GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:21
Tarih:11.11.2012

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bugün otuz beş gündür Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kanunu konuşuyor. Siz de "Otuz beş günde bu kanunu geçirdik." diye artık herhâlde bu gidişle sabah sevinebileceksiniz.

Tabii, öyle bir kanun tasarısı görüşüyoruz ki neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Bir kere, kanun tasarısı, Anayasa'nın 3'üncü, 10'uncu, 90'ıncı, 123'üncü, 126'ncı, 127'nci, 161'inci, 162'nci, 163'üncü, 169 ve 170'nci maddelerine aykırı ama bu Mecliste Anayasa Komisyonu Başkanı dâhil, anayasa bilen, hukuk bilen hiç kimsenin gıkı çıkmıyor.

Kanun tasarısı görüşmeleri başladığından bu yana Meclis İç Tüzüğü'nü yerin dibine batırdınız. Bu kanunun, Anayasa Komisyonunda, 3 milyar lira bütçeye yük getirdiğini hem Komisyonda sunuşunda hem de burada Sayın Bakanın ifade etmesine rağmen Plan ve Bütçe Komisyonunda bunun görüşülmesini engellediniz.

Bu tasarı, devlet geleneğimize aykırı. Bu tasarı, ülkemizin idari yapısını kökten değiştiriyor. 29 ilde ne özel idare kalıyor ne köy kalıyor ne belde kalıyor. Vatandaşın artık seçtiği sözüm ona yerel yöneticilerden hesap sorması imkânsız hâle geliyor. Hesap sorabilmek için vatandaşın ulaşabilmesi gerekir. Vatandaşın, bu tasarı kanunlaştıktan sonra seçtiklerine ulaşabilmesi imkânsızdır. Nasıl bugün hiç kimse başkentin göbeğinde Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e ulaşamıyorsa bundan sonra diğer illerde de artık ulaşamayacaktır. Bu tasarı ülkemizin rejimini değiştirmektedir.

Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; size soruyorum: Dünyada parlamenter demokrasiyle yönetilen ülkelerde bu tasarıyla oluşturduğunuz şehir devletleriyle idare edilen başka bir yer var mıdır? Bu tasarı bir idari federalizm  yasasıdır.

Şimdi, insanı en çok üzen husus da vatandaşlarımıza ciddi mali külfet yükleyen, ülkemizi şehir devletlerine ayıran, yönetilemez bir yapıyı oluşturan büyükşehir yasasına iktidar sözcülerinin "reform" demesidir.

Değerli arkadaşlar, bu ülke 2012 yılına ışınlanarak gelmemiştir. Bugüne kadar böyle bir düzenlemenin niye yapılmadığını iyi düşünmek lazım. Zannetmeyin ki siz, bu ülkeyi, sizden önce yönetenlerden daha akıllısınız. Aradaki fark nedir biliyor musunuz? Sizden öncekilerde var olan millî şuur sizde yok. Bu ülkeyi bize vatan olarak bırakabilmek için bu vatan uğruna 1071'den beri canını veren, kanını veren atalarımızın huzuruna vardığınızda ne diyeceksiniz? Sayın Bakan, onların yanına vardığınızda yanınızda korumalar olmayacak.

Çanakkale'de yedi düvele karşı dimdik duran, gözünü kırpmadan Hakk'a yürüyen 253 bin şehidimize karşı ne diyeceksiniz oraya vardığınızda? Kurtuluş Savaşı'nda yalın ayak, başı kabak, cepheden cepheye koşan kahramanlarımıza ne diyeceksiniz? 1984'ten beri Batı'nın beslemesi PKK'ya karşı direnen, bu yolda şehit olan vatan evlatlarına ne diyeceksiniz?

Biz burada kaç gündür mücadele ediyoruz. Siz söylenenleri duymuyor, olanları görmüyor, sadece her oylamada parmak kaldırıyorsunuz. Tasarının maddeleri birer birer kabul ediliyor, artık tasarının sonuna geliyoruz. Siz tasarının maddelerine "Evet." dedikçe yukarıda saydığım, tarihimizin her noktasındaki şehitlerimizi bir kez daha öldürüyorsunuz, bütün vatanseverleri kahrediyorsunuz. Pekâlâ kim seviniyor -bir de ona bakalım- hiç düşündünüz mü? PKK seviniyor, Kandil seviniyor, KCK seviniyor, İmralı'daki bebek katili seviniyor; velhasıl Türk milletinin birliğine, dirliğine kasteden bütün iç ve dış düşmanlar seviniyor; bir de Başbakanınız Recep Tayyip Erdoğan seviniyor.

Son olarak size şunu söylemek istiyorum: Sizi önce Allah'a, sonra yüce Türk milletine ve kanunun oylamasından önce son olarak da vicdanlarınıza havale ediyorum.

Hepinize saygılar. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.