GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın 535 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:78
Tarih:28.03.2018

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sayın konuşmacı gibi uzun yıllar vekillik yapmış bir vekilin kürsüden giderkenki tavrını şık bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Bu kürsü milletin kürsüsü, buraya gelirken de giderken de burada nezaketli, sağduyulu bir yaklaşımı olur diye düşünüyorum; hiç yakışmadığını, seçmenlerinin de yakıştırmayacağını düşünüyorum.

Sayın Başkan, Cumhurbaşkanımıza, CHP Genel Başkanının hiçbir partinin genel başkanına yakışmayacak şekilde, bir sokak ağzıyla, bir had aşmayla yaptığı ithamın cevabını daha o gün partimizin sözcüsü "Mitomani hastalığıyla karşı karşıya kalmış, dolayısıyla bu iş, siyasetin değil, tıbbın bir konusu hâline gelmiştir." diye ifade ettiler zaten.

Bakınız, çok şey söylenebilir ama şunu söyleyeyim: FETÖ'yle ilgili mücadelede Türkiye'nin en büyük şansı, bu süreçte Tayyip Erdoğan gibi kararlı, milletini seven, FETÖ'nün ne halt ettiğini bilen bir liderin bu mücadelede en önde olmasıdır. Eğer bugün Cumhurbaşkanımızın kararlılığı olmasaydı, sizin 17 Aralıktan sonraki tavrınız, tarzınız yani bankalarında kuyruklarda, sıralarda beklemek, gazetelerinde kuyrukta beklemek tarzı devam etseydi, bugün hâlâ bu ülkede FETÖ, 1 numaralı tehdit olacaktı ama hamdolsun ki biz, 17 Aralıktan sonraki süreçte bunların ne yaptığını gördükten sonra çok büyük bir mücadeleye girdik, bunu tüm dünya gördü. Hatta bazen mücadelemizde ileriye gittiğimizi söylediniz, "Bu kadar yapmayın." dediniz. Ama bir daha söylüyorum: FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmasını açarsanız altında kalırsınız. Bizlerin bunların ne olduğunu gördükten sonraki tavrımız bir tarafta, sizin özellikle bunların örgüt olduğu ortaya çıktıktan sonra, ihanetinden sonra bankalarındaki kuyruğundaki sıralarınız, gazetelerindeki sıralarınız ve hâlâ devam eden ilişkileriniz, bunun en büyük problemi oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Devamla) - Sayın Başkan, müsaade eder misiniz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız değerli arkadaşlar, konumuz KDV ama Sayın Özcan, her zamanki gibi geldi, kendi gündemini okudu ve gitti. Bu, doğru bir yaklaşım değil, bu, Meclise haksızlık; bu, siyasetin Türkiye gündemindeki saygın konumuna halel getiren bir yaklaşım. Gelin, konuyu konuşalım, KDV'yi konuşalım, esnafın beklentisini, işçinin beklentisini konuşalım. Ama ezberletilmiş üç beş cümleyle gel, dolaş aynı konuları ifade et; bu, doğru bir yaklaşım değil, bunun hiç kimseye de faydası yok.

Kaldı ki -az sonra Sayın Altay muhtemelen söz alacak konuşmamızdan dolayı- ben de diyorum ki: Siyasi ayakla ilgili tartışma yapacaksanız ne olur bir aynaya bakın, ne olur, bir aynaya bakın. Vekil adayı yapıldı mı? Yapıldı, FETÖ'cüler. Danışman yapıldı mı, ceza alanlar? Yapıldı. Biz her seçimde bunları kovarak gardımızı alıp tedbir alarak büyük mesafe kaydettik ama CHP'nin şimdiye kadar böyle bir tavrını görmedik; aksine bunların örgüt olmaktan sonraki ilişkilerini tüm dünya bilir hâle geldi. Tekrar bu konuda aynaya bakmaya, sağlam duruşa davet ediyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)