| Konu: | İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 28.02.2018 |
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili kanun tasarısının 47'nci maddesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Evet, yatırım ortamını küresel sermayeye terk ettiniz. Nereye elinizi atsanız -özellikle tarımda- her sektörde ya küresel sermaye var ya da yerli sermayeye rakip ithal sermaye var. Her şeyi ithal ediyoruz. Ya, bu kadar da olmaz ki!
Örneğin, yerli üretime hangi rakipleri yarattınız, bakalım: Hükûmet un satmakla övünüyor, "Dışarıya her yıl 1 milyar dolar un ihracatı yapıyoruz." diyor ama bir bakıyoruz tam 5 milyon ton buğday ithalatı yapıyoruz bunun karşılığında ve ithalatımız da yaklaşık 1,5 milyar dolar. Yani 1,5 milyar dolarlık ithalat yapıp 1 milyar dolarlık ihracat yapmak hiç kârlı değil. Böyle bir şey dünyada yok ama bizde var. Türkiye'nin her yerinde rahatlıkla yetiştirilebilen arpayı artık ithal ediyoruz, hem de sıfır gümrük vergisiyle; sıfıra düşürdünüz. Türkiye arpa üretemiyor mu? Mısırda ciddi bir üretim artışı sağlanmıştı ama yabancı sermayeyi getirdiniz, nişasta bazlı şeker sayesinde mısır üretimi arttı ama nişasta bazlı şeker -dün burada konuştuk- hepimizi zehirliyor. Dün burada çok iddialı bir şey söyledim, "Tarım Bakanlığını Cargill yönetiyor." dedim, hiç cevap vermediniz çünkü evet, doğru, raporlarıyla birlikte yönlendiriyor, projeksiyonlar yapıyor, diyor ki: "2023 yılında nişasta bazlı şekerin kotası 1 milyon 600 bin ton olacak." Neye göre? Bu rakamları nereden... Uyduruyor mu? Hayır, raporları var; okuyoruz.
Türkiye, kırmızı ette 2010 yılına kadar ithalat yapmıyordu, canlı hayvan ithalatı yapmıyordu, iç piyasada damızlık birliklerinin sayesinde işini rahatlıkla görüyordu ama 2010 yılından sonra ithalat hızlandı, 6 milyar dolara yaklaşan ithalat var. İşte, siz, yatırım ortamını yerli sermayeden ithal sermayeye doğru yönlendirdiniz. Bunlar hiç iyi göstergeler değil hatta gelen etlerde çok ciddi sıkıntılar var ama nedense belli başlı bir lobi var, belli başlı bir grup var, bunlar bundan para kazanıyor.
Tütün konusu: Bakın, yerli sermayeyi bıraktınız tamamen ithal sermayeyi getirdiniz. Sigara içen arkadaşlar lütfen, paketlerine baksın, acaba ne yazıyor? "Amerikan Virginia tipi tütün var bunun içinde." diyor. Niye? Yerli sermayeyi bıraktınız, ithal sermayeye geçtiniz.
Yine başka bir sektör söyleyeyim size: Tamamen, yüzde 100 yerli sermayeydi ama küresel sermayeyi soktunuz siz ona. Hem de televizyonlarda bazı bilim adamları çıktı, tavukçuluk sektörüne savaş açtı. Tamamen yerli sermayeydi, kuş gribini bile kurtardı, büyüdü, büyüdü, büyüdü ama geldiniz, Katarlıları bu sektöre soktunuz, yerli sermayenin oranını düşürdünüz. Dün konuştuğumuz bitkisel yağ sektörünü söylemiyorum, her yıl 4 milyar dolar zaten ödüyoruz yani orada da yerli bitkisel yağ işleyen, özellikle ayçiçeği işleyen firmalar, yerli sermaye teker teker kapısına kilit vuruyor, yabancı ortakların, yabancıların bayrakları oralarda dalgalanıyor. Yani siz zaten yatırım ortamını batırdınız, küresel sermayeye terk ettiniz, yerli olan tüm her şeyi yabancı sermayeye açtınız. Bu mu yerlilik, bu mu millîlik? Türkiye maalesef, nohudun, kırmızı mercimeğin, yeşil mercimeğin ana vatanı olmasına rağmen bunda da bir üretim yapamadınız; sıfırladınız gümrük vergilerini, yılda 300 milyon dolar nohut ithal ediyoruz, mercimek ithal ediyoruz, fasulye ithal ediyoruz. Ya, bunlar bizim geleneksel ürünlerimiz değil mi? Bunlarla biz sağlıklı ve dengeli bir nesil yaratmayacak mıyız? Kanada mercimeğiyle mi olacak bu, Kanada fasulyesiyle mi olacak? Yani burada boşuna "Biz yatırım ortamını iyileştirmeye çalışıyoruz..." Ha, acaba yabancıların yatırım ortamını mı iyileştirmeye çalışıyorsunuz, bunu anlamakta güçlük çekiyoruz.
Tekstil sektöründe Türkiye 1 numaraydı dünyada ama pamukta hep başka ülkelerden ithalat yapıyoruz; Yunanistan'dan ithalat yapıyoruz, Mısır'dan ithalat yapıyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.