşılıyor. Buna benzer sonuçlar daha evvel yapılan araştırmalarda da vardı değerli arkadaşlarım ama bu son araştırmalarda çok daha derinleşmiş durumda. Hangi grubun, kimleri nasıl gördüğünü söylemeyeceğim ama kimlikler, yaşam tarzları ve siyasi gruplaşmalar, siyasi partiler arasında çok kesin bir ayrılık olduğunu, belli kimliklerin belli yerlerde, belli yaşam tarzlarının belli yerlerde toplandığı yani kutuplaşmanın kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Müthiş bir dışlanma var. Muhalefet diye bildiğimiz yani AK PARTİ ve MHP'nin dışındaki kesimler -çünkü MHP de artık kendini iktidar olarak görüyor- müthiş bir ayrımcılıkla karşı karşıya olduklarını söylüyorlar. Algı bu şekilde değerli arkadaşlarım.
Toplumun birleştiği iki tane konu var, bu da çok ibret vericidir. Bu konulardan bir tanesi, Avrupa Birliği karşıtlığı diğeri de Suriyeli mülteci karşıtlığı değerli arkadaşlarım. Çok uzun uzun düşünülmesi gereken sonuçlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bunun toplumun sosyolojisinden, tarihinden gelen bir sürü sebepleri var ama esasen bunu siyasetin kendisi yapıyor, merkezde yapıyor ve özellikle de son zamanlarda Sayın Cumhurbaşkanı ve Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Sayın Bahçeli yapıyor. Son zamanlarda muhalefeti -ki 2016'da yüzde 50-yüzde 50 diye bir şey ortaya çıkmıştır, şimdi de burada yürüyor siyaset- bir yüzde 50'yi bütünüyle teröre yazma çok vahim bir şeydir değerli arkadaşlarım. Bir ülkenin yüzde 50'si eğer teröristse o diğer millî ve yerli olan yüzde 50 bu ülkede kalamaz, duramaz, bunun farkında değil arkadaşlarımız. Bu genel başkanlar gerçekten bunun farkında değil ya da farkındalar ama kısa iktidarları için bunu derinleştiriyorlar değerli arkadaşlarım. Ne demek "millî mutabakat", kime karşı millî mutabakat arkadaşlar? Yabancılara karşı mı, dışarıya karşı mı, Suriye'ye karşı mı, düşmanlara karşı mı? Hayır, içeride kendileri gibi olmayanlara karşı millî ve yerli mutabakat... Bütün bunlar da iktidar için yapılıyor ve toplumumuz hızlı bir şekilde parçalanmaya doğru gidiyor. Allah korusun, Suriye olmak, Irak olmak da var bu işin sonunda diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bekaroğlu.