GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:11.04.2018

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, 14'üncü maddede Milliyetçi Hareket Partisinin de Cumhuriyet Halk Partisi'nin de imzaladığı önergeyle bir nebze olsun düzeltilen bir madde var ama esas orada, tabii, iktidar grubu olarak şunu yapabilseydik orman köylülerinin faydasına olacaktı: Orada "ancak" ibaresi var yani "ancak" ibaresi, makine gücüyle olan işlerde orman köylüsüne verilen hakları kaldırıyor.

Şimdi, biliyorsunuz, makine gücüyle araziler işlendiği için orman kooperatifleri ORKÖY üzerinden krediler aldılar. Şimdi, bir sürü kooperatif başkanı bizi aradı, 1 milyon lira borçlanmışlar. Şimdi, bunu kaldırdığınızda, bu, müteahhitlerin önünü açıyor yani orman köylüsünün yapacağı işe orman müteahhitleri girecek. Şimdi, orman kooperatifleri, biliyorsunuz, 70, 80, 100, 120 üyeden oluşuyor. Şimdi, bunların hepsinin muvafakatini alacak, bir ihaleye girecek -bölgesinde 1.500-2.000 hektarlık bir makineli ağaçlandırma çalışması var- diğer tarafta da bu işi bilen müteahhit grupları -zaten bu tasarının gelmesinde onların yoğun baskısı oldu- ihaleye girdiğinde orman köylülerinin buradan bu ihaleyi alması mümkün değil. Bu da birçok orman kooperatifinin iflasına neden olabilecek bir husus. Eğer bu "ancak" ifadesini kaldırırsak doğru bir yaklaşımı yakalamış olabiliriz.

Yani burada, gerçekten, ormanların korunması, orman köylüsüne sahip çıkmaktan geçiyor. Biz orman köylülerini ne kadar güçlendirirsek ormanlarımızın geleceğini doğru planlayabiliriz. Çünkü Türkiye orman yangınları açısından en riskli ülkelerden bir tanesidir. Baktığınız zaman, Türkiye'de 21 binin üzerindeki orman köyü, ormanlarla iç içe. Bunlar ormanlarla barışık olduğu müddetçe ormanların korunması ve sahiplenilmesi noktasında ciddi gayretin içinde oluyor. Bugün, gidin Feke'nin, Saimbeyli'nin, Aladağ'ın 200 kilometre köylerinde Orman İdaresi varmadan orman yangınlarına orman köylülerimiz müdahale ediyor. Ama bugün bu getirilen teklifle beraber, biz, bunların elindeki bu imkânları alıyoruz. Bu doğru bir şey değil değerli arkadaşlar, bunu tekrar, bu şekilde düzeltebilirsek çok faydalı olur kanaatindeyim.

Biliyorsunuz, Türkiye bir de genç ormanlar açısından çok önem arz ediyor. Genç ormanlar, Türkiye ormanlarının aslında bir zenginliği ama ne yazık ki şunu ifade edeyim: Yıllardır bu kürsüden... 2 olan orman fakültesi Türkiye'de 10'a çıktı, binlerce orman mühendisimiz işsiz; Türkiye'de de 1 milyon 200 bin hektar civarında genç ormanın bakıma ihtiyacı var. Bu kürsüden onlarca defa ifade ettik, çocuklarımız 20-21 yaşında orman fakültesinden mezun oluyor, yıllarca işsiz geziyor ama biz ormandaki bütün işleri ihaleye veriyoruz. İhalede hizmet alımı yoluyla, genç orman mühendislerini de kontrol altında tutarak "Orman Mühendisleri Odası seçiminde oy kullandırır mıyız?" veya "Bunları taşeron üzerinden hizmet alımı şeklinde değerlendirir miyiz?" diyerek mesleğe daha henüz yeni başlayacak bu arkadaşlarımızın bütün heveslerini ve amaçlarını kırıyoruz.

Türkiye'de 1 milyon 200 bin genç ormanın olduğu yerde en aşağı 1.000-1.500 orman mühendisini Orman teşkilatının acilen alması gerekiyor. Avrupa'da 5 bin hektara, 6 bin hektara 1 orman işletme şefi düşerken bizde 25 bin, 30 bin, 40 bin aralıklarında şefler var ve bugün 11 işletme şefliği var bir işletmede, onun 5-6 tanesi de boş. Bu orman mühendislerinin bir an önce işe alınmasında fayda var.

Yine, bakın, orman yangınları bundan sonra başlar mayıs, haziran gibi; temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım ayları orman yangını aylarıdır. Biraz önce de ifade ettim, Türkiye kızılçam ağırlıklı olduğu için yangınlara çok hassas. Yıllardır, on yıldır, on beş yıldır orman yangını işçileri, bu yangınlarla tecrübeli bir şekilde mücadele ediyor. İşte, son çıkan taşeron yasasıyla, altı ay önce işe girenler -"Taşeron yasası çıkacak." diyerek altı ay önce işe girdiler- kadroya alındılar ama yirmi beş yıldır orman yangınlarını söndüren, hayatlarını ortaya koyan -tehlikeli bir iştir orman yangınları, yıllarca orman yangınlarıyla mücadele eden bir orman mühendisi olarak ifade ediyorum- bu işçilerimiz ne yazık ki kadroya geçirilmedi. E şimdi, burada ciddi bir haksızlık var yani altı aydır çalışan, bir milletvekilinden referans alacak, kâğıt alacak, Sağlık Bakanlığında, şurada burada, kamuda işe başlayacak, altı ay içerisinde kadroya geçecek ama yirmi yıldır emeğiyle, dişini tırnağına takarak orman yangınlarını söndüren binlerce orman yangını işçisi kadroya alınmayacak. Yani bu politikaları doğru uygulamazsak çalışma barışını sağlayamayız, hakkı tesis edemeyiz, haksızlıkların önüne geçemeyiz. Bunların bir an önce düzenlenmesi lazım.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)