| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 08.03.2018 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; cezaevleriyle ilgili yakınmalar her dönem olmuştur. Ben 12 Eylül cezaevlerini gördüm, cezaevi hekimi olarak çalışıyordum; 28 Şubat cezaevlerini gördüm, İnsan Hakları Komisyonu üyesiydim Mecliste ve bugün cezaevlerini görüyorum. Değerli arkadaşlarım, iktidar partisi milletvekilleri kusura bakmasın ama sizin döneminiz ile 12 Eylül dönemi ve 28 Şubat dönemi arasında pek fark yok. Bu önergeyi değerlendirin, fırsat bilin ve araştırın. Bütün bu suçlamaları yok kabul etmek zorunda değilsiniz, araştırın; varsa gereği yapılır, yoksa bir şey yapılmaz.
Bakın, Mehmet Arslan'a işkence iddiası var, dayak iddiası var ve hekim gereğini yapmıyor. Ben bizzat gördüm efendim, hem sol görüşlüler hem de ülkücü tutuklu ve hükümlüler Gaziantep özel tip cezaevinde işkence görmüştü ve hekim gidip gereğini yapmamıştı. Bırakın rapor etmeyi, tedavi bile etmemişti. "Ağabey, tedavi edersem rapor etmek zorundayım." diyordu genç bir hekim. Bunların hepsini gördük, bunlar yaşanıyor.
Bakın, geçenlerde ortaya çıktı, Gökhan Açıkkollu cezaevinde dayakla, işkenceyle öldürüldü ve Millî Eğitim Müsteşarı tuhaf bir açıklama yaptı, "Vefat ettiği öğrenildiğinden dolayı görevine iade edildi." diye bir açıklama yaptı değerli arkadaşlar.
Bakın, cezaevlerinde kimin bulunduğu önemli değil, bu iddiaların kimler hakkında olduğu önemli değil, karıştırıyorsunuz gibi geliyor bana. Orada bulunan insanların neyle suçlandıklarının, bunun hiçbir önemi yok; terör olabilir, daha yüz kızartıcı suç olabilir, o olabilir, bu olabilir. Bir de 248 bin tutuklu, hükümlü var, büyük çoğunluğu tutuklu bunların; daha yargılanıp cezaları kesinleşmiş, mahkûm olmuş değiller. Dolayısıyla bu insanlar da devletin güvencesinde, Hükûmetin güvencesinde, sizin güvencenizde değerli arkadaşlarım. Dolayısıyla bu insanlara ne oluyor? Bakın, siz iktidardasınız, millet size iktidar verdi on altı seneden beri. Siz bu iktidarda olduğunuz dönemde bir genç öğretmen cezaevinde dayakla, dövüle dövüle öldürüldü. Bunu siz yaptınız falan demiyorum ama bunu araştırın, ortaya çıkarın, gereğini yapın.
Sayın Parsak'a katılmıyorum. Gerçekten ilgili kurumlar işlemiyor, gereğini yapamıyoruz. Demokratik bir ülkede gerçekten bu tip olayların -her yerde olur bu tip olaylar, özellikle cezaevlerinde olur hak ihlalleri- güvenceleri vardır. Ne vardır? Bir defa hukuk sistemi vardır, hukuk sistemi işler. İşlemiyor değerli arkadaşlarım hukuk sistemi. Dün Sayın Cumhurbaşkanı bunu söyledi: "Ya, insanlar ellerini açıyorlar, Allah'a 'adalet' diye yalvarıyorlar." dedi. On altı seneden beri siz yönetiyorsunuz değerli arkadaşlar. Şaştım. Cumhurbaşkanı mı konuşuyor, yanlış mı gördüm, Sayın Kılıçdaroğlu mu bu diye şöyle baktım; Cumhurbaşkanı. Yok, işlemiyor bu hukuk sistemi, bu şeyler işlemiyor maalesef. Daha sonra, sivil toplum, değerli arkadaşlarım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, buyurun.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - İnsan hakları dernekleri vardır, sivil toplum kuruluşları vardır, bunlar çok iyi işler ve bunu denetler; işlemiyor. Sivil toplumu, STK'ları, sizin işinize gelmediği zaman işte "Türk" ve "Türkiye" ismini kaldırmaya kadar her şeyde bunları yok sayıyorsunuz, ortadan kaldırıyorsunuz.
Başta Türkiye Büyük Millet Meclisi denetler bunları. Türkiye Büyük Millet Meclisi de görevini yapmıyor. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun Cezaevi Alt Komisyonu görevini yapmıyor değerli arkadaşlarım, hiçbir şey yapmıyor. En önemlisi de bizim gibi ülkelerde uluslararası kuruluşlar, uluslararası sözleşmeler bunların güvencesidir. Uluslararası kuruluşları filan da artık yok sayıyoruz. Ne zaman bunlar yok sayılıyor biliyor musunuz arkadaşlar? Çok suç işlendiği zamanlarda, çok insan hakları ihlalleri olduğu zamanlarda. Bunlardan sorumlusunuz değerli arkadaşlar. Siz gerçekten sorumlusunuz çünkü devleti idare ediyorsunuz. Orada kim olduğu önemli değil, oradan bir çığlık geliyorsa bunu dikkate almak zorundasın.
Cemal Bey kardeşim, gel bana bir cevap ver sataşmadan.
İyi günler. (CHP sıralarından alkışlar)