| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 08.03.2018 |
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, Meclis Başkan Vekilliğinizi tebrik ediyorum, sizi kutluyorum. O koltuğa ne kadar yakıştığınızı üç gündür hep beraber izliyoruz. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Çok teşekkür ederim Sayın Atıcı, sağ olun.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Kadınların özgür ve erkeklerle eşit koşullarda yaşayacakları bir Türkiye'yi kurgulayacağımıza inancım tamdır.
Şimdi sizlere "Kadınlarla ilgili olarak İslam'ın güncellenmesi gerekir." dersem herhâlde kıyameti koparırsınız, burada büyük gürültü kopar ama bu sözleri Recep Tayyip Erdoğan söylediğinde alkışlıyorsunuz yani keyfinize göre, işinize geldiği gibi yüce dinimizi kullanıyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 533 sıra sayılı vergi kanunlarında değişiklik yapan tasarının 21'inci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Vergileri arttırarak halkın belini kırmayan, Man Adası gibi vergi cennetlerinde vergi kaçıranlara seyirci kalmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu maddede ne yapıyorsunuz? Elektrikli taşıtlardan vergi almayı planlıyorsunuz. Ya, Allah aşkına, ne olur bir kere de doğru iş yapın, bir kere. Dünya gidiyor Mersin'e, siz gidiyorsunuz tersine. Dünyada herkes ama herkes "Aman, elektrikli araç kullan, biz senden vergi istemiyoruz, al üzerine de sana teşvik veriyoruz." derken Sayın Bakan siz burada elektrikli araçlardan vergi almaya kalkıyorsunuz yani onlara "Aman, bu araçlardan uzak durun." diyorsunuz. Herkes fosil yakıtlardan uzaklaşıp yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken siz bunun tam tersini yapıyorsunuz; insanlar temiz enerji kullanacak, elektrikli, akülü araba kullanacak, siz kalkıyorsunuz bundan vergi alıyorsunuz. Aslında bu, Türkiye'ye yaptığınız ilk kötülük değil.
Aynı yasa tasarısının, şu anda görüştüğümüz yasa tasarısının 89'uncu maddesinde ise Ruslar ve Japonlar nükleer santral inşa ederken devlet yardımı alsın diye de bir madde koyuyorsunuz Sayın Bakan. Ya, şimdi Ruslara ve Japonlara biz devlet yardımını niye yapalım, niye yapalım?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Atıcı, elektrikli araçlardan yüzde 75 indirimli vergi almayı öngörüyoruz bu düzenlememizde.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sayın Bakan, -belki sesi duyulmamıştır- diyor ki: "Elektrikli taşıtlardan yüzde 75 vergi indiriyoruz." Bakın, dünyaya nasıl tersten baktığımızı çok güzel izah etti. Şimdi ben size sorayım: Daha önce vergi alınmazken yüzde 25 vergi koyuyorsunuz, diğer taraftan diyorsunuz ki: "Fosil yakıt kullanan benzinli, mazotlu araçlara göre yüzde 75 daha az vergi alıyorum." Bakın, bunu halkımıza yapmayın Sayın Bakan. Halkımızın feraseti çok yüksektir, çok neciptir.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Onun için bütün seçimlerde AK PARTİ'ye oy veriyor.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - O nedenle dalga geçmeyin akıllarıyla. Siz, bakın, sıfır olan vergiyi yüzde 25'e çıkardığınızı kanunda itiraf ediyorsunuz, sonra dönüp halka diyorsunuz ki: "Ey halkım, sen yeter ki elektrikli araç kullan, ben yüzde 75 indirim yapacağım." Ya, yüzde 100 indirim yapıyordunuz, şimdi yüzde 75 indirim yapıyorsunuz. Bunun da üzerine kalkıp milletten oy istiyorsunuz ya, "Pes!" diyorum be, başka bir şey demiyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Millet de hep bize oy veriyor. Niye veriyor acaba? Size inanmıyorlar.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ama bu, AKP mantığının tam da tezahürüdür. Bugüne kadar yaptığınız her şeyi şurada bir cümlenizle gayet güzel izah ettiniz. Diyorsunuz ki: "Biz her şeyi tersten yaparız, sonra halkı kandırır, doğruları söylemez ve yine oylarını isteriz." Ama bu millet elbette sizin yanlış yaptığınızı anlayacak.
Hadi şimdi çıkın, kalkın, 89'uncu maddede Ruslara ve Japonlara neden devlet yardımı verdiğinizi bir anlatın halkımız dinlesin Allah aşkına! Niye bu yardımı veriyorsunuz? Hadi, efendim, yerli, millî şirketler bir iş yaparken devlet yardımı verin, eyvallah, baş tacı. Ya, Allah'ın Rus'una, Japon'una niye yardım eder benim devletim benim ülkemde nükleer santral kursun diye? Bu devlet yardımını siz bizi öldürsünler diye mi veriyorsunuz? O nükleer santraller insan öldürüyor. Bizi kanser yapsınlar diye mi siz o yardımı veriyorsunuz Sayın Bakan, Allah aşkına? Mersin'in güzel doğasını yok etsinler diye bir de üzerine gidip devlet yardımı veriyorsunuz. Denizin suyu 2 derece ila 6 derece artsın da bir tane balık yaşamasın diye gidip bir de üzerine devlet yardımı veriyorsunuz. Ya, bu akıl kârı bir şey mi Sayın Bakan, Allah aşkına? Böyle bir şeyi hangi akıl kabul eder, hangi izanla bunu yapıyorsunuz, ben anlamıyorum.
Değerli arkadaşlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Atıcı.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, bir de olaya sizin anladığınız pencereden bakalım Sayın Bakan. Maliye Bakanısınız ve AKP'nin Milletvekili ve Bakanısınız. Yani para gözüyle bakalım, bir de o pencereden bakalım. Şu anki koşullarda bile o santralin söküm maliyeti hesaplanmadığı hâlde dünyanın en pahalı elektrik enerjisini alım garantisiyle milletimize sunmaya çalışıyorsunuz. Şu anda elektriğin kilovatsaati yaklaşık 5 dolar sent iken siz bize bunu 13,5 dolar sente vereceksiniz. Şimdi, bu kadar pahalı enerjiyi bize versinler diye mi bir de üstüne devlet yardımı yapıyorsunuz? Ya arkadaşlar, böyle bir şeyi akıl da vicdan da kabul etmez, halkımız da kabul etmez.
Biz doğruları söylemeye devam edeceğiz. Nükleer santraller zararlıdır, hem canımıza zararlıdır hem malımıza zararlıdır, insanlığa zararlıdır. Allah aşkına, ne olur halkımıza bu zararlı şeyleri yapmayın.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)