GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:75
Tarih:21.03.2018

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben 72'nci madde üzerinde değil de maden şehidi yakınlarının sabırsızlıkla beklediği 73'üncü madde üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yer altı taş kömürü madenciliği dünyanın en ağır, en tehlikeli ve en riskli iş koludur. Bu sebeple de en fazla iş kazasının, toplu ölümlerin ve büyük trajedilerin yaşandığı bir iş koludur. Taş kömürü üretimiyle Zonguldak yıllarca ülke ağır sanayisini sırtında taşırken Zonguldak halkı da ağır bedeller ödemiştir. Zonguldak'ta bugüne kadar birçok büyük maden kazası ve büyük trajediler yaşanmıştır. Tabii bu maden kazaları meydana geldikten sonra aileler bir sosyal travmayla da karşı karşıya kalmışlar ve çok büyük mağduriyetler de yaşanmıştır.

Değerli milletvekilleri, Soma kazasından sonra yaşamını yitirenlerin yakınlarına önemli haklar verilmişti, bu haklardan biri de kazada yaşamını yitirenlerin eş, çocuk veya kardeşlerinden birisine kamuda istihdam olanağı hakkı verilmesidir. Biz elbette ki son derece insani ve son derece vicdani olan bu hakkın verilmesinin çok doğru bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. Aslında özü itibarıyla bugün getirilmek istenen 73'üncü maddedeki düzenleme de doğru bir düzenlemedir. Biz bunun da karşısında değiliz. Elbette bir sosyal yara hâline gelmiş olan maden kazaları sonrası ailelerin yaşamış olduğu mağduriyetlerin ve travmaların bu şekilde giderilmesi gerekir. Ancak bu düzenleme her ne kadar yerinde olsa da eksik bir düzenlemedir.

Değerli milletvekilleri, bundan iki ay önce Sayın Başbakan Binali Yıldırım Zonguldak'a geldi ve bir müjde verdi. Ne dedi Sayın Başbakan Zonguldak'ta? Dedi ki: "Soma'daki madencileri şehit olarak düzenledik, yakınlarına bazı haklar verdik. Bu haklardan Zonguldak yararlanamamıştı, şimdi bunu düzeltiyoruz. Zonguldak kömür işletmesinde vefat eden kardeşlerimize de şehitlik mertebesini veriyoruz, onların birer yakınını da kamuda işe alıyoruz." Başbakanın konuşmasında bir süre sınırlandırması var mı değerli arkadaşlarım? Yok. Orta düzeyde akli melekeye sahip bir vatandaşın anlayacağı şekilde baktığımızda da süre sınırlandırması var mı? Yok, çok açık ve net. Peki, Plan ve Bütçe Komisyonunda getirdiğiniz düzenlemede süre sınırlandırması var mı? Maalesef var. Tasarıda, 10 Haziran 2003'ten önce yaşanan kazalarda yaşamını yitirenlerin yakınları bu haklardan yararlanamıyor.

Geçmişten bir iki örnek vermek istiyorum değerli arkadaşlarım: Türk maden tarihinin en trajik olaylarının yaşandığı 1983 yılında Armutçuk'ta 103 madencimiz, 1990'da Yeni Çeltek'te 68, 1992 yılında Kozlu'da 263, 1995'te de Sorgun'da 37 madencimiz yaşamını yitirdi. İşte bu trajik kazalarda yaşamını yitirenlerin aileleri bu haklardan yararlanamıyor, yaklaşık 800 aile mağdur durumda olacak. Dolayısıyla süre sınırlandırması olması yani 2003 yılından daha geriye götürülmemesiyle birlikte, bir mağduriyet giderilmeye çalışılırken yeni mağduriyetler ortaya çıkıyor. Anayasa'nın 10'uncu maddesinde belirtilen eşitlik ilkesinin de açıkça ihlal edildiği ortadadır. Oysa burada mağduriyet giderilecekse bir süre sınırlandırması olmaması gerekir. Madem bizim devletimiz büyük bir devlettir diyoruz, madem bütün mağdurların yaralarını sarabilecek güçte olan bir devlettir diyoruz, o hâlde bu madde süre sınırlandırması olmaksızın düzenlenmelidir.

Değerli milletvekilleri, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Komisyonda bir önerge verdik, dedik ki: "Bu haklardan süre sınırlandırması olmaksızın tüm maden şehitlerinin yakınları yararlansın." Bunun üzerine Komisyona ara verildi ve sonrasında Komisyon Başkanımız Sayın Süreyya Sadi Bilgiç, konunun muhataplarıyla görüşüldüğünü ve süre sınırlandırılmasını da kastederek durumun Genel Kurulda düzeltileceğini söyledi.

Değerli milletvekilleri, şimdi, bugün, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz Sayın Başbakan Binali Yıldırım'dan bu sözünü tutmasını bekliyoruz ve sadece biz değil, 800 madencinin eşleri, çocukları, kardeşleri yani dullar, yani yetimler de aynı sözün tutulmasını bekliyor ve tüm Zonguldak bu sözlerin tutulmasını bekliyor.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir." Bu mağdurlara, bu yetimlere, bu kimsesizlere ayrım yapılmaksızın sahip çıkalım, önergeyi kabul edelim.

Saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.