| Konu: | MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GRUBU ADINA GRUP BAŞKANVEKİLLERİ İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL VE MERSİN MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR?IN; TÜRK TARIM VE HAYVANCILIK SEKTÖRLERİNİ YANLIŞ UYGULANAN POLİTİKALAR İLE BİTİRME NOKTASINA GETİREREK ÇİFTÇİLERİ VE ÜRETİCİLERİ SIKINTIYA SOKTUĞU İDDİASIYLA GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER HAKKINDA GENSORU AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN ÖN GÖRÜŞMELERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 13.11.2012 |
MHP GRUBU ADINA ALİ HALAMAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarım üreticilerini sıkıntıya sokarak görevlerini yerine getirmeyen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı hakkında grubumuz adına vermiş olduğumuz gensoru önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına selamlıyorum.
Bugün burada tarımın son on yılını konuşacağız. Tarım, ülke için önemli olduğu kadar insanlık için de önemli sektör. Ülkemizin önemli bir kısmı tarımla uğraşmakta, büyük bir kısmı tarımda çalışmakta. Bu nedenle tarım sektörünü ekonomik anlamda sadece kâr ve zarar noktasında değerlendirmek doğru olmaz. Tarımın öneminin bütün insanlık için vazgeçilmez olduğunun farkında olan bütün gelişmiş ülkeler bugün tarım sektörlerini sosyal, ekonomik açıdan ayrı bir gözle değerlendirirler.
AKP İktidarının son on yıllık döneminde tarımın gayri millî hasılaya katkısı düşmüş, tarımsal ihracatımız tarımsal ithalatımızı karşılayamaz duruma gelmiştir; ekilen ve biçilen tarımsal araziler azalmış, topraklar terk edilmiş, tarımda kaçış hızlanmış, tarımda çalışanların sayısı düşmüş, köylerimiz boşalmış, çiftçimizin, köylümüzün geliri her geçen gün azalmış ve borç batağına sürüklenmiştir. Hükûmet tarım kesimini yokluğa, çaresizliğe mahkûm etmiştir. Tarım sektöründe binlerle ifade edilen kişiler işini kaybetmiş, tarımdan kopmuş ve kırsaldan şehre kaçış olmuş, ek olarak da devlet bütçesine yük getirmiştir. Tarımsal girdi fiyatları aşırı şekilde artmış olup çiftçilerimiz gübre alamaz, arazisini yeterince işleyemez duruma gelmişlerdir. Gübre, zirai ilaç, yem ve akaryakıtta aşırı fiyat artışlarının önlenmesi için hiçbir tedbir geliştirilmemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi üç yıllık iktidarı döneminde tarımda şunları yapmıştır, AKP Hükûmeti ise on yılda devamını getirememiştir:
1) Tarımda ciddi bir yeniden yapılandırma programı yürürlüğe konmuş.
2) Çiftçi Kayıt Sistemi Projesi ile çiftçilerimiz kayıt altına alınmış.
3) Doğrudan destek ödemelerine geçilmiş. Türk tarımında bir ilk olmasına rağmen başarılı bir uygulama ile çiftçilerimizin "tarla parası" diye adlandırdığı doğrudan gelir desteği ödemeleri küçük çiftçiye nefes aldırmıştı.
4) Pamuk, ayçiçeği, soya, kolza gibi yağlı tohumlu bitkiler ve zeytinyağı primleri, prim olarak hep desteklenmişti.
5) Türkiye'nin en önemli doğal potansiyeli ve Türkiye hayvancılığının olmazsa olmazı olan mera tespit çalışmaları, tahdit ve ıslah çalışmaları başlatılmış, başarılı uygulamalar hızlandırılmıştı.
6) Ülkemizin hayvan varlığı tür ve kayıt sistemi projesiyle kayıt altına alınmaya başlanmış, tüm büyükbaş hayvanlar küpelenmişti.
7) Hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmiş, devletin ürettiği aşıların kalitesi artırılmış -şap kampanyaları- şap hastalıkları ortadan kaldırılmıştı.
8) Hayvancılık etkin desteklenmiş, Soy Kütüğü Projesi uygulanmaya sokulmuş ve besiciliği ayrı desteklerle desteklenmişti.
9) Tarımsal ürün ithalatında, çiftçilerimizin lehine düzenleme yapılmış, çiftçilerimiz her zaman korunmuştur.
10) Tarım-sanayi iş birliği ve tarım-sanayi entegrasyonu için başarılı adımlar atılmış, Toprak Mahsulleri Ofisinin etkin müdahalesiyle hububatta piyasalar regüle edilmiş, çiftçinin ürünü para etmiş, piyasada buğday fiyatlarının Toprak Mahsulleri Ofisi fiyatlarının altına düşmemesi sağlanmıştı.
12) Alternatif ürün projesi, sorunlu tarım alanlarının tespit projesi, il ve bölgelerde optimum işletme büyüklüklerinin tespit projesi, hayvan ırkları geliştirme projesi, tarımda girdilerin dünya fiyatlarıyla uyumla hâle getirilmesi gibi önemli programlar ilk defa gündeme gelmiş, toplumla paylaşılmış, hazırlanmış ve büyük bir kısmı uygulamaya konulmuştu.
Kaçakçılıkla başarılı bir şekilde mücadele edilmiş, hayvan kaçakçılığı durdurulmuş ve tarımsal ürünlerin sınır ticareti kapsamından çıkartılması sağlanmıştı. Milliyetçi Hareket Partisi döneminde hayvan kaçaklığı ile başarılı mücadele edilmiş, bugünkü Hükûmet döneminde kaçakçılığın önü açılmış. Birkaç gün önce basında çıkan haberlerden? Gaziantep ili ve çevresinde Suriye'den kaçak olarak girdiği tespit edilen kamyonlar dolusu küçükbaş hayvan yakalanmış. Her gün Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay illerine Suriye sınırından binlerce koyun, kuzu kaçak olarak gelmekte, çok düşük fiyatlara satılarak hayvancılık piyasası bozulmaktadır.
Bir de Çukurova Bölgesi'nde bu ithal gelen hayvanlardan dolayı "üç gün hastalığı" dediğimiz hayvan hastalıkları memleketimizin hayvanlarını telef etmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunan bütün milletvekili arkadaşlarımdan bu hayvan kaçakçılığını önlemek için bir tarım komisyonunun kurulup bu hayvancılığın önlenmesi için bir çarenin bulunmasını arzu ederim.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak çiftçilerimizin sorunlarını hiçbir zaman aklımızdan ve gündemimizden çıkartmadık. Onların lehine olan her girişimin yanında ve arkasında olduk. Bundan sonra da milyonlarca tarım kesimi çalışanımıza yönelik desteğimiz artarak devam edecek, onların her sorunu asli görevimiz olacak.
Son on yılda borçlarını ödeyemez hâle gelen sektör mensupları, artık sadece ihtiyaçlarını karşılamak için banka kredi kuyruklarında bekleyen çiftçiler, tarlalarını ipotek ederek, tarla takımını satmaya çalışarak ekonomik hayatını tanzim etmeye çalışıyor. İcraların hızla arttığı, iflasların nefes aldırmadığı tarım kesimindeki problemler çığ gibi büyürken Hükûmet ve Bakan duyarsız kalıyor. Nüfusun yaklaşık üçte 1'ini oluşturan tarım kesimindeki insanlar tarım kredi ve bankalar tarafından teslim alınmış. Hayvan fiyatı İran ve Orta Doğu'dan belirleniyor, buğday fiyatı Arjantin'den belirleniyor, narenciye fiyatı Rusya, Ukrayna ve Irak'tan belirleniyor.
Son on yılda çiftçilerimizin zor duruma düşmesi? Şöyle ki: AKP iktidara geldiğinde 3 kilo buğday satan buğday üreticisi 1 litre mazot alıyordu, bugün 7 kilo buğday satan 1 litre mazot alıyor.
Narenciye bahçelerinin durumu iyi değil. Dün, narenciye bahçesi ekmek için, her yıl bahçe yapmak için çiftçi çok uğraşırdı ama bugün bahçenin girdi fiyatlarının, maliyetlerinin yüksek olması dolayısıyla narenciye bahçeleri dünkü cazibesini kaybetti.
Giresun'da fındık, Rize'de çay üreticileri taban fiyatı düşük buldukları için yolları kapattılar, topladıkları fındıkları yollara saçtılar.
Nevşehir'de elektrik, kredi borçlarını ödeyemeyen patates, soğan üreticileri yolu kapatıp isyan ettiler.
Mersin'de, Bolu'da, Antalya'da, emek verdiği ürünü maliyetine bile satamayan çiftçiler, yetiştirdikleri salatalık, domates, patlıcan ve biberi -düşük piyasadan dolayı- ürünlerini yollara dökerek Tarım Bakanına isyan ettiler; yazılı ve görsel basında -yine elimizde; onlardan alarak bu gensoruları verdik, bunların resimleri burada- sürekli yer aldı.
Tarım sektörü ülkemiz için hayati önemi olan bir sektör. Neden önemlidir? Çünkü halkımızın yaklaşık yarısı kırsal alanlarda yaşamakta, yarıdan çoğu doğrudan ve dolaylı olarak tarımdan geçinmektedir. İmalat sanayisi, enerji, ulaştırma ve hizmet sektörü için tarım hâlâ önemli bir pazardır. Sanayimizin yarıya yakın bir bölümü tarımdan girdi sağlamaktadır.
İç ticaretin en önemli unsuru tarımsal alışveriştir. İhracatımızın yüzde 10'u tarım ürünüdür. Tarım sektöründe yaşanan sorunlara rağmen sektör, halkımızın gıda ve giyim ihtiyacına yönelik olarak üretime devam etmektedir. Bu başlıklar, bir ülkede sosyal dengelerin korunmasında ve kalkınmanın sağlanmasında en temel konulardır.
AKP İktidarının on yıllık döneminde, seçimlerden önce çiftçiye vaatte bulunarak "IMF dayatmasına son vereceğiz, kotayı kaldıracağız, herkes toprağına dilediği ürünü ekecek." dendi ama iktidar oldunuz, şekerde, tütünde, pancarda kotayı kaldırmayı bırak yükselttiniz, haşhaşı yasak ettiniz. Köylünün ve çiftçinin temel tüzel kişiliğini ortadan kaldırdınız, yok ettiniz.
İhale aşamasında olan Adana İmamoğlu Yedigöze Barajı, tarımsal? Adanalıların otuz yıllık hayalini körelttiniz, Antepli Sanko'ya teslim ettiniz HES'ler için.
Devlet Su İşleri şubelerini kapatıp yerlerini sattınız. Tarımsal sulama birliklerini ticari birliklere dönüştürdünüz. Doğrudan gelir desteğini yok ettiniz. "Ürün bazında destek vereceğiz." dediniz. Sekiz-dokuz ayda Tarım il ve ilçe müdürlüklerinde dosya toplayan bürokratik kurum hâline getirdiniz. Ziraat Bankasını, tarım kredi kooperatiflerini ticari bankalara dönüştürdünüz. Devasa TİGEM'i kapattınız, kapatmak üzeresiniz, yerlerini İsraillilere mi satacaksınız? Yine, devasa gözüken, tarıma otuz sene, kırk sene emek veren, tarım işletmeleri gibi kabul edilen FİSKOBİRLİK'i kapattınız, küçülttünüz; TARİŞ'i küçülttünüz, ÇUKOBİRLİK'i küçülttünüz, ANTBİRLİK'leri yok ettiniz, dolayısıyla bürokratik kurum hâline getirdiniz. Daha önce var olan Samsun Azot Sanayisini sattınız, Elâzığ Gübre Fabrikasını kapattınız, İzmit'te İGSAŞ Gübre Fabrikasını kapattınız, Kütahya Gübre Fabrikasını küçülttünüz, TÜGSAŞ'ı yok ettiniz, ortadan kaldırdınız. Dolayısıyla gübreyi, ithalatçı üç beş tane tüccara, tefeciye teslim ettiniz. Bugün gübre bazen yok deniyor, bazen yüksek fiyatla satılıyor.
Toprak Mahsulleri Ofisini yarı yarıya kapattınız, yerlerini kiraya verdiniz, depoculuk veya yarısında kiracılık yapıyorsunuz.
Tarımla ilgili meteoroloji istasyonlarını birçok yerde kapattınız.
Köy Hizmetlerini yok ettiniz, çiftçiyi sele ve baskınlara teslim ettiniz.
Mısır kurutma tesislerini işletme dışı bıraktınız, zirai donatım kurumlarını yok ettiniz.
Adana'da, Samsun'da, Sinop'ta, Kastamonu'da, Çorum'da, Hatay'da, Kahramanmaraş'ta, Trakya'da yetişen çeltik ve pirinç alanlarını yok ettiniz, ithalatını tüccarlara teslim ettiniz. Bu üreticilere sahip çıkmadınız.
Şanlıurfa başta olmak üzere Adana, Hatay, Mersin ve birçok ilimizde 2011 yılı destekleme prim ödemelerini hâlâ yapmadınız, yapıyor gibi gözüktünüz.
Sayın milletvekillerim, tarımda üretim düşmüş, işsizlik artmıştır. Başta tarım olmak üzere tüm sektörlerde yerli işletmeler bankaların ve sigorta şirketlerinin eline geçmiş, onlar da tefeci küresel güçlere teslim etmiştir.
Ekonomik sorunların çözümü için mali kaynak sağlamak amacıyla satılacak yeni alanlar aramaktasınız.
Millî gelirden az pay alan, tarımdan geçimini sağlayan kırsal kesim insanıdır. Tarımın sorunları çözülmediği için şehrin varoşlarına geldiler. İş bulmak için iş kuyruklarına girdiler, akşam olduğunda yardım çadırlarına gidiyorlar.
Hayvancılık sektöründe, yurt dışından ithal edilen et ve hayvanın gelmesi, yem ve saman fiyatlarının artması sonucunda hayvancılık zora girmiştir. Yakın tarihimizde ilk defa sap, saman ithal edilmiştir. Avrupa Birliği istiyor diyerek mücavir alanda hayvan yetiştirmeyi yasakladınız, yerine organize tarım ve hayvancılık bölgeleri kurmadınız. Geçimini iki üç inekten sağlayan insanları ona buna muhtaç ettiniz. AKP "Hükûmet olacağız, işbaşına geleceğiz, çiftçinin sorunlarına çözüm bulacağız." diyerek iktidar oldu. On yıldır Hükûmet olarak tarımda, hayvancılıkta ne yaptınız? Bu memleketin can damarı olan çiftçiyi, köylüyü, besiciyi bitirdiniz. Çiftçimizin yüz sene, yüz elli senedir işlediği sulu, kuru tarım arazilerini "Hazine arazisi, buraları işgal ettiniz." diyerek elinden aldınız, satışa çıkarttınız. Yeni çıkardığınız kanunla köylüyü, çiftçiyi yok edip "Sizi şehirli yaptık." dediniz.
"Gözünüzü toprak doyursun." diyerek azarlanan Türk çiftçisinin artık dayanacak hâli kalmadığından, tarım ve hayvancılık sektörünü bitirme noktasına getiren Tarım Bakanı hakkında vermiş olduğumuz gensoruyu vicdanen desteklemenizi bekler, saygı, sevgilerimi sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Halaman.