GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:75
Tarih:21.03.2018

MEHMET TÜM (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün 21 Mart Nevruz Bayramı. Nevruz kardeşliğin, barışın, baharın ve dirilişin sembolüdür; aynı zamanda, mazlumun zalime karşı başkaldırışının da simgesidir. Ülkemizde barış ve demokrasiye vesile olması dileğiyle tüm yurttaşlarımızın, halkların Nevruz Bayramı kutlu olsun.

Değerli milletvekilleri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği dün bir rapor yayımladı. Raporda aynen şu ifadeler yer alıyor: "20 Temmuz 2016'da ilan edilen olağanüstü hâlin rutin şekilde uzatılması yüz binlerce kişiye karşı çok geniş kapsamlı, derin çaplı insan hakları ihlallerine yol açtı." Birleşmiş Milletler, Hükûmetimizin olağanüstü hâli kaldırması için çağrı yapıyor. Raporda, on sekiz aylık olağanüstü hâlde yaklaşık 160 bin kişinin tutuklandığı belirtiliyor. "Keyfî gözaltı, işkence ve kötü muamele yaygınlaştı." deniyor. İfade ve toplanma haklarının saldırı altında olduğu ve 152 bin devlet memurunun işten atıldığı belirtiliyor. Yine, raporda, öğretmenlerin, akademisyenlerin, yargıçların ve avukatların işinden edildiği, milletvekillerinin, gazetecilerin tutuklandığı, medya organlarının kapatıldığı, internet sitelerine erişimin engellendiği yazıyor. Ne yazık ki raporda yer alan tüm bilgilerin hepsi doğru; eksiği var, fazlası yoktur.

Değerli milletvekilleri, Birleşmiş Milletlerin bu raporu ülkemiz açısından bir utanç belgesidir. Birleşmiş Milletler tüm bu hak ihlallerini OHAL'e bağlıyor ama hepimiz çok iyi biliyoruz ki bunun adı faşizmdir. OHAL adı altında uygulanan faşizm ülkemizi tüm dünyaya rezil etmektedir.

Dışişleri Bakanlığının bu rapor sonrası Birleşmiş Milletlere yaptığı açıklama da yine aynı rezilliği sürdürmektedir. Bakanlık, Birleşmiş Milletlerin raporu için "Terör örgütlerinin propagandalarıyla bire bir örtüşen asılsız iddiaları içermektedir." diyor. Dışişleri Bakanlığı sözüm ona Birleşmiş Milletleri FETÖ'cülükle itham ediyor. Kim iktidarınızı eleştirse hemen "FETÖ'cü" diyorsunuz. Sözcü için "FETÖ'cü" dediniz, tutmadı; Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu için "FETÖ'cü" dediniz, tutmadı. Açlık grevinde Nuriye ve Semih için "terörist" dediniz, tutmadı.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, konuya gelsin.

MEHMET TÜM (Devamla) - İnsan hakları savunucularına "FETÖ'cü" dediniz, tutmadı. Hatta havuz medyanızda Obama için bile "FETÖ'cü" dediniz, bizi rezil ettiniz, o da tutmadı. Şimdi, çıkmış, Birleşmiş Milletler için aynı şeyleri söylüyorsunuz. Tüm dünya size önce acıyarak, üzüntüyle bakıyordu; bugün, tüm dünya iktidarınızla dalga geçiyor. Bu saçmalıkların acısını da ne yazık ki halkımız çekiyor.

Değerli milletvekilleri, dünyada neredeyse hiçbir gelişmiş devlet Türkiye'nin itibarını tanımıyor. Bir süredir "Dünya bizi çekemiyor, Avrupa bizi kıskanıyor." diyorsunuz. Türk lirası mart ayında dünyada en çok değer kaybeden para birimi oldu. 1 dolar 4 lira, euro 5 liraya ulaştı. Tüm dünyada petrol fiyatı düştü ama dün benzine zam yaptınız. Genç işsizlik yüzde 20'leri geçti. Yoksulluk sınırı 5 bin liranın çok üzerinde. Bugün Mecliste vergi kanunlarını görüşüyoruz. Vergi zamları rekor kırıyor. Halk ağır vergiler altında eziliyor. Şimdi, sizlere soruyorum: Tablo böyleyken dünya sizin neyinizi kıskanacak, söyler misiniz. Asıl, kıskanılacak değil acınacak durumdasınız.

Değerli milletvekilleri, 2002 seçimlerinde "Olağanüstü hâli kaldıracağız." vaadiyle iktidar oldunuz; bugün, OHAL'i kullanarak iktidarda kalmayı hedefliyorsunuz. OHAL, demokrasinin rafa kaldırılmasıdır. Olağanüstü hâl, insan haklarının, özgürlüklerin yok sayılmasıdır. Olağanüstü hâl, ülke itibarımızı ayaklar altına almaktır. Olağanüstü hâl, millî iradeye saygısızlıktır. Bu tabloyu er ya da geç düzeltmek zorundasınız. Olağanüstü hâl gölgesinde yapılacak bir seçimin, bir kanunun, bir düzenlemenin hiçbir meşruiyeti yoktur. Gelin, kendinize güveniyorsanız eşit ve adil koşullarda siyaset yapmanın önünü açın. Olağanüstü hâli geri dönüşsüz bir şekilde kaldıralım, ülkemizde barış ve demokrasinin önünü hep birlikte açalım diyorum.

Sayın Başkan, bugün Âşık Veysel'in ölüm yıl dönümü, birkaç dörtlük izin verirseniz okuyayım Âşık Veysel'den.

BAŞKAN - Önergelerde uzatmıyoruz ama...

MEHMET TÜM (Devamla) - Hemen...

BAŞKAN - Bitirin hemen.

MEHMET TÜM (Devamla) - Değerli arkadaşlar, tüm insanlığa doğayı, insanlığı, barışı ve sevgiyi anlatan Anadolu'nun sesi Değerli Ozanımız Âşık Veysel'in 45'inci ölüm yıl dönümünde kendisini saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET TÜM (Devamla) - Âşık Veysel diyor ki:

"Beni hor görme kardeşim,

Sen altınsın ben tunç muyum?

Aynı vardan var olmuşuz,

Sen gümüşsün ben sac mıyım?

Ne var ise sende bende,

Aynı varlık her bedende.

Yarın mezara girende,

Sen toksun da ben aç mıyım?

Kimi molla kimi derviş,

Allah bize neler vermiş.

Kimi arı çiçek dermiş,

Sen balsın da ben çeç miyim?

Topraktandır cümle beden,

Nefsini öldür ölmeden.

Böyle emretmiş Yaradan,

Sen kalemsin ben uç muyum?

Tabiata Veysel âşık,

Topraktan olduk, kardaşık.

Aynı yolcuyuz yoldaşık,

Sen yolcusun ben baş mıyım?"

Teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)