GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:22.02.2018

İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 519 sıra sayılı Kanun Teklifi hakkında partimiz adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Zeytin Dalı Harekâtı'nın 34'üncü gününe girmiş bulunuyoruz. Bu süre zarfında şehadete ulaşan vatan evlatlarına huzurlarınızda Allah'tan rahmet diliyorum, hâlen tedavisi süren kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum. Çok şükür, bugün Afrin'in batısındaki Sarı Uşağı ve Rahmanlı köylerinin de terörden temizlendiği anlaşılmaktadır. Bunlar memnuniyet verici gelişmelerdir. Dileğimiz ve temennimiz bir an önce, süratle Afrin'in mücavir alanlarının terörden tamamıyla temizliği, terörden tamamıyla arındırılması ve Afrin'e Türk Bayrağı'nın şüphesiz ki çekilmesidir, dikilmesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 519 sıra sayılı Kanun Teklifi'ni konuşuyoruz. Kanun teklifi tamamıyla yardımcı doçentliğin görünüşte kaldırılmasına odaklanmış durumda. Üniversitelerin bilimsel açmazlarını konuşmuyoruz, öğretim üyelerinin kapasitelerini, vizyonlarını konuşmuyoruz, üniversite yani yükseköğretimin stratejik geleceğini konuşmuyoruz. Keşke, gönül isterdi ki, beklerdik ki, ümit ederdik ki üniversitelerdeki felsefi değişimi konuşabiliyor olsaydık. Keşke üniversitelerde köklü bir değişimi ele alabilseydik, bu değişimden kastım şüphesiz zihniyettir, bunu konuşabilseydik.

Yardımcı doçentlik aslında isim bazında, evet, değişiyor fakat öz itibarıyla herhangi bir değişikliğe uğramıyor ve bu kardeşlerimizin meselelerinin, taleplerinin duyulması da ayrıca önemli, ayrıca değerli, ayrıca takdire şayan fakat biz zarfa bakarken mazrufu ihmal ediyoruz, biz ağaca bakarken ormanı gözden kaçırıyoruz. Dolayısıyla üniversitelerimizdeki biriken, yükselen, çoğalan, günbegün katlanan sorunları her ne hikmetse hasıraltı yapıyoruz, böylelikle çözüleceğini ümit ediyoruz.

185 üniversite olmasıyla Türkiye, üniversite alanında, eğitim alanında, öğretim alanında, entelektüel seviyede takdir edersiniz ki belli bir noktaya gelmiş olmayacak. Üniversite sayısını değil, üniversitedeki kaliteyi keşke artırabilseydik. Fakat geldiğimiz bu aşamada bunu yapamadığımız görülüyor.

Değerli arkadaşlarım, üniversitedeki meseleleri bütün arkadaşlarımız konuşuyor. Mevcut kanun teklifiyle ilgili değerlendirmelerimizi parti grubumuz adına arkadaşlarımız da ifade ediyor, diğer partiler de söylüyor.

Ben sürem azalırken iki hususun altını çizip sözlerime son vermek istiyorum. Birinci mesele, konuşmamın başında Afrin Harekâtı'ndan, 20 Ocakta başlayan Zeytin Dalı Harekâtı'ndan bahsettim. Buradan tüm kahramanlarımıza selam ve hürmetlerimizi gönderiyoruz, Allah onları muvaffak etsin, Allah onları korusun. Orada özellikle... Her fırsatta, bu kürsüye çıktığım zaman, Sayın Grup Başkan Vekili de biliyor, uzman çavuşlarımızdan bahsediyorum.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bayağı çözdük ama.

İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla) - 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'ndaki "uzman çavuş" ifadesinin getirilmesi ve uzman çavuşlarımızın kadroya alınmaları çok büyük bir ihtiyaç Değerli Grup Başkan Vekilimiz. İnşallah, kahramanlar Afrin'e girerken, Afrin'de Türk milletinin gücünü duyururken gelin uzman çavuşlarımızın bütün meselelerini el birliğiyle çözelim, Afrin'e girerken orduevine girememe gibi bir problemi ortadan kaldıralım.

Değerli arkadaşlar, Afrin'e giren kahramanlar orduevine nasıl giremiyor? Orduevinin kapısında nöbet bekliyorlar ama içeri girip bir sıcak çay içemiyorlar. Bu çelişkiyi bizim çözmemiz gerekmiyor mu? Bu nedenle, iktidar partisine özellikle istirham ediyorum, el birliği yapalım, güç birliği yapalım, bu kahramanları, 87.800 uzman çavuşumuzu kadroya alalım.

Ayrıca, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında çalışan 9.280 kardeşimiz de kadro bekliyor. Bu kardeşlerimiz bir ses bekliyor. Bu kardeşlerimiz çok önemli görevler icra ediyor, sosyal devletin gereğini yapıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla) - Tamamlayayım mı, yoksa...

BAŞKAN - Peki, tamamlayın, buyurun.

İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla) - Peki.

İstirham ediyorum, Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Vakfında çalışan kardeşlerimize de ilgimizi, alakamızı esirgemeyelim, ama mutlaka onlara elimizi uzatalım. Her birinize geldiğinden eminim. Onlar da bu vatanın evlatları. Yaşlılarımıza yaşlılık parasını götürüyorlar, engelli aylığını veriyorlar, kömürleri dağıtıyorlar, toplumun, devletin kılcal damarlarına kadar iniyorlar, nüfuz ediyorlar, çok önemli görevler icra ediyorlar.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışan 9.280 arkadaşımızın, kardeşimizin ve sayısı 80 bini aşan uzman çavuşumuzun elinden hep beraber tutalım; onların haklarını verelim, onların helallerini verelim ve bu bizim, inanın bana, milletimizin sırtımıza yüklediği bir görevdir.

Hepinizi bu duygularla saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.