GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:75
Tarih:21.03.2018

CHP GRUBU ADINA KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 533 sıra sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'nın dördüncü bölümü üzerinde partim adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, yine bir torba yasayla toplandı yüce Meclis. Değişmeyen torba yasa geleneği 95 maddelik bir yasayla önümüze getirildi. Niyet, bu ülkede kalkınmışlığa katkı sunmak; niyet, bu ülkede insanların yoksulluğunu bitirmek; niyet, bu ülkede bölgeler arası gelir dağılımını aza indirmek; niyet, bu ülkede okulunu bitirmiş, eğitim ve öğretime, öğretmenliğe hazır hâle gelen 400 binin üzerindeki öğretmenin iş beklediği ortamı iyileştirmek; niyet, bu ülkede internet üzerinden özgürce düşüncelerini ifade edebilme, yayın yapabilme ve araştırıp birtakım bilgileri toplayabilme hakkını iyileştirme niyetiyle yola çıkan bir torba yasa... Niyet, bu ülkede ihalesi yapılmış, hepinizin bildiği gibi Mersin Akkuyu'daki nükleer santralde yeniden yüklenici firmaya teşvik vererek başka bir bakış açısını ortaya getirmek. Yine, baktığımızda bu ülkede birçok olumsuzlukların yeteri kadar uzman alt komisyonlarca görüşülmeden alelacele torba yasa geleneğiyle sonuca gidiyormuş gibi sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçları elde edeceğimizden artık bıkıp usanmadan bu torba yasalarla yola gidiyoruz.

Her ne kadar Erzurumlu zorda olsa, İbrahim Bey hep "Erzurum'da iyi şeyler gidiyor." dese de ben gittim, gezdim, gördüm. Hani, Sezar'ın "Veni, vidi, vici." "Geldim, gördüm, yendim." dediği gibi ben de gördüm.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Erzurum'a tren bile gitmiyor.

KADİM DURMAZ (Devamla) - Ama ülkemizin birçok coğrafyasında işler iyi gitmiyor. Hani, denge deniyor ya, denge de yok. Nüfusa bakıyoruz, bir avuç, elin parmağını geçmeyecek illere insanları depo etmişiz, yoksulluklar artmış, bu illerde suç çeşitliliği artmış, uyuşturucu yaşı 10 yaşına kadar düşmüş...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne diyorsun ya?

KADİM DURMAZ (Devamla) - ...çaresiz muhtaç insan sayısı istatistiklerin üzerinde işlemiş ama biz hâlâ denediğimiz eski alışkanlıklarımızla doğru sonuç elde edeceğimizi zannediyoruz; etme şansımız yok arkadaşlar. Temel yolu, dünyada demokrasisi birinci sınıf, insan temel hak ve özgürlüklerini yeteri kadar kullanabilen ülkelerde yapılmış, denenmiş ve sonuç elde edilmiş şeyleri yapmaktan geçer. Bunun temel nedeni, çoğunluğun azınlığa tahakkümü değil, çoğunluğun azınlığın haklarını koruyarak, onları önemseyerek, onları dinleyerek, sivil toplum örgütlerine aba altından sopa göstererek değil, gerçekten meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini, bu toplumun bileşenlerini doğru okuyup doğru değerlendirerek bunlardan aldığımız görüş ve fikirlerle doğru bir yol haritası oluşturabiliriz.

Hepimizin aynı gemide yolculuk yaptığını biliyoruz ve bunun da aksini kimse iddia edemez. Biz burada bulunan her siyasi parti, bunun dışındaki bütün sivil toplum örgütleri, meslek odaları, üretici birlikleri, sulama birlikleri ve bu toplumdaki herkes bu ülkenin onurlu bir yurttaşı ve bu ülkeye de katkı sunmak istiyor. Ama eksik olan nedir? Eksik olan, her şeyi sandığa bağlayan, girdiği seçimleri kazandığını ifade ederek bildiği yanlışları bu ülkede yapmaya devam eden iktidarın yaptığı yanlışlardır ve birçok arkadaşımız bunu biliyor. Birçok yasayı alelacele, ilgili ihtisas komisyonlarında yeteri kadar tartışmadan, ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşünü almadan en kolaydan Meclise indirmenin yolu işte bu artık hepimizin kapasitesinin üzerinde olan torba yasalarla çözüm aramaktan geçiyor.

Arkadaşlar, sivil toplumu da, sizler gibi düşünmeyenleri de biraz önemsersek biz bu ülkeyi hak ettiği noktaya getirir, içeride insanların yeniden birbiriyle barışık yaşadığı, birbirini seven, kucaklayan, hiç kimsenin ötekileşmediği "Bu ülkenin onurlu birer yurttaşıyım." diye göğsünü gere gere bağırdığı ve bu ülkedeki insanların mutlu, ülkemizin de dünyada saygın bir ülke olmasını sağlayabiliriz.

Bakın, yatırım ortamını iyileştirme adına, bu ülkede yaşayan yatırımcıya devletimiz birtakım kapılar açıyor. Açıyor ama arkadaşlar, bu devlette üreten sanayici... Bir ürün iyi ilişkilerle pazarlanıp satılabiliyor. Şu anda dünyada birçok ülkeyle olan diplomatik ilişkilerimizi, bire bir ilişkilerimizi, tarihten gelen kadim ilişkilerimizi bozduk, yerle yeksan ettik. Bizden beklenen, Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği gibi yurtta ve dünyada barışı sağlayıp, etrafımızdaki ülkelerle ürettiklerimizi satıp... Bu ülkedeki sanayiciyi, iş adamını, fabrikatörü, KOBİ'leri, el sanatlarıyla kendine büyük hedefler koyan herkesi düşünerek bu yatırım ortamını iyileştirmenin yolu buradan geçiyor. Ama bakıyoruz, devlet bir şeyi planlarken birbirinden habersiz ama çıkıp son sözü biri söylüyor, ertesi gün önümüze geliyor, torba yasada yasalaşıyor ve mesafe de alamıyoruz arkadaşlar.

Bütçemiz senenin başında yüzde 35'le başlıyor. Değerli Maliye Bakanımız bununla övünüyor "Bu az bir açık, bizi mali disiplinden çok fazla koparmaz." diyor. Arkadaşlar, her şey bildiğinizden kötü gelişiyor ve kopuyor. Soruyorum, hepinizin yakınları var, esnaf tanıdıklarınız var: On altı yıldır tek başına bir iktidarla yönetilen, aklından geçirdiği her şeyi yüce Parlamentoyu alet de ederek yasalaştıran bir iktidarla yüzü gülen var mı? Yok. "İşiniz nasıl?" dediğimizde esnafın dediği şu: "Birkaç yıl öncesine kadar kenarda köşede biriktirdiklerimizle yolumuza devam ediyorduk ama artık kenarda köşede bir şey de kalmadı, bankalardaki borç limiti de boyumuzun üzerinde." diyor ve her geçen gün kara listeye eklenen insan sayısı artıyor.

Yine bugün Tokat'tan birkaç tane tanıdığım "Yeni bir yan yol açılabilir mi?" dedi. Ben de bizim Komisyon Başkanımızın ve Maliye Bakanımızın telefonlarını verdim. Türkiye güllük gülistanlık... Hani, şöyle eskiden bir beş dakika diye televizyonlarda programlar vardı, çocuklar uyumadan önce bir tatlı babaanne, anne çıkıyor masal anlatıyordu. Dedim: Bu masalları artık Sayın Bakanımızdan dinleyelim.

Arkadaşlar, iyi yönetilmiyoruz. İnsan temel hak ve özgürlükleri demokrasinin önünü açacağı yerde hızla daraltılıyor ve bu torbanın içerisinde bunların birçoğundan örnekler var. İnternet ortamında yayın yapan birtakım yayın kuruluşlarını, böyle Demokles'in kılıcı gibi, bunları cezayla, kapatmayla -yargının da bir bölümünü- caydıramıyorsa -aldığı reklamlardan vergi almıyoruz çünkü- yayınını sürdürebiliyorsa yargı yoluyla kapatıp onun önü tıkanmak isteniyor. Arkadaşlar, bu ülkede, dünyada ne olup bitiyorsa siz yurttaşlarınıza bunu özgürce paylaşmanın, duyurmanın kanallarını açamazsanız bu ülkede demokrasi gelişmez ve bu ülkede yatırım ortamı da iyileşmez. Bunun tamamı, iyi ilişkiler, diplomasinin hayata geçirilmesi ve bu ülkenin kurucu değerleriyle birlikte beslenen o katmanların üzerinden gitmekle olur. Niyetiniz, amacınız, bu ülkeyi bir yere taşımaksa bu kıymetli önerilerimizi mutlak ama mutlak dikkate alınız.

"Teşvik çıkarıyorum, veriyorum." diyorsunuz. Arkadaşlar, KOBİ'lere destekler veriliyor, başvuran insan sayısı oldukça yüksek, açıklanan rakamı alamıyor insanlar, çok az, cüzi bir rakam bile olsa alamıyor. Sebep? Hepsinin durumu iyi değil, bankalardan sicili bozulmuş. Alabilenler hakkında da çok hoş olmayan birtakım iddialar da oluyor, bunlara inanmak istemiyoruz. İşte, bunun yolu, haber kanallarının özgürce açılması, şeffaf bir devletin olması. Her geçen gün tek başına bir iktidarla güven verecek bir Türkiye Cumhuriyeti olacakken yasaklarıyla, birilerine tanınan ayrıcalıklarla ve bu ülkenin Anayasası'nın bir başkası, alt mahkemeler tarafından yok sayıldığı bir ülkede yaşamaya devam ediyoruz. Bu, gerçekten bizi incitiyor ama bunun bizden çok, yöneten yani AK PARTİ iktidarının vicdanını yaralayıp incitmesi lazım diyorum. Bu uyarıların dikkate alınması bu ülkenin hayrına olacaktır diyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.