GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:03.04.2018

HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği araştırma önergesiyle ilgili grup önerisi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, "AKP'nin on altı yıllık iktidarının en başarısız alanı ne?" diye sorulduğunda akla ilk gelen eğitim sistemidir. Eğitim sistemiyle hızlı bir şekilde her gün oynandığını ve sadece sınava dayalı bir millî eğitim politikasının sürekli dayatıldığını görüyoruz. AKP'nin eğitimdeki temel kıstası şudur: Piyasalaştırmak ve kadrolaşmak.

Piyasalaşmak: AKP okulların birer ticarethaneye çevrilmesini istiyor. Daha dün Cumhurbaşkanının, mahallelerdeki okulların altına otoparkların yapılması yoluyla okullara gelir sağlanması... Şaka yapacağım, önereceğim ama ciddiye alırlar diye korkuyorum, "Olmazsa üstüne de AVM yapın." diyeceğim.

Değerli arkadaşlar, AKP öğretmen alımı ve öğretmen noktasında da ciddi bir sorun yaşıyor. Öğretmenlerin istihdamı noktasında, bugün çok ciddi sayıda öğretmen atanmayı bekliyorken AKP sürekli, güvencesiz ve esnek çalıştırmayı dayatıyor. Üç farklı öğretmen kadrosu var: Kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen ve ücretli öğretmen. Şimdi, AKP bir de eğitim mesleğini, öğretmenlik mesleğini değersizleştirerek tamamen teknik bir meslek gibi görmeye çalışıyor ve şimdi de öğretmenlerin üzerinde bir Demokles'in kılıcı gibi onlara performans sistemini dayatmaya çalışıyor. Nedir performans? Kim değerlendirecek? Öğrenciler değerlendirecekmiş, müdür değerlendirecekmiş, zümre öğretmenleri değerlendirecekmiş.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bir defa, yaşadığımız koşullarda öncelikle şu soruların mutlaka doğru cevaplanması lazım: Öğrenciler öğretmeni nasıl değerlendirecek? Öğrenciler ve veliler öğretmen ve yöneticilerin performans değerlendirmesini hangi objektif ve bilimsel kriterler üzerinden yapacaktır, bunun cevaplanması gerekir. Öğretmenin öğrenci tarafından bir tür sınava tabi tutulması, notla değerlendirmesi eğitim sürecinde öğretmen-öğrenci ilişkisini nereye taşıyacaktır? Böyle bir uygulamayla, öğretmenin, üzerindeki bu Demokles'in kılıcı baskıyla mesleği gerçek anlamda etik ilkeler üzerinden yürütebilmesi mümkün müdür? Eğitim emekçilerinin üzerindeki baskı, sürgün devam ederken, eğitimde yaşanan siyasal kadrolaşma uygulamaları bütün hızıyla sürerken yapılacak değerlendirmenin objektif ve güvenilir olması ne kadar mümkün olacaktır?

Eğer Millî Eğitim Bakanlığı hayırlı bir iş yapmak istiyorsa eğitim sistemindeki sorunları tartışmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Toğrul.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Sayın Başkan, son cümlemi tamamlıyorum.

Eğitim emekçilerini bireysel performans değerlendirme tehdidiyle hizaya getirmek ve disipline etmekten derhâl vazgeçilmeli. Uyguladığı eğitim politikalarının neden birer birer çöktüğünü bugün burada da AKP'nin ifade etmesi lazım.

Eğitim politikalarımız sürekli bir yazboz tahtasına dönüşmüşken şimdi öğretmenlik mesleğini bu kadar değersizleştiren ve geleceğin çocuklarını yetiştirecek öğretmenleri böyle horlarken nasıl bir başarı yakalayacağız, bunun cevaplanması gerekir diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)