| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 08.03.2018 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 27'nci ve 28'inci maddeyi birlikte ele almak gerekiyor tabii. Burada, vatandaşların hakikaten mülkiyet hakkını ihlal edebilecek bir durum söz konusu. O yüzden, burada söyleyeceğim teknik şeyleri olabildiğince anlaşılabilecek bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
Dikkate alıp bu maddeyi değiştirmezseniz birkaç zaman sonra bu maddeyi tekrar değiştirmek zorunda kalacaksınız çünkü yine bu madde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden, Anayasa mahkemesinden dönecek, iptal edilecek.
Şimdi, 27'nci maddede deniliyor ki: Baraj inşası için bir kamulaştırma yapıldığında mücavir taşınmaz mallar bu saha içerisinde kalan yerler eğer kullanılamaz hâle geliyorsa bir yıl içerisinde vatandaş başvuruyor valilikteki bir komisyona. Diyor ki: "Ya, benim buradaki kalan taşınmazım işe yaramıyor artık, kullanılamıyor, burayı da kamulaştırın." Valilik de bir karar veriyor, daha sonra bununla ilgili kamulaştırma yapılıyor.
Şimdi, birincisi, en sakıncalı noktası: "Bir yıl içerisinde" deniyor. Şimdi, bir yıl bir gün sonra vatandaş eğer başvurursa, "Ey idare, şurayı da al, kamulaştır." derse, idare "Hayır efendim, zaman aşımına uğradı, hak düşürücü süre var." deyip orayı kamulaştırmayacak mı? Şimdi, size şunu hatırlatmak isterim; hani bunun gerekçesinde de AİHM kararına dayanıyorsunuz, diyorsunuz ki: "AİHM böyle bir konuda ihlal kararı verdi, o yüzden biz bunu değiştiriyoruz." Şimdi, AİHM'in bir kararı daha var, kamulaştırmasız el atmalarda diyor ki: "Yirmi yıllık zaman aşımı diye bir şey olamaz. Bu, mülkiyet hakkının ihlalidir." Şimdi, siz buraya bir yılı koyunca, bir yıldan sonra vatandaş başvurduğunda siz bunu işleme almadığınızda yine vatandaş AİHM'e kadar gidecek, AİHM yine diyecek ki: "Bu, mülkiyet hakkının ihlalidir, burada bir yıllık zaman aşımı süresi konulamaz." Siz yine dönüp "Ya, AİHM iptal etti, mülkiyet hakkı ihlalidir, biz bu maddeyi değiştirmek zorundayız." diyeceksiniz.
İkincisi: Valilik bu kararı ne kadar süre içerisinde verecek? Hele hele sonraki maddede söylediğiniz şu mevcut davalar düşecek ya... Vatandaş dava açmış, bir yıldır sürüyor, şimdi bu kanun değişecek, dava düşecek, gidecek valiye. Valilikte iki yıl sürdü, üç yıl sürdü, beş yıl sürdü, sonra valiliğin kararına karşı, bu komisyon kararına karşı nereye gidecek; asliye hukuka mı, idare karar verdiği için idare mahkemesine mi? İdare mahkemesine gidince o diyecek ki: "Asliye hukuka git." Asliye hukuka gidecek, o diyecek ki: "Bu, idari karardır, idare mahkemesine git."
Sonra, bu maddede çok önemli bir şey daha var. Diyorsunuz ki: "Burada Kamulaştırma Kanunu'nun 22 ve 23'üncü maddeleri uygulanmaz." Hemen 22 ile 23'ü kısaca anlatayım. Şöyle, diyor ki: İdare kamulaştırdığı bir taşınmazı amacına uygun kullanmazsa vatandaş diyor ki beş yıl sonra: "Ey idare, sen bu paranı geri al, bana bu taşınmazımı geri ver." Böyle bir hakkı var bu maddelerde. Barajla ilgili kamulaştırmalarda vatandaşa bu hakkı vermiyorsunuz; bu da mülkiyet hakkının ihlali. Bir de şöyle bir kuşku oluşuyor, beş yıl içinde amacına uygun kullanmadın, sonra planı değiştirdin, barajı da yaptın, oradaki taşınmazı da vatandaşa geri vermiyorsun, istisna uyguluyorsun, o hakkını kullandırmıyorsun, planı değiştirdin, oraya da villayı kondurdun, al sana oh, mis gibi baraj manzaralı villa, böyle bir sakıncası var.
Mevcut davaları -yani bu da sizin döneminizin bir alışkanlığı- düşürecek kanuni düzenlemeler yapıyorsunuz, daha önce de yaptınız; bu, hukuk devleti ilkesine aykırı. Vatandaş böyle uygulamalar olduktan sonra hak aramak için mahkemelere başvurabilir mi? Kafasında şu kuşku olmaz mı: Ya, ben bunun için dava açıyorum ama benim davam devam ederken yasama organı gider yargıyı yok edecek, yok sayacak, kuvvetler ayrılığını yok sayacak, hukuk devletini yok sayacak bir kanun çıkarırsa ben niye bu kadar zaman, bu kadar emek, bu kadar para harcayayım diye düşünüp mahkemelere gitmezlik etmez mi, mahkemelere bir güvensizlik oluşmaz mı? Evet, bu da çok yanlış, özellikle mevcut davaların düşürülmesi açısından sakıncalı, hukuk devleti ilkesine aykırı, Anayasa'nın 138 ve 2'nci maddelerine aykırı.
Diğer bahsettiğim konular gerçekten önemli çünkü tekrar AİHM'den, AYM'den dönecek ve bu maddelerin yeniden tesis edilmesini zorunlu kılacak bir düzenlemedir; uygulamadan habersiz, gerçek hayattan kopuk, masabaşında hazırlanmış ve yeniden yasama organını meşgul edecek bir maddedir. Bu sakıncalar doğrultusunda tekrar bu maddenin değiştirilmesi gerektiğini, bu hâliyle geçmemesi gerektiğini buradan uyarıyorum, ikaz ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)