GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:02.05.2018

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, şimdi biraz önce Sayın Bakana bir soru sormuştum, soru üzerine Sayın Bakan çok sinirlendi ve öyle bir tablo anlattı ki bir an ben yerimde dedim ki: Sanırım biz ya Finlandiya'dayız ya Norveç'teyiz.

Sayın Bakanım, on altı yıllık AKP iktidarında siz 6'ncı bakansınız. Her bakan şu açıklamayı yaptı mı? "Bu sistemle iş yürümez, sistemin değişmesi lazım. Öğrencilere eziyet ediyoruz. Öğrencilerimizi bu eziyetten kurtaracağız." Dediniz mi, demediniz mi? 6 bakanın 6'sı da bunu tekrar etti.

Sayın Bakanım, yine, konuşurken öyle bir tablo çizdiniz ama laf arasında gerçekten önemli ipuçları da verdiniz. Mesela birleştirilmiş sınıflardan bahsettiniz. Eğer hâlâ bugün geldiğimiz 2018 dünyasında birleştirilmiş sınıf varsa aslında bir Orta Doğu ülkesi bile değiliz, bir Afrika ülkesi kıvamındayız.

Ne demektir birleştirilmiş sınıflar değerli arkadaşlar? 4 sınıf, 1,2,3,4 aynı sınıf ortamında eğitim görüyor demektir Sayın Bakanım.

Taşımalı eğitimle övünüyorsunuz. Oysa biz herkesin kendi yerinde, kendi bölgesinde... Bir taraftan liseler için diyorsunuz ki "Bulunduğu yerde okusun." bir taraftan da "Bilmem ne kadar taşımalı öğrenci var." diyorsunuz.

Sayın Bakan ve değerli milletvekilleri, AKP'nin on altı yıllık iktidarı döneminde en büyük darbeyi eğitim almıştır. Eğitim bir yazboz tahtasına dönüşmüştür. Her gün bir sistem, her gün bir sınav değişikliği yaşanmıştır. Biraz önce Sayın Balbay sadece bu yıl üniversiteye girecek olan öğrencilerle ilgili sınav takvimini açıkladı. Sayın Bakanım, buyurun, buna ne diyeceksiniz? Sekiz ay boyunca 7-8 kez siz "sınav şöyle olacak, şu sorular eklenecek" dediniz. Peki, gerçekten eğitim böyle mi yürür, böyle mi olmalıdır? Hayır, ama bir taraftan bunlar yaşanırken bir taraftan -dediğim gibi- tozpembe tablolar çiziliyor.

Değerli arkadaşlar, biz "üniversiteler bölünmesin" dedik, şimdi, önümüzde birkaç tane AKP milletvekilinin yeni ek madde tahsisleri var, yarışa girilmiş. Örneğin ben de ilimde üniversite istiyorum. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi de bölünecek, Trabzon da bölünecek. Niye? Çünkü bunun bir güç gösterisi olduğunu düşünüyorlar değerli arkadaşlar.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Seçime yatırım amacıyla sayıyı artırmak için.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Şöyle düşünüyorlar: Örneğin Antep şöyle gelişmiş, dolayısıyla şöyle bir ihtiyaçtan biz üniversiteye ihtiyaç duyuyoruz değil. Çünkü Antep'e gittiğinde "Ben üniversite kurdum." diyecek. O zaman Samsunlu milletvekili halkın şunu söyleyeceğini düşünecek: "Antepli bastırdı, orada üniversite kurdu, niye siz Samsun'a ikinci üniversiteyi kurmadınız?"

Değerli arkadaşlar, üniversiteler siyasi saikle yönetilemez, siyasi saikle üniversite kurulamaz. Bakın, aynı şeyi daha önce kurduğunuz üniversitelerdeki bölümler için yaptınız. Sayın Bakanım, soruyorum size: Mardin Artuklu'daki Kürdoloji Enstitüsü ne oldu? Yani bu ülkenin ihtiyacıysa, eğer kurduysanız... Ki ben doğru olduğunu, bu ülkenin çoğulcu yapısına uygun bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Ama ne yaptınız? Şu anda Mardin Artuklu Üniversitesinin Kürdoloji Bölümü yani Yaşayan Diller Bölümü fiilen çalışmaz duruma getirildi, 9 çalışanı, öğretim üyesi ihraç edildi, hiçbir gerekçeyle değil. Bakın, diğerleri için imza dediniz, diğerleri için şununla iltisaklı dediniz ama Kürdolojideki öğretim üyeleriyle ilgili hiçbir şey söylemediniz. Siz istihdam ettiniz, şimdi siz çıkarıp kapı önüne koydunuz. Şimdi böyle bir yaklaşım, siyasi saiklerle üniversiteye müdahale asla doğru değil, ülkenin imkânları ve ülkenin ihtiyaçları dikkate alınmalıdır ama bunların hiçbirinin dikkate alınmadığını şu anda görüyoruz.

Dediğim gibi, şu anda bir üniversite açma yarışı başlamış. Niye? 24 Haziranda seçim var. Her şey mübahtır seçimi kazanmak için. Sayın Bakan, muhtemelen sizden sonraki bakan inşallah AKP'li olmayacak, 24 Haziranda göndereceğiz. Ola ki AKP'li olursa siz de emin olun o da diyecek ki: Bu sistemle iş yürümüyor, sistemi değiştiriyoruz.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)