| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 07.03.2018 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra başlatılan OHAL ve KHK süreciyle, başta Demokratik Bölgeler Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Demokratik Toplum Kongresi ve Halkların Demokratik Kongresi bileşenleri olmak üzere, gazetecilere, akademisyenlere ve genel olarak iktidara muhalif bütün kesimlere yönelik ciddi operasyonlar başlatılmıştır. Ülkeyi üstü açık bir cezaevine dönüştüren AKP iktidarı, cezaevlerinde artık açıktan insanlık dışı politikaları uygulamaya başlamıştır.
Türkiye'de geçerli olan cezaevi mevzuatı ve politikası gün geçtikçe uluslararası insan hakları hukukunu aşındırmakta ve cezaevleri insanlık dışı uygulamaların merkezi hâline getirilmektedir, gerçi dışarısı da cezaevlerinden çok farklı değildir. Tutsaklar, birçok cezaevinde şiddete maruz kalmakta, sağlık, eğitim, beslenme, aile ve avukatlarıyla görüşme hakları gasbedilmekte ve dış dünyayla bağları kesilip izole edilmeye çalışılmaktadır. Sağlığa erişim hakkının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerinin uygulanması, hastalığı olan tutsakların acilen tedavi olanaklarından faydalandırılması elzemdir. Ağır hasta tutsaklara her gün yenileri eklenmekte ve cezaevleri âdeta ölüm tabutluklarına dönüştürülmekte, neredeyse her hafta birkaç hasta tutsağın cansız bedeni cezaevlerinden çıkmaktadır.
Hak ihlallerinin en çok yaşandığı alanların başında gelen cezaevlerinde gerek sivil toplum örgütlerinin gözlemlerinde gerekse partimize bizzat tutuklu yakınları tarafından ulaştırılan bilgilerde, OHAL'le birlikte cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinde olağanüstü bir artışın olduğu görülmektedir.
Bir: 12 Eylül dönemi işkence yöntemi olan bu dayatmaların yönetmeliğe aykırı olduğunu belirten ve itiraz eden tutuklulara gardiyanlarca ayakta sayım alınmasına ilişkin yeni bir genelge geldiği ve bundan sonra ayakta sayım alınacağı söylenmiştir. İtiraz eden tutsakların gardiyanlar tarafından darbedilerek 4 ile 6 kişilik 2 farklı gruplar hâlinde, ellerine ters kelepçe takılarak ve ayakkabıları çıkartılarak saatlerce hücrelerde tutuldukları ifade edilmiştir. Bunun en son örneğini Bursa H Tipi Kapalı Cezaevinde yaşamıştık.
Evrensel hukuk ve insan haklarının askıya alındığı OHAL Türkiyesinde cezaevlerinin yeni işkence biçimlerinin test alanlarına dönüştürüldüğünü görmekteyiz. Çıplak arama, cinsel taciz, linç, ayakta sayım, dayak ve kötü muamele uygulamaları artık sıradanlaştırılmaktadır. İnsan hakları örgütlerinin ve avukatların hazırladıkları raporlar kan dondurucu niteliktedir. Savaş karşıtı olanlara yiyecek verilmeyen Sincan Cezaevi gibi, ayakta sayım vermeyi reddedenlerin kemiklerinin kırıldığı Rize Kalkandere Cezaevi gibi, Ulaş Yurdakul'un ölümüne linç edildiği Balıkesir Kepsut Cezaevi gibi, "Burayı Afrin'e çevireceğiz." tehditlerinin yapıldığı Tarsus Cezaevi, insanlık dışı uygulamaların devam ettirildiği Elâzığ ve Bursa Cezaevleri sadece bunlardan birkaç örnektir. Adli Tıbbın "Cezaevlerinde kalamaz." raporu vermemesi veya verse de Adalet Bakanlığının bunları dikkate almaması sonucunda cezaevlerinde ciddi sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirenler de işin cabasıdır. Bunca sorunu görmezden gelen iktidar yetkilileri, tutuklu ve hükümlülerin tek tip kıyafete sığdırılma hazırlıklarını da bir taraftan sürdürüyor. Tek tipin esinlenildiği ve o turuncu elbiselerin giydirildiği yeri hepiniz hatırlıyorsunuz, Guantanamo. Guantanamo'nun bir benzeri elbisenin giydirildiği, insanların, gazetecilerin yakıldığı, IŞİD zihniyetinin Suriye'de yaptıkları ve şimdi de bir benzeri, AKP siyasi tutsaklara tek tip elbise giydirmeye çalışıyor.
Değerli Başkan, hepimizin bildiği gibi -burada defalarca ifade ettik- 104 belediyesi olan Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Sayın Mehmet Arslan'a Rize Kalkandere'de yapılanlardır. Sayın Mehmet Arslan'a önce çıplak arama yapılmak isteniyor, kabul etmeyince de bayılana kadar işkence ediliyor.
Değerli arkadaşlar, bu işkencelerin artık sonuna gelmek zorundayız. İşkence bir insanlık suçudur, işkence aynı zamanda onur kırıcı bir davranıştır ve AKP Hükûmeti iktidara gelirken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Toğrul.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - İşkenceye sıfır toleranstan işkencenin sıradanlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu yapılanların önümüzdeki dönemde mutlaka hesabını sormak ve hesabını birilerinin vermesini sağlamak hepimizin görevi olmalıdır diyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Toğrul.