| Konu: | BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 11.11.2012 |
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önümüzde devlet yetkili Büyükşehir Belediyesi Yasa Tasarısı var, onun üzerinde konuşuyoruz. Tabii, bu Genel Kurulda ne konuşulursa konuşulsun, eğer konuşanlar muhalefetten geliyor ise onu dinleyen ya da onu dikkate alan bir iktidar veya sorumlu bir algı yok. Onun için, "Can ararsan, cansın / Nan ararsan, nansın / Bu nükteyi anla ki / Ne ararsan, ondansın!". Mevlânâ öyle diyor ve bu söylemden şunu çıkarmamız mümkün: Demek ki burada meydana gelen hadiseler, doğrudan doğruya körler sağırlar diyaloğuna Türkiye Büyük Millet Meclisini çevirmenin sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Şimdi, dünyada büyük bir gelişme ve büyük bir dizayn var. Her tarafımız dizayn ediliyor. Suriye dizayn ediliyor. Libya, Tunus -aklınıza gelecek- Bahreyn'den tutun ve bugün içinde bulunduğumuz coğrafyanın neredeyse tamamına yakını yeni operasyonlarla karşı karşıya. Zannediyor musunuz ki Türkiye bu operasyonlar dışı tutuluyor ve bu operasyonlardan hiç etkilenmeyecek şekilde yürütülüyor? Hayır, Sayın Cumhurbaşkanı zamanında ifade etti: "Siz kendinizi değiştirmezseniz, daha doğrusu siz yapmazsanız başkaları gelir yapar." O hâlde ne yapılması gerekiyor? Biz kendi ellerimizle nasıl dizayn edilmesi gerekiyorsa bunu yapalım. Bunun programını kim koydu oraya? David Phillips koydu. Ne dedi David Phillips? Dedi ki: "Eğer siz `özerk Kürdistan, demokratik özerklik' derseniz halk bunu kabul etmez. Bunu bu şekilde söylemeyin. `Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi' adı altında bu meseleyi gündeme getirirseniz hem halkın tasvibini alırsınız hem de bazı şeyleri gözden kaçırırsınız." Türkiye bugün yasal, yapısal, siyasal, anayasal bir biçimde değiştiriliyor ve kendi ellerimizle kendi ayaklarımızı bağlıyor, kendi bastığımız dalı kesiyoruz. Bu, çok açık ve net. Getirilen tasarı? Yani biz mi vehim içindeyiz? Biz mi hiçbir şeyi görmüyoruz? Biz mi anlamıyoruz olup biteni ya da sizin mi gözleriniz kör, kulaklarınız sağır hâle geldi? Şimdi, bunu çok açık bir şekilde söyleyelim: Eğer bundan sonra olayların daha şiddetli bir şekilde gelişmesi söz konusu olursa doğrudan doğruya bu tasarıların altına, bu yasaların altına imza atanlar bundan doğrudan sorumlu olacaklardır. Biz Osmanlıyı böyle kaybettik, biz o topraklardan böyle çekildik. Meclisi Mebusanda da sizin gibi insanlar vardı ve ne söylenirse onlara, tamamen kör ve sağır davranıyorlardı ama gittikten sonra? Bulgaristan öyle gitti, Makedonya öyle gitti, Girit öyle gitti, gitti de gitti. Ve dolayısıyla, her şeyin bir başlangıcı, her şeyi yerinden oynatan bazı unsurlar var. Bunları dikkatli bir biçimde irdeleyerek cevap vermek gerekiyor.
Şimdi, bu tasarı üzerinde biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylenmesi gereken ne varsa söyledik, söylemeye devam ediyoruz, sakıncalarını anlattık. Bu yasa tasarısıyla bölgesel, merkeziyetçi bir yapı meydana getiriliyor, otorite içinde otorite oluşturuluyor. Dağların, tepelerin ardındaki köylere bu yasayla hizmet götürme imkânı büyük ölçüde yok olacaktır. Onlarca yıllık deneyime dayanan mevcut idari yapı bir anda değiştiriliyor. Yeni yetkiler, yeni sorumlular, yeni yapılar oluşturuluyor. Yeni yasayla vatandaşların sorunlarının muhatabının kim olduğunu öğrenmesi bile başlı başına bir sorun olacaktır. Köylerin, mahallelerin, ilçelerin, yeni düzende, kendilerini tanıma ve tanımlamaları bile bir sorun hâline gelecektir. Birikim ve deneyim bu yasayla anlamsız hâle getirilmiş oluyor. Hâlbuki tecrübe parayla satın alınamayacak kadar önemli bir olgudur. Bu yasanın güneydoğuda yaracağı kâbus inanılmaz olacaktır. Daha bir hafta önce Diyarbakır Belediye Başkanının veya Diyarbakır Belediyesinin kepenk kapatmayan esnafa zabıtalarını göndererek ceza tehdidinde bulunduğunu ilin valisi söyledi. Bu yasayla devlet yetkisiyle donatılmış olacak olan Diyarbakır, Mardin, Van belediyelerinin ülkenin bütünlüğü bakımından nasıl bir sonuç ortaya çıkaracağını söylemeye bile gerek yoktur.
Ey Hükûmet! Size defalarca hem televizyondan hem de basın toplantılarıyla seslendik: "Şu Suriye'ye frensiz kamyon gibi dalmayın. Suriye'yi tanımıyorsunuz, oraya karışırsanız oradan Türkiye'ye ancak sorun, sıkıntı, bela ithal edersiniz." dedik, dinlemediniz. Şimdi, Türkiye'deki mülteci sayısının?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - ?300 bine çıkabileceği söylenmeye başlandı. Aynı uyarıyı bu yasa tasarısı için yapıyoruz. Gözlerinizi, kulaklarınızı açın. Buradan yüksek sesle, defalarca söyledik.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bu tehlikeli bir tasarıdır, bu tasarı ülkenin? Yarın, çatışmaya sebep olacak, etnik problemlere sebep olacak sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bundan da doğrudan doğruya siz sorumlu olacaksınız.
BAŞKAN - Sayın Yeniçeri, Lütfen. (MHP sıralarından alkışlar)