| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 21.03.2018 |
SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 533 sayılı Yasa'nın 82'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Türkiye'de son günlerde toplumun her kesimi, aşırı derecede sosyal gerginlik ve toplumsal sorunların çözümünde yorgunluk emareleri göstermeye başlamıştır. Ekonomiden siyasete, hayatın her alanında ve her kesim üzerinde bunun doğurduğu ağır baskı hissedilmektedir. Yurttaşlar güzel şeylerin ne zaman olacağını sormakta, geleceği konusunda endişeler duymaktadır.
Türkiye'de neler oluyor? Cumhurbaşkanı her gittiği ilde sözde toplu açılış töreniyle sayısız yatırımın temelini atıyor ancak işsizlik ne hikmetse azalmıyor, çoğalıyor. İş kazalarında her gün ortalama 3 işçi hayatını kaybediyor, hiçbir tedbir alınmıyor. Türkiye İstatistik Kurumu, TÜİK, işsizlik ve yoksulluğu düşük göstermek için elinden geleni yapıyor, "Yoksulluk azaldı." denilirken 25 milyon kişiye devletten yardım yapılıyor. Bütçe açıkları arttıkça artıyor, vergi ödeyen vatandaş "Ödediğim vergiler nereye gidiyor?" diye soruyor. Hemen her gün birkaç kadın ya tecavüze uğruyor ya öldürülüyor, katillerine iyi hâlden indirimler yapılıyor. Uyuşturucu kullanımı ilkokullara kadar indi. Toplumsal cinnet kritik eşikte, patlamaya hazır bekliyor. Anneler çocuklarını, babalar eşlerini öldürüyor. Burada sayılanlara yeni ilavelerle de yapmak mümkün.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetlerinin iş başında olduğu son on altı yılda 125 büyük tesis özelleştirildi. Seksen yılda elde edilen cumhuriyet eserlerini on beş yılda satıp açıklar kapatılmaya çalışıldı ama buna rağmen Türkiye'nin iki yakası bir araya gelmedi. Üretim ekonomisi yerine tüketimi körükleyen politikalar sonucu yapılan yollar, açılan köprüler, şehirlere dikilen devasa plazalar ülkemizdeki 15 milyon asgari ücretlinin, 15 milyon emeklinin açlık sınırının altında yaşamasına çözüm getirmedi. Ekonomide bu kötü gidişatı gören Hükûmet, yeni kaynaklar arayışına girdi, vatandaşın ödediği vergilerle yapılan dev kurumlar, sanayi tesisleri, limanlar, kamu binaları ve arsaları arka arkaya satışa çıkarıldı.
Özelleştirmeler yoluyla Türkiye'nin en büyük kamu kuruluşları satıldı, stratejik öneme sahip çok sayıda kuruluş da bundan kurtulamadı. Son on beş yılda yabancı şirketler finanstan enerjiye, sağlıktan eğitime, perakendeden gıdaya kadar birçok sektörde ağırlığını artırdı. Bankacılık sektörünün yüzde 50'si, sigortacılık sektörünün yüzde 70'i yabancı şirketlerin kontrolüne geçti. Şimdi gözü şeker fabrikalarına dikmişler, onları da satmak istiyorlar. Bu maddeyle de Türkiye Cumhuriyeti Karayollarının mallarını satacaklar. Cumhuriyetin seksen küsur yıllık birikimleri elden çıkarıldı. Bu elden çıkarmalar daha üretken alanlara yatırılmak yerine cari açığın finansmanında kullanıldı yani gelecek satıldı.
Değerli milletvekilleri, altyapı yatırımları dış borçlarla yapılıyor; oto yollar, duble yollar, yüksek hızlı tren yolları, tüneller, barajlar ve hidroelektrik santralleri.
AKP döneminde tarımda da ilginç gelişmeler oldu, Türkiye, görmediklerini gördü. İthal etmediği tarım ürünü kalmadı; samanı bile ithal ettik, dünyanın dört bir yanından hayvan ithal ettik, et ithal ettik.
AKP döneminde sadaka kültürü egemen oldu. Devlet eliyle ihtiyaç giderme yoluyla kitleler iktidara bağlandı. Buna bir de medyanın propaganda ve beyin yıkama faaliyetleri eklenince işlem tamam oldu. "Türkiye iyi yönetiliyor." diyenlerin bir kez daha burada ifade edilen konuları dikkatle gözden geçirmelerinde yarar görüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.