| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 21.03.2018 |
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 533 sıra sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde görüşme yapıyoruz. Bu tasarının 76'ncı maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Bu düzenlemeyle 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (ö) bendi kaldırılıyor. Ayrıca, aynı kanunun 17'nci maddesinin (9)'uncu fıkrası da yürürlükten kaldırılmış oluyor. Tabii, bu fıkranın kaldırılmış olması aslında önemli ancak bunu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na aktardığı için kaldırıyor. Dolayısıyla, bir yandan doğru iş yapılırken bir yandan da 213 sayılı Vergi Usul Yasası'na bu maddenin aktarılması suretiyle yanlış yapılmaya maalesef devam ediliyor.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıda bazı yenilikler, bazı değişiklikler var ancak bu değişikliklerin, bu yeniliklerin ekonomimize çok büyük katkı yapacağını hiç zannetmiyorum. Özellikle tıkanmış olan işçimizden çiftçimize, köylümüzden esnafımıza, sanayicimizden ihracatçımıza kadar her alandaki piyasanın zorlandığı, herkesin işini döndürmede, kirasını ödemekte, borcunu ödemekte zorlandığı bir dönemi görüyoruz.
Şöyle bir tabloya bakacak olursak: Devletin borcu sizin göreve geldiğiniz 2002 yılında 242 milyar Türk lirası iken bugün 876 milyar Türk lirasına çıkmış. İç borç stoku 2002'de 149,9 milyar Türk lirası iken bugün aralık ayı itibarıyla 535 milyar Türk lirasına çıkmış.
Faize gerçekten karşı olduğunuzu söylüyorsunuz ama faize şimdiye kadar 708 milyar Türk lirası ödendiğini bilmenizi istiyorum. Yani böyle bir ekonomik düzen içinde, böyle bir sistem içinde faizcilere, faiz lobisine karşı değil, onlarla birlikte hareket ettiğiniz de ortaya çıkmış oluyor.
Şimdi, yine devam ediyoruz: Kişi başına düşen kamu borcu 2002'de 3.677 Türk lirası iken Aralık 2017 itibarıyla 10.981 Türk lirasına çıkmış. Özel sektörün dış borcu 2002'de 43 milyar dolar iken Aralık 2017'de 307 milyar dolar civarına çıkmış gözüküyor.
Yine, hazinenin garanti ettiği işlemlere bir baktığımızda -2010 yılında 10 milyar 872 milyon dolar olan hazine garantisi- sizin yaptığınız "yap-işlet-kâr et" modeliyle Avrasya Tüneli'ne 2017'de 960 milyon dolar, yine Kuzey Marmara Otoyolu'na 2 milyar 738 milyon dolar, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu'na 4 milyar 956 milyon dolar, Kuzey Marmara Otoyolu-Odayeri'ne 1 milyar 40 milyon dolar, Kuzey Marmara Otoyolu-Kurtköy-Akyazı'na 1 milyar 634 milyon dolar hazine garantisi verdiğinizi görüyoruz. Peki, bunları nereden, ne şekilde bulacaksınız, gelecekte bunları nasıl ödeyeceksiniz, bunlar da belli değil.
Son zamanlarda biz eleştiriyoruz, diyoruz ki: Ekonomi iyi gitmiyor. Moody'sin bir açıklaması var, bu açıklamaya göre derecelendirme yani kredi notumuzun düştüğünü söylüyoruz; Maliye Bakanımız "Böyle bir şey kesin yok." diye itiraz ediyor, inkâr ediyor.
Şimdi, bakın, 17 bankanın derecelendirmesi yapılıyor; 14 bankanın kredi notu gerçekten düşürülüyor, 3 bankayla ilgili bir şey yapılmıyor, hatta bunun içinde Şekerbank da var. Dolayısıyla bu kredi derecelendirme kuruluşunun değerlendirmesine itibar etmek, ona göre tedbirlerinizi almak, ekonomiye ona göre yeniden çekidüzen vermeniz gerektiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAZIM ARSLAN (Devamla) - Sayın Başkanım, bir dakika daha rica ediyorum, rakamlar açıklıyoruz çünkü.
BAŞKAN - Onları başta açıklasanız siz de zorda kalmazsınız, biz de zorda kalmayız.
KAZIM ARSLAN (Devamla) - Bitiyorum, bitiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, bitirin lütfen.
KAZIM ARSLAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, şimdi, Maliye Bakanı bu kredi derecelendirme kuruluşunun çalışmasını gerçekten ciddiye almalı yani düşürülen notumuzu, Ba1'den Ba2'ye düşürmesini ciddiye almalı. Ekonomideki çarkların dönmediği, sıkıntıların arttığı ve artan bu sıkıntılar çerçevesinde de vatandaşın zorlandığı ve gününü zor kurtarmaya çalıştığı bir dönemi yaşıyoruz. Borcun içine batmış bir çiftçimiz var, işçimiz var, köylümüz var; bunların dertlerine çare bulmamız gerekiyor. Onlara destek vermemiz gerekiyor; onların yaşaması için, onların çalışması için, esnafın kazanması için, dükkânını çalıştırabilmesi için bu desteklere gerçekten ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum.
Sözlerimi bu şekilde bitiriyorum, hepinizi sevgiyle saygıyla tekrar selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.