GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:22.02.2018

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri; evet, Türkiye gerçekten çok büyük bir devlet hem konjonktür açısından hem tarihî perspektiften baktığımızda hem de elindeki imkânlar açısından ama şu soruyu sormak gerekiyor: Bu kadar 2023, 2053, 2071 vizyonu olan bu ülke gerçekten bu vizyonlara ne kadar hazır? Esas bunu tartışmamız lazım. Elimizde imkânlarımız var ve potansiyel olan gençliğimiz var. Biz bu gençliğimizi ve bu enerjik toplumumuzu ne kadar kullanabiliyoruz, hazırlayabiliyoruz geleceğe? Önceliğimizin bu olması gerekir ama görüyoruz ki biz daha önceliklerimizi netleştirmedik, hâlâ üniversite sayılarından bahsediyoruz, yaptığımız binalardan bahsediyoruz, işte, aldığımız tabletlerden bahsediyoruz. Ama artık gelin bunları bir kenara bırakalım. Bizim özellikle insana bakış tarzımız ne, insanı yetiştirme tarzımız ne, nasıl bir felsefe güdüyoruz? Bizim bunlara bakmamız gerekiyor aslında ve dünya nasıl yapıyor? Amerika'nın keşfine gerek yok, bunun yolu da var, aklın yolu da bir. O zaman bizim bu konulara eğilmemiz lazım. İnsan yetiştirme sistemimizi tekrar gözden geçirmemiz lazım. Evet, artık toplumlar açık yani kapatıp da dünyadan haberdar olmama gibi bir lüksümüz de yok, bir tercihimiz de olamıyor zaten. Dünyanın herhangi bir yerinde gerçekleşen bir olayın sesi anında ülkemizden de duyuluyor. Hâl böyle olunca o zaman diyoruz ki: Bizim şu anda yaptığımız çalışmaları mutlaka dünya gündemine de taşımamız lazım. Dünya gündemiyle kıyas metodunu kullanarak kendi konumumuzu değerlendirmemiz lazım. İşte bunlardan birçok kıstas var. Bunlardan bir tanesi, sınav sistemlerimize baktığımızda, PISA, bizim çocuklarımızın da girdiği Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı; bir diğeri, üniversiteler arası performansların değerlendirildiği URAP sistemi var ki burada ilk bin içerisinde 15 tane üniversitemiz var ama ilk 500'de yok. Bu bizi üzüyor. Acaba kapasitemiz mi yok? Hayır, kapasitemiz de aynı, Cenab-ı Hak öyle bir yaratıyor ki bu kapasite de var. O zaman bizim eksiğimiz ne? Buna baktığımızda, eksiğimiz gerçekten insana verdiğimiz değer, insana sunduğumuz hizmetler ve bu hizmetlerdeki önceliklerimiz. Üniversitelere baktığımızda, direkt konumuz da üniversiteler olduğu için, özellikle hocalar lokomotifi üniversitenin. Hoca kendini yetiştirecek ki öğrenciyi yetiştirsin. O zaman, ilk etapta, bu maddenin de konusu olan hocalara verdiğimiz, öğretim elemanlarına verdiğimiz ücretler acaba hem geçimini sağlayacak hem de kendini akademik olarak geliştirecek bir düzeyde mi? Bakıyoruz ki gerçekten bunun çok altında olduğunu görüyoruz. Biz bunların yükseltilmesi gerektiğini düşünüyoruz çünkü bir uluslararası kongreye başvuru neredeyse 500 dolardan başlıyor. Yol paralarını düşündüğümüzde veya oradaki diğer ihtiyaçların karşılanmasını düşündüğümüzde, bir hoca maaşıyla bunun karşılanabilmesinin mümkün olmadığını görüyoruz. Ha, diyeceksiniz ki "Üniversiteler bunu karşılıyor." Her üniversite karşılamıyor, hatta uluslararası kongreye başvurduğunuzda, gitmek için izin almak istediğinizde size kâğıt imzalatıyorlar "Yolluksuz ve yevmiyesiz izni kabul ediyorum." diye. Hâl böyle olunca da bir akademisyen nasıl gitsin, ben bunu sormak istiyorum. Dünyadaki gelişmelerden, bilimsel gelişmelerden nasıl haberi olsun, bunun sorgulanması lazım. Ve önce diyoruz ki bunların olabilmesi için, dünya sıralamasında hak ettiğimiz yere gelebilmemiz için üniversitelerimizin ve akademisyenlerimizin mutlaka asgari geçimlerini sağlayacak ve çağa ayak uydurabilecek bir geçim düzeyine kavuşması gerekiyor. Bunu bir daha dikkatlerinize sunuyoruz.

Teşekkür ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.